Black Forest

289 48 21
                                    

Yanında hissettiği sıcaklık ile göz kapaklarının örttüğü güzel ve iri gözlerini araladı Jeonghan. Gözlerini sıcaklığın sebebine çevirdi ve bu gülümsemesine neden oldu.

Seungcheol, yanına uzanmış, kafasını avcuna koymuş bir şekilde, Jeonghan'dan daha iri olan gözlerini hiç kırpmadan onu incelemek üzerine görevlendirmişti ve gözleri bu görevi harika bir şekilde yerine getiriyordu.

Jeonghan'ın gülümsemesine karşılık verdi Seungcheol. Daha sonra ise kafasını yastığa gömüp tavana bakmaya başladı Jeonghan gibi.

"Saat henüz erken değil mi?"

Jeonghan küçük parmaklarıyla gözlerini ovalarken sordu. Biraz daha uyumak istiyordu.

"Piknik yapabileceğimizi düşündüm, ormanın girişinde."

Jeonghan, korkuyla Seungcheol'a baktı. Siyah orman, tüm çocuklar için korkutucu bir yerdi ancak, Seungcheol her şeye rağmen o ormana girmeyi istiyordu. Hep meraklı bir çocuk olmuştu zaten ama bu meraklarının sonuçlarını umursamıyordu.

"Orası korkutucu Seungcheol."

Bir fısıltıdan ibaret olan sesiyle söyledi Jeonghan, ormanın düşüncesi bile tüylerini ürpertmeye yetmişti.

"Ormana girmeyeceğiz, sadece girişinde olacağız."

Seungcheol, verdiği sözleri her zaman tutardı ama merak, insanın yönetebileceği bir duygu değildi, ve Jeonghan'ın bildiği bir şey varsa bu da, Seungcheol'un merakına karşı koyamayacağıydı.

"Geçen yıl Chunghee hyung ormanda kayboldu ve hala bulunamadı."

"Chunghee hyung yalnızdı. Ben, seni korumak için her an yanında olacağıma dair söz veriyorum."

"Erkek sözü mü?"

"Erkek sözü."

----------

Ormanın tam girişine geldiklerinde durdular. Seungcheol'a kalsa daha derinlere ilerlerdi ama Jeonghan bunu istemiyordu. Onu yalnız bırakmayacağına söz vermişti.

Küçük bedeni için fazla ağır olan piknik sepetini yeşilliğin arasına koydu ve yeniden arkasına baktı.

Orman, siyahlar içindeydi. Ağaçlar, göğe kadar uzanıyor ve ucu gözükmüyordu.

Chunghee'nin başına gelenlerden sonra çocuklar, ormanda yaşayan cadılar, troller, periler ve daha binlercesiyle ilgili masallar uydurmaya başlamıştı. Chunghee'nin bunlardan biri tarafından kaçırıldığını düşünüyorlardı.

Ebeveynler ise Chunghee'nin yalnızca kaybolduğunu biliyorlardı ve çocuklarını sadece ormanın derinliklerine girmemeleri konusunda uyarıyorlardı. Uydurulan masallar yüzünden ormana girmeye cesaret edemeyeceklerini biliyorlardı.

Ama Seungcheol o çocuklardan farklıydı, korkusuzdu. Jeonghan'da bunu biliyordu. Buraya gelirken Seungcheol'dan bir söz almıştı ama içinden bir ses onun bu sözü tutmayacağını söylüyordu üstelik bunu söyleyen tek şey bu da değildi, Seungcheol'un ormana olan bakışları da buna kanıt niteliğindeydi.

Örtüyü yere serdiler ve Seungcheol'un annesinin onlar için hazırladığı yemekleri yavaşça piknik sepetinden çıkartmaya başladılar. Yemeklerin enfes görüntüsü ikisinin de ağzını sulandırmıştı.

İçine çilek reçeli sürülmüş olan sandviçi Jeonghan'a uzattı Seungcheol, böğürtlenli olanı ise kendine ayırdı.

Jeonghan, sandviçi yerken kırmızı reçel dudaklarına bulaşmış ve normalden daha kırmızı olmasını sağlamıştı. Seungcheol'unkiler ise biraz daha morumsuydu. Kahkahasına engel olamadan konuştu Seungcheol.

Black Forest/JeongCheolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin