2

11 2 0
                                    

Anyonghaseyo! :) Yeni bir bölüm,yeni karakterler ve yeni olaylarla geri döndüm. Lütfen Forlorn Heroes'i çokça sevin! Ve yarın ygs ye girecek arkadaşlara başarılar girmeyeceklere de iyi pazarlar dilerim!

Mart 2013-Günümüz

Kimsesiz kahramanların mekanında sıradan bir gün. Aslında fazla siradan bir gün. Her gün sabahın ilk isiklariyla onları uyandıran acımasız Bang Shi-Hyuk (Bang PD- nim cosahamnida) bile ortada yok. Bundan şikayetçi olan da yok. Etraftakiler ilk defa huzurlu uyandiklari bu günün huzurlu devam etmesi için dua ederken kahramanlarımız ters giden birşeylerin kokusunu almıştı bile..

Bang Shi-Hyuk onlara ilk geldiklerinde "kimsesizler" ismini vermişti. "Kahramanlar" sıfatını ise onlar ekledi. Onlar herseye ragmen insnalarin gozunde kahraman olmayi diledi hep..

Bang Shi-Hyuk tarafından ilk geldiklerinde kandirilmalari geldi aklına SeokJin in. Onu uçurumun kenarında bulduğunda "Insanların iyi olmasını sağlamadan olemezsin" demişti yaşlı adam. Şu an ise SeokJin in tek yaptığı hirpalanarak zorla buraya getirilen zavallıların ölmemesi için onları özel gücüyle iyileştirmek.
Evet onun özel gücü insanları iyileştirmek. Her defasinda aklına gelen tek dusunce var "Keşke kardeşim ölmeden bu gücü kesfedebilseydim"

Buraya geldiklerinden beri kimse onlarla gerekmedikçe iletişim kurmuyor. Hem özel güçlerinden hem kişiliklerinden korkuyor insanlar. Doğru ya katil olan zamanı yöneten birinden ya da onların hepsini tek parmagiyla darmaduman edecek birinden korkmayacaklar da kimden korkucaklar?

Kaldıkları viranenin imkanları el verdigince kendilerine mükellef sayılacak bi kahvaltı hazırladılar. Diğerleri ile zaten sadece yemek zamanları muhattap oluyorlardı.

Hepsi kahvaltısını bitirdikten sonra bi köşeye çekilip birseylerle ilgilenmeye başladı. Kimsesiz kahramanlar ise ufak masanın çevresinde oturup sohbet ediyordu her zamanki gibi. Oyun haline getirdikleri bir alışkanlıkları vardı. Her hafta başında böyle toplandklarinda biri buraya kadar olan hayat hikayesini nelere katlanması gerektiğini ne zorluklar atlattığını ve gücünü nasıl keşfettiğini anlatıyordu. Bugün sıra Jimin'de idi. Jimin siyah sayılabilecek kadar koyu ama aslında siyah olmayan saçlarını karıştırıp burukca gülümsedi.
Anlatmaya başlamadan önce uzunca düşündü. Kendisinin kaybettiği tek şey annesi ve babasıydı. Zor bi çocukluk gecirmemişti. Göğüs germesi gereken felaketlerle karsilasmadi çoğu zaman. Üvey de olsa onu canı pahasına koruyan abisi vardı çünkü. Tam söze baslayacagi sırada Bang Shi-Hyuk zaten pek de sağlam olmayan kapıyı kirarcasina açıp içeri girdi. O an herkes korkuyla bi yerde toplandı. Bu adam sağı solu pek de belli olmayan biriydi çünkü. Icerdekiler adamın yüzüne bakıp ifadesini çözmeye çalıştı. Her zamankinden daha sinirliydi. Etrafa saldırmaya başladı. Yaşça küçük olan çocukları önüne katıp bayağı bir hirpalayarak sinirini onlardan çıkardı. Kahramanlarimiz bu görüntüye alisikti. 13 yaşındaki küçük çocuğun yüzündeki kan izlerini mor lekeleri bir yıl içinde hepsi bi yerinde tasimisti.
Yaşlı acımasız adam hiç bisey söylemeden kendini özel odası saydigi kuytuya attı. Burda genel de planlar yapar,yemegini yer ve uyuklardi.

SeokJin yaralı çocukları iyilestirirken Namjoon'u o adamı bir güzel benzetmemesi için zor tutuyorlardı. Hepsi istese onu alt edebilirdi ama ona ihanet ederlerse sonu bi şekilde ölüm olurdu.

"Kimsesizler hemen buraya gelin"

Adını duyan altılı ihtiyarın önünde yerlerini almak için ayaklandı. Yaralı çocukları bırakmak istemeyen SeokJin Yoongi'nin zoruyla yerinden kalktı ve istemeyerek o çirkin yüzü görmeye gittiler.

"Lafimi kesmeden dinleyin. Içinde bulunduğunuz durumu arastirdiginizi sanıyorum"

Hepsi güçlerini kesfettiklerinden beridir bunlar hakkinda yeterince araştırma yapmışlardı. Dostlarını düşmanlarını tanıyacak kadar kendilerini gelistirmislerdi. Milyonlarca insanın normal bi hayat sürdüğü fani sanılan dünya da onlar binbir gece masallarını aratmayan bi hayat yaşıyorlardı ve bu komik bile geliyordu çoğu zaman..

"Böyle bir bilgiye ulaşmış olsanız haberim olurdu demek ki sizde bilmiyorsunuz. Dunya da özel güçlere sahip olan sadece sizsiniz sanıyorduk. Oysaki aslında en güçlü olaniniz henüz burada değilmiş"

Çocuklar bu sozlerden sonra duraksayip düşündü. Kimdi onlardan daha güçlü olan? Belki de daha kıdemli yaşını başını almış bir adam. Ya da ilk defa aralarindaki birliği bozacak bir kadın.. Namjoon sessizlikten rahatsız olduğunda herkesin merak ettiği soruyu sordu.

"Kimmiş bizden daha güçlü olan?"

"Ben aranızdan ucunuzun en özel güçlere sahip oldugunu saniyordum.Lakin yanilmisim.Namjoon,ne senin bilek gücün ne Taehyung'un zaman kontrolü ne de HoSeok'un dusunce okuyabilmesi.. Hiç biri değil. En güçlü olan gücü ateş olanmis. Bakıldığında pek bi özelliği yok gibi dursa da adı bile ürkütücü gelmiyor mu? Ateş Gücü...

"Bizden ne istiyorsunuz peki?"

"Gidip o insanı bizim bulmamizi"

Geldiğinden beri sesi çıkmayan HoSeok,ihtiyarin kafasindakileri bir araya toplamakla meşguldü. Ve sonuca ulaştı.

"Doğru :) Işiniz çok zor değil merak etmeyin. Sonuçta 15-16 yaşlarındaki bi çocuğu kandırıp getirmek zor olmamali"

"15-16 yaşlarında çocuk mu?"

"Evet Jimin. Cocugun bilgileri bu dosya da. Bunlara göre hareket ederseniz daha kolay bulursunuz"

SeokJin eline aldığı mavi dosyayı incelemeye başladı. Fotograflarda gerçekten de onlardan yaşça küçük bir çocuk vardi. Uysal bir tipi olmasına karşın gücünü göz önünde bulundurursak çocuk gerçekten korkutucu olmalıydı.

"Evet çocuklar sıradaki göreviniz.. Jeon JungKook"

Bölümü kısa tuttum çünkü bu bölüm diğer bölümün hazırlığı gibi bisey olucak. Diğer bölümü daha uzun tutucam. Umarım beğenirsiniz :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Forlorn Heroes 《BTS》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin