HAYAT ŞARKISINDAN FISILDAYAN

16 2 1
                                    


Bİ pazar akşamı ailemle beraber televizyon izliyorduk. Rüzgar,Ateş,annem,,babam ve ben . Komedi filmi açıp kahkahalarla izliyorduk.Reklam arası olduğunda babam diğer kanallara baktı . Haber bültenini açtığında sunucu kadın konuşmaları kanımızı dondurdu."Willam şehrinde artık büyük bir kıtlık başlıyor " dedi. Babam hemen hazırlanıp dışarı çıktı.Geri geldiğinde "herkes sakin tüccarlar iş başında şimdilik sorun yok " dedi.Sabah kalktığımızda herkez bağırıyordu. "o un benim " "o un benim " diye büyük bir kargaşa vardı.Babam dışarı çıkıp baktığıda " gerçekten uzun bi kuyruk var" dedi. Annem tandıra bakıp "daha yemeğimiz var, ama napıcağımızı bilmiyorum " dedi. o gün babam Willam şehrinden çıkıp un fabrikasına işe gitti.Çuvallarla un almış, patronuna maaşımdan kes demiş ; Oda onun maaşını alıp işten kovuldun diye bağırmış.

Babam eve geldi. onu gören annem ;"bir gün bu durum son bulur"demişti. Babamda kafa sallamıştı.1 ay sonra kıtlık iyice yayılmıştı. Herkes bir un için birbirini öldürmeye başlamıştı. Ne oldu da bu kadar kıtlık ilerlemeye başladı.,bilmiyorum.Ama artık biliyorum ki herkes sadece ölümle savaşıyordu.

Tandırımızda erzak gittikçe azalmaya başlıyordu.Akrabalardan , komşulardan ölenlerin haberleri:geldikçe bizde korkup annemize sarılıyor, ağlıyrduk.Annem bize bir şey yok dese de el altından komşulara yardım ediyordu.

Çünkü:Onların zaten bi geçim kaynağı yoktu.Annem ne kadar da bu duruma üzülsede bellti etmiyordu." Lidya ,babanla birlikte yarın sabah erkenden un fabrikasına gidip alabildiğin kadar un al tamam mı yavrum" demişti anneme ofladım çünkü ; ora 15 km uzaklıktaydı .Korkuyordum yine de "tamam anne " dedim . erkenden yola çıkacağım için saat 20:00 da uyumaya karar verdim . sabah kalktığımda saat 4:30 du şimdiye çoktan babamla yola koyulmuş olmamız gerekiyodu.Hemen babamla bisikletllerimizi alıp yola koyulduk . geldiğimizde saat 5:00 dı .Şimdiden sıra dolmuştu . Akşamdan bekliyen bile vardı. ne kadar sıra yaklaşsada bir türlü bize gelmeyen bi kavgalı yol vardı. sonradan gelen kişiler öndeki kişilerin yerini aldığı için adamlar birbiriyle kavga ediyordu.Sıra bize geldiğinde içeri girdik. Adam;"kaç liran var bakalım" dedi.Babam "1000tl var " dedi. " baya biiyi sana 70 kilo un verelim "dedi . babam adama yaklaşıp "100 kilo verilmiyicekmi" dedi. adam; "istersen ununu bırak sıradaki insanlar alsın "dedi. unumuzu alıp dışarıya çıktığımızda herkes bize bakıp "2000tl veriyim onu bana ver" gibi sözcükler kurmaya başladılar . Onları dinlemeyip bisikletimize bağlıyıp yola koyulduk . Akşam saat 16:00 dı eve geldiğimizde anneme unu uzatırken "anne bu kadar verdiler" dedim. "tamam yavrum bi süre daha idare eder "dedi . Dışarıya çıktığımda babamın yanına oturdum "willam şehri artık batıyor " dedi birşey diyemedim . Haklıydı Çünkü; artık bu şehir ölüyordu.




HAYAT ŞARKISINDAN FISILDAYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin