Bir kenarı çekip berkaya ne gördüğünü sordum. Bana bersu ile cansunun bi adam tarafından tutulduğunu söyledi sonra onları bırakıp bize doğru gelince hicbir şey yapamamış. Bunu telefonda hocaya anlattım bana fazla geç kalmadan o kutuyu bulmamı söyledi. Bu sefer berkayı geride bırakmam lazımdı beni yavaşlatırdı. Sabah oraya geri döndüm havada sis vardı ama en azından gündüzdü. Arabadan baltayı aldıktan sonra eve girip bodruma indim. Kulağıma bersunun sesi geliyordu. bana kutuyu almamam için yalvarıyordu ama başka carem yoktu. Tahtayı kırmaya başladım ama içimde kötü birşeyler olucakmış gibi geliyordu. En sonunda kutuya ulaşmıştım yukarı çıkarken kapının kilitli olduğunu gördüm. Buradan çıkmak için başka bir yol bulmam lazımdı. Hemen berkayı aramaya çalıştım ama telefon cekmiyordu. Beklemekten başka yol bulamadım. Uyuya kalmışım bersu ve o adam rüyamdaydılar. Bana kutuyu bırakıp gitmemiş söylediler. Uyandığımda bazı tıkırtılar geliyordu yukarıdan bir köşeye saklandım.
Bodrumun kapısı açıldı aşağı inen berkaydı. Buna çok sevinmiştim. berkay beni bırakmamıştı. Yukarı çıktık arabaya doğru koşuyorduk. Hava kararmıştı ve bu kutuyu bir an önce hocaya götürmemiz lazımdı. Akşamı arabada geçirdik. Sabah yola koyulduk öğlene doğru hocanın yanına varmıştık. Hoca bize bu kutuyu açıp içindekileri yakmamızı söyledi. Bunları yakmanında bir yolu varmış. Hocaya kutuyu bıraktık akşama doğru gelmemizi istedi. Gittik yemeğimizi yedik bu durumu tartıştık. Akşam olmuştu hocanın evine vardık. Hoca bizim odaya girmemizi istedi. Ortada siyah kutu duruyordu. Hoca bizim elimize mum verdiç bunları kutunun yanına koymamızı ve beklemimizi söyledi. Kutu sıcakta erimeye başlamıştı. içinden bazı arapçaya benzeyen yazılı kağıtlar cıkıyordu.
