Çağla
Sabah alarmımdan yükselen Fall out boy'un sesiyle uyandım.Hangi insan alarmını bir rock şarkısı yapar? Durun söylemeyin, o benim.Alarmı kapatıp kafamı yastığımın altına soktum.Yatağım sıcacık ve yumuşaktı ayrıca çift kişilik olduğu için yayıla yayıla yatıyordum. Ve benim buradan çıkmamı isteyen insancıklar ne yazık ki okulumda beni sabahçı olarak ayarlayan müdürümüzdü-MEB de var tabi-. Alarmım bir kez daha çaldığında mecburen ve sürünerek banyoya gittim.Banyodaki işlerimi hallederek daha canlı bir görünüm kazanmayı denedim." Ne kadar oldu?" derseniz... Demeyin. Yüzüme bir iki şaplak atarak kendime gelmeye çalıştım. Uyandığımı biraz daha hissederken dolabımın önüne geçtim ve okul formalarımı çıkartarak giymeye başladım.Formalarımı giyer giymez alt kata fırladım ve annemin hazırlamış olduğu kahvaltıya aval aval bakarken annem "Ne diye baktın kuzum öyle? Hadi otur da kahvaltımızı edelim." dedi.Sahi, neden öyle bakmıştım ki? Neyse artık bakış, bakışdır.Haydi Bismillah! Yemeklere gömülelim! Ben tabiri caizse hayvan gibi tıkınırken annem bana güldü ve " Az yavaş ye.Boğulacaksın, önünden kaçıran yok." dedi. Ağzımdaki lokmayı yutarak dişlerimi göstererek gülümsedim." Sen merak etme annem, bu kız 120 kaloriden 300 kaloriye,300 kaloriden 1200 kaloriye karşı dayanıklı.Çok alıştırma yaptım." diyerek tekrar bir sırıtış gönderdim.Annem kahkaha atarak "Tamam ,Hadi bakalım kahvaltın bittiyse yeni okuluna doğru yolcusun.Haydi iyi dersler, arkadaş edinmeye çalış." bunları derken aynı zamanda da bana hem ceketimi giydirmiş, hem çantamı vermiş, hem de ayakkabılarımı giydirmişti.Cümlesini bitirdikten sonra yüzünü buruşturarak anneme baktım.Kolay kolay arkadaş edinemediğimi bilirdi."Bakma bana öyle çirkin çirkin.Ben ne dediysem, o. Hadi canım benim, geç kalacaksın. " diyerek sırtıma vurdu bir iki kez.Annem her ne kadar bana güvensede arkadaş edinme konularında hiç iyi değildim.
Yağmur
Sabah uyanır uyanmaz bizim tayfayla buluşmak için çok aceleci olmam gerekmişti.Ama lütfen şunu atlamayalım, ben Sakar Yağmur'um.Ve başını dolabımın kapaklarına sıkıştırmıştım.Bizim kızlarla buluşacağımız saate çok az kaldığını görünce daha da acele ederken merdivenlerden düşme tehlikesi yaşayarak annemi ve babamı öptüm.Sonra da 'kolay gelsin size,öptüm ikinizide.' diyerek evden koşar adım okula doğru ilerledim.Dakik biri olmamak benim suçum değil tamam mı?Ama kafiye yapmayı çok severim.Hatta bir aralar şiir yazmaya çalışmıştım ama şiirlerimin belli bir konusu olmadığı için şiir maceramı bitirmiştim.
