1. Bölüm

190 25 21
                                    

Sabah annemin kaldırmasıyla uyandım. Bugün okulların ilk günü. Ah pardon. Yeni okulumun ilk günü. Fazlasıyla heyecanlıydım doğrusu. Hiç anneme "5 dakika daha" diye yalvarmadım çünkü hazırlanmam gerekiyordu. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra gardıroptan okul formalarını çıkardım. Güzel bir okul formasıydı. Beyaz bir lacoste tişört ve krem renginde bir şort etek. Şahsen bana yakışmıştı giyince. Saçlarıma beyaz bir bandana taktım. Saç uçlarımı da maşa yaptım. Gözüme çok hafif bir rimel ve gene çok hafif bir dudak parlatıcısı. Çantama da bir tane pembe defter koyduktan sonra merdivenlerden aşağı indim. Babam kapıda annemle konuşuyordu.

"Ben hazırım anne baba"

"Çok güzel olmuşsun bir tanem" dedi annem. Ona öpücük yolladım. Ve masaya geçtik. Ben kahvaltımı yaparken babam ikide bir saate bakıp duruyordu.

"Kızım nerde kaldı bu Doruk.?"

"En son banyoya giderken gördüm baba"

"Geç kaldıracak bizi bu çocuk seni okuluna beni işe"

"Sakin ol Hakan ben bakarım şimdi ona" dedi annem tatlı ses tonuyla. Annem tam masadan kalkıp Doruk'a bakmaya gidiyordu ki Doruk geldi.

"Geldim anne geldim" dedi.

"Oo Doruk bey sonunda gelebildiniz."

"Of baba daha okulun başlamasına çok var"

Babam sesini çıkartmadı. Sabah onu gıcık etmeyi sevdiğim için ben konuştum.

"Hayır anlamıyorum Doruk ben mi kızım yoksa sen mi.?" Dedim.

"Doruk ha küçük hanıma bak sen ben senin abinim ayrıca sanane yakışıklı olmam lazım"

Sesimi çıkartmadım. Evet, aramızda 2 yaş olmasına rağmen abimdi. Ve haklıydı. Beklemeye değmiş. Çok yakışıklı olmuştu. Okulun tüm kızlarının peşinde dolaşacağına eminim. Kahvaltı bitikten sonra montumu giydim.

"Çocuklar biraz hızlı giyinin " dedi. Dakik bir babam vardı. Hemde çok dakik....

Anneme sarıldım. Ona görüşürüz dedikten sonra arabaya bindim. Babam şirkete gidiyordu. Bizde okula .

Okula geldiğimizde şöyle bir etrafıma bakındım. Güzel bir okuldu. Kocaman bir bahçesi vardı. Öğrenciler kendi aralarında muhtemelen yazın naptıklarını anlatıyorlardı. Ben çevreme bakınırken abim beni dürttü.

"Hey Almina gel müdürün yanına çıkıp sınıfımızı öğrenelim." Dedi. Bu arada adım Almina. Babamın kendine ait bir holdingi var. Ve birde oteli. Annem mimar. Onunda kendine ait bir şirketi var. Geçen sene eski lisemin eğitimini sevmediğim için yeni okula başlamıştım. Abimde öyle. Ben Lise 2'yim. Abim lise 4. Her neyse anlayacağınız kısaca ben.

Müdürün yanına çıktığımızda masasındaki kağıtlar ile ilgileniyordu.

"Hocam girebilir miyim.?"

"Girin , lütfen"

"Biz sınıfımızı öğrenecektik"

"Aa evet. Siz Hakan Yılmaz'ın çocuklarısınız değil mi.?"

"Hı hı evet"

"Doruk sen 12-B . Almina sen 10-A."

"Teşekkürler hocam" diyerek odadan çıktım. Okulun kolidorlarından abimle sınıflara geçerken tüm herkes bize bakıyordu. Aralarında fısıldaşıyorlardı. Abim cool bir şekilde kendi sınıfına çıktı. Bende kendi sınıfıma. Sınıfa girince herkes bana bakıyordu. Rahatsız olmadım. Doğal bir şey. Sınıflarına yeni biri gelmiş sonuçta. Ben boş bir sıraya otururken yanıma pembe tokalı fazla "Tiki" gibi görünen bir kız geldi.

"Selam ben Ilgın"

"Merhaba ben Almina "

"Şey sınıfa gelirken yanında ki abin miydi.?"

"Evet" dedim.

"Şey acaba hangi sınıfta.?"

Belli ki abimle tanışmak için can atıyordu. Bu her halinden belliydi. Sırıttım.

"12-B "

"Çok teşekkür ederim Can'ım ya " dedi ve bir kaç kızla beraber sınıftan koşarak çıktı. Yanıma daha sonra bir kız geldi.

"Merhaba ben Deniz"

"Ben Almina "

"Şey yanına oturabilir miyim.?"

"Tabikide" dedim. İyi bir kıza benziyordu. Ders Biyolojiydi. Gerçekten bu hoca işini biliyor. Ayrıca çok tatlı bir hoca olduğunu söyleyebilirim.

Doruktan :

Bir çok kız yanıma gelip ismimi felan sorsa da soğuk davranmıştım. Teneffüste tuvalete gittim. Bu okulun tek kötü özelliği tuvaletin 3. Katta olması. Ve bizim sınıf 4. Katta.

Tuvaletten çıktım . Sınıfa çıkarken merdivenlerden gelen birine yanlışlıkla omzumu çarpmıştım. Sessizce "pardon" dedikten sonra tam çıkıyordum ki

"Hey sen" lafını duydum. Arkamı döndüm. Yüzüme öfkeyle bakıyordu.

"Ne var.?"

"Özür dile çabuk"

"Dedim ya Pardon diye"

"Duyamadım bir daha söyleyeceksin"

Anlaşılan bu ufaklık kendine çok güveniyordu.

"Sorunlu musun lan sen.?"

"Sorunluyum var mı.?"

"Olum bak okulun ilk gününden arkadaşlarına rezil olma. Anladım kaşınıyorsun ama uzatmadan sınıfına git "

"Kolaysa rezil et"

Sırıttım. Kaşınıyordu.

"Peki" dedim. Yukarı çıktım. Arkamdan geldi. Döndüm ve bir tane yumruk attım. Dudağını kanıyordu. Herkes o sırada başımıza toplandı. Yerden kalkınca aynı şekilde o da yumruk atmaya başladı. Alkış sesleri gitgide çoğalıyordu. Beni yere yatırınca

"Özür dileyeceksin lan" diye bağırmaya başladı. Bu sefer ben onu yere yatırdığımda

"Kes sesini lan" diye bağırdım.

Alminadan :

Deniz'i sevmiştim. Bana bu okulda başından geçen komik bir olayı anlatıyordu. Onu dinlerken kahkaha atıyordum. Biz ikimiz konuşurken sınıfa Ilgın nefes nefese geldi.

"Gençlik 4. Katta olay var" diye bağırdı. Erkeklerden birisi

"Ne olayı .?" Diye sordu.

"Ya anlasınıza kavga var işte" dedi Ilgın. Sınıfın resmen hepsi koşmaya başladı.

Biz Deniz ile olaya pek takılmadık. O hala anılarını anlatıyor ve ben dinliyor, gülüyordum. Tam o sırada yanımıza Ilgın geldi.

"Şey Al-Almina" dedi titrek bir sesle.

"Efendim.?"

"Kavgaya karışanlardan biri senin abin" diyince o an neye uğradığımı şaşırmıştım.

"N-ne Nasıl olur.?" diyebildim bir tek....



































GülümseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin