Ahh Amerika sonunda seninleyim! Ama acele etmezsem beni yurda almayacaklar.Adım atmamla ani bir travma yaşayıp yere düşmem bir oldu.Sanki büyük bir taşa çarpmış gibiydim."Pardon" diye bir ses geldi.Kafamı kaldırdım ve gözlerime inanamadım gerçekten de bir taş.Dilim tutuldu sanki.Sarışın mavi gözlü bir taş. Önemli değil demeye çalıştım. Bana bakmasan ya şapşik.Ne diyorum ben ya? Beni anlamaya çalışıyordu.Kalkmam için elini uzattı ve ben Colin dedi.Bende Mekselina dedim.Sevimli bir gülüş attı. Onu kısa bir sürede tanımama rağmen sanki bağlanmıştım.Saate baktım.
-Colin seni tanıdığıma çok memnun oldum ama gitmem gerek.
-Pekala.Nereye gidiyorsun?
-New York.
-İstersen seni götüreyim.
-Saol ama seni meşgul etmek istemem.
-Lafı bile olmaz.Hem orada birkaç işim var zaten.
Biraz uzun mesafeli bir yolculuk sonucu sağolsun Colin beni yine yalnız bırakmadı.Yol boyu konuşmuştuk zaten.Yurt müdürüyle konuşmaya gittim.Ama durum yine hüsran. Allahım ne zaman şans yüzüme gülecek.Yerime bir başkasını almışlar .Off kalacak başka yer de yok. Umutsuzca dışarı çıktım.Colin yüz ifademden anlamıştı zaten.
-Sanırım olmadı ha?
-Maalesef.Ağlayacağım ama çok şanssızım.
-Gerçekten de öyle.Bak ne diyeceğim.Babam buranın en ünlü otelinin sahibi.İstersen oradan bir oda ayarlayalım.
-Çok iyi olur.
Babasıyla görüşmek üzere biraz uzaklaştı.Geri döndüğünde yüzünden anladım.Endişeli bir şekilde:
"-Olmadı dimi ?"dedim.Kafasını salladı.Tüm odaların dolu olduğunu söyledi.Tabi ya sonuçta tatil dönemi . İstersen benim evimde kal dedi.Bu doğru olmazdı.Sonuçta onunla bugün tanıştık.
"-Merak etme bana güvenebilirsin"dedi.Ondan hiç süphem yok zaten dedim. Gülerek" Ee o zaman zaten başka şansın da yok zaten " dedi. Haklıydı mecburen kabul etmek zorundaydım. Yurttan birinin ayrılmasını beklerim en azından.Yine eğlenceli bir yolculuk sonucu evine gelmiştik.Baya büyük bir evdi. Ee tabi babası otel sahibi.Colin evi gezdirdi ve bana misafir odalarından birini verdi.
-Sen yerleş bir şey olursa ben buralardayım.
-Sana çok teşekkür ederim.Hakkını nasıl ödeyeceğim.
-Sorun yok.
Mutluluktan olsa gerek bir an boş bulunup sarıldım.Sonra o tatlı rüyadan uyanıp yüzümü bir garip yaptım ve aniden çekildim.
-Özür dilerim bir an boş bulundum.
-Önemli değil.Takma kafan böyle şeyleri.Neyse sen yerleş ben mutfağa inip kahve hazırlayayım.
-Tekrardan teşekkür ederim.
Üstümü değiştirip dışarı çıktım.Colin'in sesi geliyordu.Sese doğru gittim.Ne de güzel sesi vardı öyle.Tabi yine sakarlığım tuttu ve ayağımı kapıya çarptım.O da gülerek şanssız kızımız da geldi dedi.
Sesin çok güzel insanı rahatlatıyor.Gülümsedi.Kahvelerimizi alıp sohbet etmeye başladık.
-Nasıl oldu da bana hemen güvendin?
-Bilmem.Sıcakkanlı geldin.
-Her sıcakkanlı bulduğuna güvenirsin yani?
-Haha.Yok canım.Dedim ya bende tam anlamadım.Sanırım havaalanındaki çarpışmadan sonraki tepkin oldu.
-Normalde sinirliyimdir de iyi tarafıma denk gelmişsin.
-Desene şanslıyım.Buraya neden geldin?
-Tercümanlık okuyorum.Biraz pratik yapmak istedim.İleride de buraya yerleşmeyi planlıyorum.
-Vay güzel.Bende aktörüm.Ya zaten babamdan dolayı tanınıyorum.
-Aa bir dakika sanki seni Revolution dizisinde görmüş gibiyim.
-Evet.Kısa bir rol almıştım.
-Vay canına.
Etrafa göz attım.Colin'in çocukluk fotoğrafları vardı.Yanıma gelerek;
-Bu fotoğrafta 10 yaşımdayım.Yeni yeni gitar çalmayı öğrenmiştim.
-Şimdi de çalarsın herhalde?
-Tabii
Gitarını alıp bana doğru bakarak şarkı söylemeye başladı.Şarkının etkisinde kalmıştım.Bittiğini bile fark etmemişim.İki kez adımı duydu.Colin el sallıyordu.
-Pardon.Şarkı o kadar güzeldi ki etkisinde kalmışım.
Beraber akşam yemeği hazırladık.Baya güzel vakit geçirdik.Zamanla zaten kaynaştık.Bir akşam film izleyecektik.
-Ee hangi tür olsun?
-Tabi ki de korku.
-Sonra uyuyamazsan karışmam bak.
-Kim?Ben mi korkacağım güldürdün Colin.
-Tamam bak dediğim gibi ben karışmam.
-Tamam tamam hadi tak da izleyelim.
Biraz zaman geçti.Şimdilik korkunç bi yanı yok dedim.Ama aniden bi ses çıkınca tırstım.
-Colin film bitti sayılır ben uyumaya gideyim sen benden sonra uyu tamam mı ?
Kahkaha attı.
-Ben sana dedim korkarsın diye. Neyse tamam ben buradayım git uyu.
Hızlıca merdivenlerden çıkıp yatağa uzandım ve battaniyeyi kafama geçirdim.Ne yaptıysam uyuyamadım.En iyi geri aşağı inmek.Merdivenlerden inerken Colin ayakta dolaşıyordu.İndiğimi gördü.Tam bir basamak kalmıştı ki ayağım kaydı.Colin yine tuttu.
-İkinci kez hayatımı kurtardın.
-Ne oldu korkudan uyuyamadın mı? diye kahkaha attı.
Ne alakası var ya deyip yastığı fırlattım.
-Tamam tamam kızma.Gel bahçeye çıkalım.
Bahçe çok güzeldi.Salıncaklar,çiçekle ve büyük bir yüzme havuzu.
-Gel hadi şezlongda uzanıp hayal kuralım.
-Vay demek sende benim gibi hayalperestsin.
Konuşa konuşa zaman geçmişti.Güneşin doğuşuna az kalmıştı.
-Şimdi bu eşsiz manzarayı izle ve gözlerini kapatıp hayal kurmaya başla.
Bu fikir hoşuma gitti.Gözlerimi kapattım ve hayal kurmaya başladım.Uyumuşuz.Uyandığımda Colin masum masum uyuyordu.Battaniyeyle üzerini örttüm.En iyisi kahvaltı hazırlamak.Eşyaların yerini de bilmiyorum ki Allah yardımcım olsun.İstikamet mutfak!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI DAMAT (JUSTİN DREW BİEBER)
FanfictionHayallerimi az da olsa anlatan bir kitap yazmak istedim.Umarım beğenirsiniz şimdiden hepinize teşekkür ederim. Başta kahramanım ve ilham kaynağım olan Justin.... Ve çok sevdiklerim Colin Ford-Weeklychris " "Never Say Never" işte kahramanımın sözü,on...