Açelya
Neredeyse yarım saatir Yağmur'u bekliyordum.Tamam dakik birisi değilsindir,anlarımda 1 saat geç kalmak ne demek?! Kesin alarmını yanlış kurdu.Nefesimi iyice ciğerlerime doldurdum ve çok sıkıntılı gibi çıkan bir "poff" sesine engel olamadım.Kafama kapşonumu geçirerek buz gibi olan okul duvarına yaslandım.Aralık ayındaydık ve benim nefeslerim, sanki havaya bir buz parçası asmışsınız gibi donuyordu.Telefonumu çıkardım ve tam olarak 5 dakika için alarm kurdum. 5 dakika içinde Yağmur gelmezse Hadi bana Eyvallah.Gelsin kendisi okula.Tam 2 dakika sonra Mira ve Dilan'da geldi.Ben ikisine de ' sizi pis fareler,neden beni 1 saat beklettiniz?' bakışı atarken Dilan yavru köpek bakışı yapıyordu.Mira'da yanıma gelip bana sarılmaya çalışıyordu.Ama ellerini,ellerimle geri geri itiyordum ve sarılamıyordu.Hem Mira'nın hareketlerine hem de Dilan'ın bakışlarına dayanamayacağımı anladığımda pes ettim ve somurtkan yüz ifademi büyük bir kahkaha söktü gitti.Ellerimi de aşağı indirirken Mira bana anında sarıldı.Bende ellerimi sırtında birleştirerek,oyuncak ayımı sıkıyormuş gibi sıktım.Bize bakıp bakıp kıskançlık bakışı atan Dilan'a döndüm ve "Neden sende sarılmıyorsun? Akılsız mısın kanka? Gel hadi!" diye cırladım.Cırlamama dayanamayarak o da bir kahkaha attı ve yavaş hareketlerle bir doğru gelip sarıldı.Biz daha tam sarılmamızı bitirememişken tepemize biri bindi.Evet, gerçek anlamda biri bindi.Saçlarından anladığım kadarıyla bu Yağmur'du. "Ah,ah grup kucaklaşmasını özlemişim.Hareket etmeyin ve biraz daha sarılalım" dedi.Aslına bakılırsa bende özlemiştim 2 gün önce yapmamıza rağmen.Eh işte, onlar benim kayıp kız kardeşlerim olunca,oluyor böyle şeyler.
Dilan
Kızlarla kucaklaşmamızdan sonra birbirimize bakarak kıkırdadık ve kol kola okula doğru gitmeye başladık.Belki de içlerinden en normali bendim.Hepsi benim anlayamadığım bir şekilde değişikti.Mesela ; Yağmur.O herkesden farklı.Hem çok fazla yemek yiyor aynı zamanda da diyete giriyor.Hemde uykuyu hiç sevmiyor."Neden uyumayı sevmiyorsun" diye sorduğumuzda " Hayatımdan çalıyormuş gibi hissediyorum." diyordu.Garip işte.Ama çok seviyorum.Açelya' da çoğunlukla yalnız takılmayı sever mesela.Ama bizi görünce dışındaki soğuk,umursamaz tavırlarını içine atıyor ve sevecen,neşeli biri oluyor.Bu benim tespitim.Her zaman ruh hali değişik bir biçimde olduğunu anlamayan kalmadı okulda.Olsun ben onun değişik ruh hallerini bile seviyorum.Onlar benim için, ölen ailemin yerine aldığım ailem.Bazen onlar olmazsa ne yaparım diye düşünüyorum.Ve yaşayamayacağım aklıma geliyor.Beni hayata bağlayan tek şey bu şebeklerdi.Mira'yı anlatmak ya da örneklemek için kelimeler yetmiyor zaten.Her ne kadar üçünü de aynı derecede sevsem de Mira benim ilk ailemi kaybettiğim zamanlar yanımdaydı.Ve onu kimseyle değişmem.
