Bölüm 1

304 52 33
                                    

"Nasılsınız çocuklar?"
Diyerek kulübeye girdim.
Bugün geç kalmıştım biraz. Annemlerin dırdırı yüzünden bir türlü evden çıkamadım çünkü.
Neymiş sürekli eve sarhoş geliyormuşum, derslere girmiyormuşum falan filan.
Nerelere gittiğimi bilmiyorlar okula diye çıkıp erkek arkadaşımın külübesinde arkadaşlarla eğleniyoruz hap,esrar ne bulursak kullanıyoruz akşama kadar o gün elimizde ne varsa.
Bir çok kez hastaneye yattım bu yüzden
Bugün normalde evde durup kardeşime bakmam gerekiyor.
Tabi ki de evde değilim kardeşimide alıp kulübeye geldim.
Beni burda bulmaları imkansız.
Bertay'ın elinde ki sigarayı alarak içime derin bir nefes çektim ve gülerek Bertay'ın kucağına atladım.
"Özledim seni. "
Dedim kulağına
"Yalnız o elindeki sigara değil sana ağır gelebilir. "
Dediğinde içime bir duman daha çektim ve kucağından inerek diğerlerinin oturduğu koltuğa geçtim.
.
.
Saat 21.30
Gözlerimi açtığımda yine lanet hastane odasının birindeydim. Tek hatırladığım sabah kulübeye gittiğim.
Etrafa bakındığımda kimse yoktu, kucağımda bir not duruyordu sadece.
Elime alıp notu kaldırdığımda altında para olduğunu fark ettim ,ne olduğunu iyice merak etmeye başlamıştım.
Hızlıca okumaya başladım
Tuğçe seni kaç defa uyardık ve bizi dinlemeyip o pis arkadaşlarınla takılmaya devam ettin bu kaçıncı hastaneye yatışın? Kendine zarar vermen bitti artık etrafında ki insanlara mı zarar vermeye başladın? Kardeşine esrar içirmeye çalışırken yakaladık seni.
Annen durumuna üzülmekten bir hal oldu kadın 2 sene de çöktü bildiğin, ama sen bunların farkında değilsin. Senin için harika bir gelecek hazırlıyordum ben oysa ki ,benim holdingin başına okul bitince seni geçirecektim ama senden hiç bir şey olmaz.
Senin gibi birini istemiyorum senin gibi evlat olmaz olsun!
Koyduğum parayı da al ne yapıyorsan yap artık annenin de benimde umrumda değilsin.
-Baban
Bi de baban yazmış ya şaka gibi yazdıklarına inanamıyorum.
Tek tek tüm kelimeler kafamda bir o yana bir bu yana dolanıyordu.
İnsan kendi evladından vazgeçer mi?
Yazık çok yazık
17 senedir baba dediğim adam beni bir mektupla sildi hayatından.
Hemde neden kötü alışkanlıklarım yüzünden, dogduğumdan beri alkolik olan babam beni bu alışkanlığım yüzünden reddetti. Bugüne kadar benimle doğru dürüst bile ilgilenmedi orta okul mezuniyetime gelmedi doğum günlerimi kaçırdı.
Neden?
İş..işi yüzünden
Bir kızı olduğu şimdi aklına gelmiş olmalı ki benimle uğraşmak yerine işiyle uğraşmayı tercih edip beni reddeyiyor kesin.
İçimdeki nefretin haddi hesabı yok. Elimde ki kağıdı bir hışımla paramparça ettim.
Kolumda duran serumu acıyacağını düşünmeden hızla çıkarttım.
50 lira bırakmış
Ciddi olamaz galiba?
İşte cimri tipini siktiğim
Üzerim de duran arkası açık hastane kıyafetini çıkarttım ve dolapta duran kıyafetlerimi giydim.
Burdan çok uzaklara gitmek istiyorum beni kimsenin bulamayacağı rahatsız edemeyeceği bir yere fakat kalabileceğim beni yanına almak isteyen tek bir kişi olabilirdi o da Bertay.
Cebimdeki telefonumu çıkarttım ve daha önce hiç aramadığım sevgilimi aradım
Daha önce aramamamın  sebebi 7/24 beraber olduğumuzdan.
Çoğu kez aramama rağmen telefonlarımı açmadı.
Hastaneden hızlı adımlarla kimseye görünmeden uzaklaştım ve bir sokağa girdiğimde çok fazla yakınım olmayan ama iyi anlaştığımız okuldan bazen beraber döndüğümüz Ceren geldi aklıma evleri önümde duruyordu bir kaç gün onda kalabilirim diye düşünerekten kapısını çaldım.
Ellerimi bağdaş kurarak kapıda beklemeye başladım.
Çok geçmeden annesi açtı.
"Merhaba."
Dedim gülümsemeye çalışarak fakat hiç içimden gelmiyordu.
"Ceren ordamı?"
Annesi beni iğrenerek incelemeye başladı.
Burası küçük bir mahalle olduğundan çoğu kişinin birbiri hakkında duydukları gördükleri vardı ve annesinin yüz ifadesine bakılacak olursa benim hakkımda hiç iyi şeyler duymamış.
İyice incelerken Ceren arkadan geldi.
"Maria ?"
Dedi şaşırmış bir yüz ifadesiyle.
Annesi
"Yok Ceren falan hadi evine git. "
Diyerek yüzüme kapıyı kapattı hızla.
Ceren le annesinin tartışmasını duyabiliyordum.
Merdiven basamağına oturup tekrar ne yapıcağımı düşünmeye başladım.
Sinir,nefret, pişmanlık gibi bir sürü duyguyu bir anda yaşıyordum.
Bertay'ı tekrar aramak için telefonu elime aldığımda sarjının bitip kapandığını farkettim.
O anki sinirimle telefonu fırlattım ve ayağa kalkarak Bertay'ın kulübesine yürüdüm.

Kulübeye yaklaştığımda ailesinin evinde ışık olmadığını farkettim.
Bertay'ın kulübesinde de yoktu.
Külübenin kapısının kilitli olduğunu farkedince uyuduğunu düşünerek kapıya hafifçe iki kere vurdum.
Ne ses vardı ne başka bişey.
Yapıcak hiçbişeyim yoktu yavaşça kulübeden uzaklaşıp bir kaldırıma oturdum.
Herşey çok mükemmelmiş gibi bir de evlatlıktan reddedilip herşeyimi kaybettim.
Hayat mı bu? Ya neden hep kötü şeyler benim başıma geliyor, şu zamana kadar beni mutlu eden tek şey o kullandığım haplardı başka hiç bişey değil bunun için asla pişmanlık duymayacağım.
Hep kötünün kötüsü çıkıyor karşıma.
Ne

aklıma babama zorla küçükken aldırdığım ve ben büyüyünce burda yaşıyacağım dediğim ev geldi aklıma.
Çoktan unutulmuştur onu aldığımız seneler önce alındı çünkü kimse ilgilenmiyor o evle.
Kaldırıma yatıp yıldızlara odaklandım.
Yan tarafımda uçuşan ve sürekli beni rahatsız eden kağıdı elime aldım.
Yeni açılan bir market reklamıydı.
Adresine baktığımda burdan baya uzaktı. Bu buraya nasıl gelmiş?
Adresine baktığımda tanıdık geliyordu daha önce gittiğim bir yer gibiydi. Kaldırımda oturur pozisyon alarak düşünmeye başladım.
Evet! Burası babamın bana çok eskiden aldığı evin bulunduğu yerdi.
Bizim geleneklerimizde kızı olan baba kızına istediği bir evi ergen olduğu zaman alır evlenince de ona hediye eder. Bende burdan bir ev istemiştim çok iyi hatırlıyorum.
Oraya gidecektim
Orda kalabilirdim hızla otobüs durağına ilerleyerek ilk gelen otobüse bindim.

Yakala beni( düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin