Duyduğu gürültülerle uyandı Lamia. Gözlerini ovdu sonra etrafına bakındı ilkin nerede olduğunu idrak edemedi. Sonra herşey zihnine doldu. Yeni hayatına başlıyordu. Sağ koltukta uyuyan ablası halen uyanmamıştı ama otobüs mola vermişti. Lamia ne kadar açıksa da ablasını rahatsız etmemek için onu uyandırmadı. Zaten şu son olanlarda en az onun kadar ablası da bir hayli yıpranmıştı. Başını cama çevirdi ve etrafı incelemeye koyuldu gözüne ilk çarpan papatyalar oldu. Çünkü onlar annesinin en sevdiği çiçeklerdi. Gözlerinden damlalar usulca süzüldü ve annesinden ona kalan zarif bilekligin üzerine düşüverdi. Evet annesini çok özlemişti. Bir daha ne zaman Bursa 'ya gelebileceğini merak ediyordu. Annesini orada bir başına bırakmak gelmiyordu içinden. Nasıl alışacaktı ki, her gün annesini görmek için kilometrelerce yol yürüyüp mezarlığın dik yokuşlarına tırmanıyordu. Gittiğinde de oturup saatlerce annesine gününün nasıl geçtiğini anlatıyor onu ne kadar özlediğini dile getiriyor, ağlıyor ve en sonunda annesinin yanında yatan babasını bakıp onu suçluyordu.
Lamia bunları düşünürken tekrar uykuya daldı, yine rüyasında annesini gördü ona sıkı sıkıya sarıldığını hissedemeden dürtülmesi ile yerinden sıçrayıverdi.Bavulların birini ablası birini Lamia aldı. Etrafta taksi aramaya koyuldular. Nihayet bos bir taksi bulup hemen kendilerini içine attılar.
Yeni evlerinin önüne geldiklerinde Lamia'nın ablası Almina çantasından anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı. Lamia önden girdi evi incelemeye başladı. Ablası ondan önce gelip evi tutmuş ve yerleştirmişti. Ev 3 odalı lüks bir apartman dairesiydi. Eski evleri tek katlı büyük bahçeli şirin bir evdi. Buraya alışması zor olacak gibiydi ama ablası onun için bunca şeye katlanmışken o da ablası için biraz fedakarlık yapmalıydı.
Lamia ablasını sesiyle arkasına döndü
"Tatlım nasıl buldun yeni evimizi?"Her ne kadar hoşuna gitmese de ablasını üzmemek için
" Bayıldım, tercihlerin gerçekten çok hoş! Koltuklarla halının rengi bile uyumlu." Ablası koltuğun üzerinden bir yastık alıp Lamia'ya fırlattı;
" Heey hiç yalan söyleyemiyorsun. Beğenmediysen söyle" Lamia çantasını yere bıraktı ve ablasını ellerini tuttu;
"Eski evimiz daha hoştu ama burası da güzel. Hem içinde sen varsın nasıl güzel olmasın ki." dedi ve kıkırdadı.
Almina kardeşinin söylediklerine karşın ona sımsıkı sarıldı ve icinden "her şey güzel olacak yeni bir sayfa açacağız hep mutlu olacağız" diyerek kendini motive etti.Akşam yemeğinden önce Lamia odasına yerleşmişti. Hatta ablasına bile yardım etmişti. Almina yemek hazırlarken bir yandan da okul için kardeşini bilgilendiriyordu;
" Lamia yarın gidip senin kaydını Özel Çağrı Kolejine yaptıracağım sen de benimle gel hem okulu görmüş olursun" dedi. Fakat Lamia bu şiddetle karşı çıktı;
"Hayır abla özel okula gitmek istemiyorum. Hem sen de halen staj yapıyorsun, o okulun masraflarını nasıl karşılayacaksın. Bir devlet oku..."
"Lamia saçmalamayı kes, hem yanında staj yaptığım avukat bana gayet iyi bir maaş veriyor. Ayrıca annem ölmeden önce senin okuluna harcamak için büyük bir miktar para ayırmış." Lamia elindeki bıçağı salata tahtasının kenara bıraktı ve ablasına döndü;
"Nasıl yani, annem nerden bulmuş o kadar parayı."
"Nerden biliyim Lamia benim de annemin vasiyetini okurken haberim oldu."
"Abla ben yine de gitmek istemiyorum." Almina ocaktaki yemeğin altını kapattı ve Lamia'ya döndü;
"Bu konu burada kapandı küçük hanım. Yarın önce gidip kaydını yaptırıyoruz, sonra da formalarını alıyoruz. Şimdi köşedeki fırına gidiyorsun ve ekmek alıyorsun."
Lamia oflayarak ayakkabılarini giydi ve dışarı çıktı. Neden onun fikirlerini önemsemiyorlar ki. Bursadaki okulu da özel okuldu ama orada arkadaşları vardı. Buraya nasıl alışacaktı ki. Böyle düşünerek giderken fırının önüne geldi. Dalgın dalgın içeri girdi ama girmesiyle kafasını çarpması bir oldu.
"Küçük hanım önünüze bakın"
Lamia kafasını kaldırdığında ilk gördüğü şey masmavi gözlerdi. Daha önce böyle bir göz rengi görmediğine kalıbını basabilirdi çocuğun
gözleri muhteşemdi. Lamia böyle dalmışken çocuğun onu iteklemesiyle kendisine geldi.
"Yuh be öküz insan biraz dikkat eder, karşında köpek yavrusu mu var hayvana böyle davranılmaz!"
Çocuk arkasını bile dönmeden ilerlemeye devam etti.Lamia apartmanın önünde geldiğinde sinirli sinirli ceplerini karıştırıp anahtar aramaya başladı. Ama kahretsin ki anahtarlarını almamıştı yanına.Zile basmak aklına geldi ama kapı numaralarını da bilmiyordu. O sırada kapı açılma sesi geldi Lamia arkasını döndüğünde yine o masmavi gözleri gördü. Çocuk
"Hem çarp hem de evime kadar takip et. Senin derdin ne hemen defol burdan!"
Lamia adamın söylediklerine iyiden iyiye sinirlendi;
"Sen ne diyosun ya manyak mısın? Burası benim evim seni niye takip ediyim!"
Maviş, kızın söylediklerini duyunca kafasını yere egip pis pis sırıtmaya başladı. Sonra kafasını kaldırdı ve;
"Bilmem çok yakışıklıyım belki ondan takip etmiş olabilirsin ya da kafayı çarpınca kaslarım çok hoşuna gitti tekrar dokunmak için." Maviş'in bu söyledikleri Lamia'yı iyice çileden çıkarttı. Tamam yakışıklı bir suratı, tişörtünün altından bile belli olan kasları ve masmavi gözleri olabilir ama bu ona böyle konuşma hakkını vermezdi.
"Seni pis egoist ben şimdi sana yapacağımı biliyorum." dedi ve ekmeği kenara bırakıp suratına yumruğu geçirdi. Çocuk bunu beklemediği için neye uğradığını şaşırdı ve sendeledi. Lamia ekmeği hemen kenardan aldı ve açık kapıdan içeri girip kendini asansöre attı. İyiki boks kursuna gitmişti. Tamam yaptığı şey doğru değildi ama o çocuğa çok sinirlenmişti, ne zannediyordu ki kendini?
Kapının önüne gelince hemen zili çaldı. Ablası kapıyı açınca içeri girdi ve kapıyı kapatıp mercekten dışarıyı kontrol etti. Kimse yoktu derin bir oh çekti. Ablasının hazırladığı sofraya oturdu güzel bir akşam yemeği yiyecek sonra da yarı kalmış filmini izleyecekti. Tam kaşığı eline almıştı ki kapı çaldı. Ablası kapıyı açmaya kalktığında Lamia onun gelmemiş olmasını diledi.Evet ilk bölüm geldi umarım begenirsiniz. Lütfen vote ve yorumm
