Korkar bazen insan yaşamaktan. Ama korkulan asıl şey yaşamak değil acı çekmektir. Neden bilmiyorum ama ben hepsinden nefret ediyordum.
Ne yaşamayı becerebiliyodum nede ölmeyi başarıyodum. Komikti aslında. Yada sadece zavallılık.
Zavallı olmaktan nefret ediyodum aslında, ama inanırmısınız son günlerde benden zavallısıda yoktu.
Sanki silahlı bir saldırıdan kaçarken bi şekilde kurtulmuş,sonra bir tır tarafından ezilmiş ama ölmemiş,buda yetmezmiş gibi bir gökdelene çıkıp en tepesinden atlamış ama alt taraf balkon olduğu için çiçeklerin üzerine düşüp yine yaşamak zorunda bırakılmıştım.
Küçük omuzlarım vardı benim, üzerine büyük bir hayat yüklenen. Atamıyodum üzerimden, altında eziliyordum.
Bazı insanlara hayret ediyordum, nasıl mutlu oluyolardı? Ben niye onlar gibi olamıyordum? Depresif ve pisikopat olduğumu düşünebilirsiniz, ama gerçekten ömrüm boyunca hiç dolu dolu mutlu olamamıştım. Ve bence bu bir yetenekti yani hayattaki en büyük başarım bu çünkü.
Herkes hayatta bir kez çok büyük aşk acısı çekermiş. Ama o zaman en değerli zamanmış. Çünkü karşılıklı olurmuş duygular. Hiç Sevilmedim biliyomusunuz. Sevip te sevilmeme duygusunu çok iyi biliyorum. Ama sevilipte sevmemek...
Ben öyle olmazdım ki çünkü nasıl iğrenç bir şey olduğunu biliyorum. Ve bence çok acımasızca. Bide sırf seviyorsun diye alaylı küçümseyen bakışlar atıyolar ya, gerçekten can yakıyo...
****
Son zamanlarda yaşadığım fazla yoğun duygular sebebiyle uyumayı tercih ediyordum. Yine uyuyodum sabahları hesaba katmadan. Tam o sıradan telefondan gelen bildirim sesiyle zaten bölünmeye müsait uykum açılmıştı. Zor açtığım gözlerim mesajı okuduğum an boncuk boncuk büyümüştü.
Bir çok internet sitesi, mesajlaşmak,arkadaşlık kurmak için kurulan saçma zaman kayıpları benim o tarz şeylerle işim olmazdı. Sevmiyodum. Ama arkadaşlarımın vardı.
Onlardan Gamzedede vardı. Ve oradan kapşonlu çocuğa istek göndermişti. Çocuğun verdiği cevap ise çok onur kırıcı ve aşağılayıcıydı.
Mesaj;
Ege(kapşonlu çocuk):
-İsteğini kabul etmiyorum niye hala gönderiyosun , seninle konuşmak istemiyorum görmüyomusun. Bidaha rahatsız etme.
Gamze:
- ...........!!!!!!?????......
****
Mesaj Gamzeyi nasıl etkilemişti bilmiyorum ama ben donmuştum.Kelimelerin kifayetsiz kaldığı zamanlar vardır o anlarda etkili olan tek şey sükunettir. Cemre, Mira, ben hepimiz o mesajı okuduğumuzda aynı tepkiyi vermişiz. Donmuştuk. Peki ya Gamze?
Biz bu tepkiyi verirken o nasıl dayanıyodu tüm bunlara. Mesajı attıktan sonra tek sözü."Ben vazgeçiyorum" oldu.
O günden sonra kimse aynı değildi. Etrafımızda birçok düşmanımız vardı. Zayıf anlarımızı kolluyorlardı adeta. O anlardan birindeydik. Miraya iğrenç bir iftira attılar, Cemreye bulaşamıyorlardı, bense kimseyle uğraşamıyacak kadar ölü, Gamze ise umrunda değilmiş gibi davranmakta o kadar berbattıki içi kan ağlarken gülüyordu adeta. Bizde bozguntuya vermemeye çalışıyoduk tabi.
Miraya atılan iftira yüzünde okul çıkışı çok büyük bir kavga oldu ama tüm dokuzlar bizi izliyodu. Ve yine her zaman olduğu gibi başrollerde bizim takım. Herkes sınıfta büyük bir daire kurulmuş , biz o dairenin ortasında dört kişiye bütün sınıf.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senmisin İlacım?
Teen FictionHani derler ya hayat sana limon verince limonata yapmalısın diye bu hikaye o limonu hiç düşünmeden mideye indirenlerin hikayesi. Tek dertleri yaşamdan tad almak olan 4 genç kızın ilginç hayat hikayeleri.