Gerçek hayattan alıntı yaptığım bu günlüğümde, kişileri renklerle sentezledim. Sevdiğim kişiye sevdiğim renk isimlerini verirken sevmediğim kişiler için bu durum tam tersi. İyi okumalar.
Bazen vermemiz gereken kararlar, seçmemiz gereken bir kaderimiz vardır. Tıpkı yarın Lila ile buluşup buluşmayacağıma vermem gereken karar gibi. Yaptıklarından sonra ona inanmak istemesem de, zibilyon kere attığı mesajlardan vicdan azabı çektiğini düşünüyorum. En başa dönersek;
2014 - Aralık
Lila ile ilkokuldan süregelen, herkesin imrendiği bir arkadaşlığımız vardı. Hem çocukluk arkadaşım, hem uzaktan akrabamdı. Ayrıca ilkokulu beraber okuduk. Sonra ben okuldan ayrıldım. Aslında Lila ile hep kavga ederdik ama sonu hep mutlu biterdi. Lila, tam olarak 13. senemizde bana çok güzel bir hediye verdi. Hayır insanların bu 13 sayısına olan zaafı nedir? Ne yaptığını anlatsam, herhalde dalga geçiyor dersin.
Lila, erkek arkadaşı, erkek arkadaşının kankası ve ben bir gün bir kafe de oturmuşuz. Kankasıyla ben de oturmuş bunları izliyoruz. Muhabbet falan ediyoruz. Sonradan söyledi Lila, kankasını bana ayarlamaya çalışıyorlarmış. Neeeeeee diye bir çığlığı bastım! Görseniz kaşları bir martı edasında süzülüyor suratında Kanka'nın. Onunla çıkacağıma bir martıyla çıkarım daha iyi. Neyse. Her şey çok güzel falan. Lila mutlu ben mutluyum. Hayır sana ne başkasının mutluluğundan. Ay içimden kötü bir şey geçmişse gözüm kurusun bir daha kimseye bakamayayım!
Akşamı Lila'ya mesaj attım naptınız diye. "Kanka valla seni çok sevmiş." dedi. Süper hoşuma gitti doğrusu. "Hatta tek Hunter ile konuş dedi bana." Hani en yakın arkadaşın sonuçta. Sevgilisinin beni istememesi kötü olurdu. 'Hatta tek Hunter ile konuş' derken, Allah'ın krosu işte, hayatında bi ben olayım yalanı falan. Ayyy.
3 gün sonra, yine tam takım caddede yürürken, Lila'nın eski sevgilisini gördük. Ayy koskoca caddede bağırışlar çağırışlar küfürler havada uçuşuyor. Rezil olduk herkese! Herkes dönmüş bize bakıyor. Çünkü Sevgili ile Eski Sevgili bir kavgaya tutuştu sorma gitsin. Ben de yüzümü kapatmaya çalışıyorum bir akraba tanıdık görecek diye. Her neyse. Zor ayırdık bunları. İşte o gün kayışlar kopmuş, haberim yok! Sevgili, bizden ayrıldıktan sonra Eski Sevgili ile kavga etmeye gitmiş. Ben de Lila'yı eve götürüyorum. Sonra Sevgili'yi aradım. "Lila'yı eve getirdim. Seninle konuşmak istiyor." Meğer ben Martı ile konuşuyormuşum! Ayy inanır mısın sesleri aynı ben ne yapayım? "Sevgili artık Lila ile konuşmak istemiyor." dedi. Ben şok! Yahu noldu dememe kalmadan telefonu yüzüme kapattı. Lila'ya sakin sakin anlatmaya çalıştım. Ama Lila birden fenalaştı. E haliyle üzüldü de. Ne olduğunu deli gibi merak ediyorum var ya. Neyse eve giderken 76 kez aradım ama açmadılar.
Barıştıktan birkaç gün sonra Lila ile twitter'da konuşurken bana şöyle lanet bir yazı yazdı. "Hunter, ben yoruldum. Birinizi seçmem gerekiyor ve ben Sevgili'yi seçiyorum." Kalbim nasıl çarpıyor vücuduma, ellerimden kan fışkıracak neredeyse! Beynim zaten durdu! Ulan Lila... Derhal engelledim. Whatsappten falan da engelledim. Telefonumu kapattım. Sonra pişman oldum cevap yazmadım diye. Amaaaan susmak en güzel cevaptır diye firenledim kendimi. Şimdi çok sinirliyim, ellerim falan titriyor diye yazamadım. Sabah olsun yazarım dedim.
Sabah oldu. Yazmadım.
2015 - Temmuz
Önüme gelen herkese, Lila'nın bana yaptığı anlattım. Yaşadığımız yer küçük bir yer zaten. Kısa sürede kulağına gitmiş. Bir de atarlı tweetler falan atıyorum buna ben. Ask.fm'de biri 'Lila ile niçin küstünüz?' yazmış bana. Ben de 'nefis mahrumu mahlukatlarla arkadaşlık etmem' gibisinden bir şey yazdım. Ama Allah var, inan ki sadece Sevgili'yi bana tercih ettiğini söyledim arkadaşlarıma. Hiçbir sırrını vermedim, vermem zaten. Öyle kalleş bir insan değilim küsünce sırlarını ortaya döken. İşte ben o sırada İstanbul'dayım. Mesaj attı bu. 'Hangi yüzle benim arkamdan konuşuyorsun?' Bu arkadan konuşmak mı? Tabi ki de hayır! Haksızsam söyle! Neyse. 'Sen hangi yüzle bana mesaj atıyorsun?' yazdım ve sonra tutuştuk kavgaya tabii. Ben dayanamadım aradım. Ama nasıl sinirliyim. Havada sıcak. Annemler duymasın diye yukarı kata çıkıp kapımı kapadım. İyice sıcaklandım. Tam 33 dakika boyunca konuştuk ettik. Bu hiçbir şey diyemiyor tabii. 'Evet haklısın, evet, hayır, aynen.' Tek dediği şey bunlar. Hava o kadar sıcak ki terlerimden yeni bir ben doğabilirdi. Koltuk altımdaki ter dairesi sayesinde kendimden iğrenmedi değilim. O kadar çok konuştum ki çenem daha önce hiç bu kadar ağrımamıştı neyse.
Ocak 2016
Üniversite tatilinde evime dönmüşken Lila'nın yine mesaj atmasıyla hayatım karman çorman oldu. Facebooktan mesaj düştü telefonuma. "Hunter, acilen mesaj at numaram:000" Şöyle bir yanıt verdim whatsappten; "Ne var yine ne istiyorsun benden?" derken konu "Yarın buluşalım" oldu. Eğer yarın buluşursam önümde iki seçenek olacak;
Ya iki yabancı gibi ayrılacağız masadan, ya da yeni tanışmış arkadaşlar gibi. Vermem gereken bu kararı düşünmek için önümde 5 saat var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Ananas
ChickLit"İnsanlarla konuşmaya çekindiğim şeyleri yazdığım vintage defterimden alıntılar"