"Like An Alien"

2K 224 412
                                    

Medyadaki müzik ile okuyun

"24.09.2014

Ilık bir sonbahar akşamıydı. Televizyonda komediyle alakası bile olmayan bir komedi programı vardı ve ben sıkıntıdan onu izliyordum. O sırada kapım çaldı. Nasıl yaptım bilmiyorum ama kendimi bir haftadır yapışmış olduğum koltuktan sürükledim ve kapıyı açtım. Karşımda duvardan destek alarak ayakta duran ve yüzü bembeyaz olan sen duruyordun. Her an bayılacak gibiydin.

"Afedersiniz b-bayım. Acaba ba-banyonuzu kullanabilir-miyim l-lütfen?"

Zorlukla konuşuyor ve gözlerini açık tutmaya çabalıyordun. Seni tanımamama rağmen bu halin beni endişelendirmişti. Ben kafa salladığımda kendini içeri atmıştın ve içeri girer girmez dengeni kaybetmiştin. Seni banyoya kadar bırakınca dizlerinin üstüne düştün ve kustun. Kan kustun.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve endişeliydim. Acı çektiğin her halinden belli oluyordu ve ağlıyordun. Bir süre daha kustuktan sonra kan gölüne dönen yerden yavaşça kalktın. Yüzün sanki mümkünmüş gibi daha da beyazlamıştı. Duvardan destek alarak lavaboya ilerledin ve yüzünü yıkadın. Ben ise bütün olanları dehşetle izliyordum. 

Beni fark ettiğinde gözlerin hemen yerdeki kan birikintisine takıldı. Mahçup olmuştun. 

"Özür dilerim bayım. Gerçekten çok üzgünüm. Burayı temizleyeceğim."

Ne kadar iyi kalpli biri olduğunu o zaman anlamıştım. Böyle bir durumda bile yaptığın yanlışı düzeltmeye çalışıyordun.

"Hey. Sorun değil. Neden içeriye geçip biraz dinlenmiyorsun?"

Yüzüne yavaş yavaş renk gelirken "olmaz" dedin. "Size yeterince rahatsızlık verdim bayım."

Bu söylediğin beni gülümsetmişti. O şapşal hallerin aklıma gelince hala kendimi ister istemez gülümserken buluyorum.

"Hadi içeri geç. Ben hemen geliyorum."

Utangaç bir şekilde gülümseyip salona geçtiğinde bende gülümsedim ve banyoyu temizleyip yanına geldim. Kafanı geriye atmış, gözlerini kapatmıştın ve bir elinle karnını ovuşturuyordun. Kustuğun için karnın ağrıyor olmalıydı. Öyle düşünüyordum. Nedeninin tamamen farklı olduğunu nasıl bilebilirdim ki ?

Benim geldiğimi fark etmemenden faydalanıp mutfağa gittim ve sana sıcak su torbası hazırladım. Bu sana iyi gelecekti.

Sıcak su torbasıyla geri döndüğümde gözlerini açmıştın. Elimdeki mavi su torbasını sana uzattığımda yorgun bir şekilde gülümsedin. Ve Tanrı şahidim olsun yorgun gülümsemen bile benim hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.

Neyin olduğunu merak ediyordum. Küçük görünüyordun ve kan kusman, nasıl desem biraz...korkunçtu.

"Adını söylemeyecek misin?"

Sorduğum soru seni şaşırtmıştı. Hafif kızaran yanakların yüzüne renk getirmişti.

"Oh, üzgünüm. Ben Jungkook. Jeon Jungkook."

Jungkook

Jeon Jungkook

Tanrım! İsminin bile harika bir tınısı vardı!

"Ben Taehyung. Bana 'bayım' demek yerine sadece 'hyung' diyebilirsin."

Koltukta doğrulup sırtını dikleştirdin ve yüzünü buruşturup karnını tuttun. Hemen sonra "teşekkür ederim" diye fısıldadın. "Teşekkür ederim hyung."

You and I, 

We're like fireworks and symphonies exploding in the sky.  

U R A N U S // VKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin