don't need no fortune teller (to know where my lucky love belongs) #LFESonbahar

1/1

gülşah için.

bu +5k'lık, verdiğin prompttan olabildiğince uzak, anlamsız roller coaster fici senin için daha dün yazılmaya başlandı canım kurdelem. şiddetle okumamanı öneririm lkfjgk

eveeet, birkaç teşekkür etmem gerekiyor. benimle yazın ortasında can sıkıntısından bu exchange fikrini doğuran ve sonra tembelliğime tembelliğini katıp exchange'i sonbahara -daha doğrusu kışa- yapan, iyi günde kötü günde beraber çürüdüğümüz ruhumun diğer yarısı Elifeyza'ya, ona attığım her fici özene bezene ve müthiş bir istekle betalayan, bunu yaparken gıkını bile çıkarmayıp bana gerçek bir melek olduğunu düşündürten roadtrippin'e, duygusal açıdan yıkıcı bu exchange'e katılan -ay hadi çıkanlar da dahil olsun- güzellerime, bu trainwreck hikayeyi okuyup betalayan ve olabildiği kadar adam eden, üstüne bir de ta yanıma kadar gelip psikolojik destek olan şiddet yanlısı partner in crime'ım, all-time-editörüm ve kedi pornosu kaynağım  VickyMouse'a KOCAMAN TEŞEKKÜRLEEEER X

(editör notu: eğer hobbitim ve gandalf'ı bu kadar strese maruz bırakılmasaydı benim gibi sakin bir çiçek yaprağı asla çıldırmazdı, pffft)   

-

"Eğer siz ikiniz çıkıyor olsaydınız üzerinize kusardım. Ciddiyim, öyle bir şey olursa sakın gözüme gözükmeyin. İğrenç."

Lafı ağzından çıkar çıkmaz, yerde gitarlar ve nota kağıtlarından oluşturdukları küçük çöplüğün arasında oturan iki en yakın arkadaşının birbirlerine çaktırmadan attıkları bakışlardan şüphelenmesi gerekirdi belki ama Harry cidden bunun olacağını görememişti.

O, 9 yaşındayken Buzz Lightyear oyuncağını yanlışlıkla şöminenin içine düşürüp yanışını izlediğinden beri süper güçlere inanmıyordu. Fakat her nedense kendisinin kesinlikle kontrol edemediği bir tür yanılma süper gücü vardı.

Niall Horan, en yakın arkadaşı, son üç yıldır aynı evi paylaştığı ve çamaşırlarını katladığı kişi, diğer en yakın arkadaşı Ed ile bunu söyledikten tam iki gün sonra çıktıklarını açıklıyordu.

Rugby maçı karşısında. Sütsüz gevrek yiyerek.

"Sen eşcinsel bile değilsin!" diye bağırdı banyodan oturma odasına koşarken. Tıraş kremini suratına daha yeni sürmüştü ve tüm cildi nane esansından yanıyordu. Yine de koltuğunda oturan iki yakın arkadaşının itirafı karşısında bunu umursayamadı.

Niall'ın kucağına ve koltuğa gevrekler saçılmıştı ve Ed baksırıyla oturuyordu. Bariz senaryo karşısında yüzünü ekşitmemeye çalıştı.

"Sakin ol, Noel Baba. Bağırmana gerek yok." dedi Niall olabildiğince rahat. "Seni duyuyoruz."

Biraz olsun sağ duyu beklentisiyle Ed'e baktı fakat adam gözlerini Sport Center'dan ayırmamıştı bile.

"Birden bire gey olamazsın. Üç yıldır aynı evde yaşıyorum seninle!"

"Birden bire olduğunu kim söyledi?"

Harry gözlerini irice açıp televizyonun önüne geçti. Gözleri çıldırmış gibi bir Niall'a, bir Ed'e gidiyordu. "Ciddi olamazsınız." dedi seslice. "Ne zamandır devam ediyor?"

İkili karar vermek ister gibi bir süre birbirlerine bakıp Harry'nin nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde iletişim kurdular. "Bir buçuk yıldır." dediler aynı anda.

Harry bayılacağını düşündü.

"Hani bir bara gitmiştik ve Ed o gece çalıyordu ya." dedi Niall.