Mira
Okula geldiğimizde çok yürüdüğümüzün farkına vardım.Kızlara dönerek "Kantin mi? Sınıf mı? " diye bir soru yönelttim.Dilan ve Açelya" sınıf "dedi Yağmur " Kantiiin " diye bağırmasıyla ses kirliliği oluşturdu.Yağmur'a yüzümü buruşturarak bakarken çok bağırdığını o da fark etti.Şok olmuş bir ifade takındı yüzüne.Sonra bizim arkamızda bir yere bakarak şok olmuş ifadesini şapşallığa bıraktı.Onun baktığı yere bakınca neredeyse 2 yıldır platonik olarak hoşlandığı çocuğa dönmüş olduk.Şapşal Şapşal benim omzumun üstüne ellerine koydu ve hayranlıkla bir iç çekti." 2 yıl geçmesine rağmen hâlâ nasıl bu kadar yakışıklı olabilir bir insan? Pardon insan dedim, o bir melekti." dedi.Hafif bir kıkırdama yolladım ve "Basketbol takımının kaptanına aşık olman benim suçum değil.Her okulda basketbol takımının kaptanı yakışıklıdır.Bunu da mı ben söyleyeyim? " dedim.Bana "Seni nerden tanıdım ben?!" bakışı attı kafasını kaldırarak.Ona kocaman bir sırıtış göndererek " Hadi sınıfa caniçim." dedim.Kolumu omzuna atarak kendime çektim ve "Sen benim canımsın,canım." diyerek tepesine çıktım.Benden daha kuvvetli olduğu için beni taşıyabiliyordu.Hâla somurtuyordu az önce yaptığım espiriye.Elimi yüzünün üstüne getirerek somurttuğu için çıkmayan gamzesini dürttüm.Hâlâ somurtuyor.Bende Mira'ysam gülmeden bırakmayacağım seni kızım anlsana.Parmağımı gamzesinin üstünde biraz daha bastırarak nihayetinde gülmesini sağladım."Kanka pardon ama hayvan gibi bastırdın ya.Acıdı." dedi, tekrar gülerek "Oyy, kıyamam.Gel öpeyim, geçsin." dedim ve sırtından inerek yanına geldim.Yanağını bana doğru uzattı ve "Al öp, geçsin." dedi.Yine güldüm ve tam gamzesini öptüm." Geçti." dedi pis pis sırıtarak.Ben sırıtmasına gülerken sınıfa çoktan gelmiştik bile.Yağmur'u sırasına bırakarak Açelya'nın koluna girdim."Ooo Açelyacığım, demek bana çikolatalı süt ısmarlıyacaksın.En sevdiğim."diyerek Açelya'ya da sırasına kadar eşlik ettim." O da benim gibi gülerek"Demek sende bana annenin turşularından getircekmişsin.Ooo,Mira coşturuyorsun yine midemi." Kahkaha attım ve kafa sallayarak Dilan'ın yanına geçtim.Dilan bana insan görmüş masum uzaylı bakışlarını atarken dayanamadım ve yine kahkaha attım.O da gülünce direk kollarını açtırdım ve kollarının içine girerek oyuncak ayı sarılışını yaptık.Hoca gelince mecburen birbirimizi bıraktık ve ayağa kalktık. Hoca bizi selamladıktan sonra kapı çaldı ve herkesin bakışları kapıya döndü.Kapının arkasından 'yeni öğrenci ' olarak adlandırabileceğimiz sarışın bir kız çıktı.Utangaçca hocaya"Şey...Im... Ben yeniyimde, sınıfı bulmakta biraz zorlandım bi yere geçebilir miyim?" dedi."Tabi, geç otur Açelya'nın yanı boş."dedi hocamız, Açelya'nın sırasını gösterirken.Açelya çantasını yan sıradan kaldırarak Yeni kıza yer açtı.Kız yavaş adımlarla Açelya'nın yanına oturdu.Ve hocamız da derse girdi direk.Hayır, 2. dönemde olsak anlayacağım direk derse girmesini ama 1.dönemdeyiz daha yahu.Yeni bir öğrenci gelmiş onu tanısaydık bi önce.Hocaya olan tribimi sonlandırarak dersi dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesizler Çetesi
Teen FictionBazen herşey, sadece şimdiye bağlıdır.Bu hikayede kendimizi keşfederken asıl sormamız gereken soru "Ne olacağım?" değil de "Şimdi ne yapacağım?" olacak.Bir grup kız, kendilerini diğer sıradan kızlardan soyutlamış bir şekilde büyümeye alışmışsa onlar...