İNTİKAMIN AŞKA DÖKÜLMESİ

BUGÜN

Ateşle sahilde yürüyorduk. Kayın validem ve Kayın babam en yakın arkadaşlarına yemeğe gitmişlerdi. Ateşe baktığımda elinde ki kestaneleri kabukları soyuyordu. Birini bana uzattı. Elimi uzattığım aldım.
“Sıcak dikkat et.” Hemen ağzıma attım. Bence sıcak değildi.
“Sen zaten beni hiç umursama.” Öldüreceğim adamı niye umursamam normaldi.
“Annenler nereye gitti.” Ateş bir banka oturdu. Katre de yanına oturmuştu.

“Beyza teyzelere.” Annesi hem bahsederdi bu kadından. Çok tehlikeli ve kurnaz bir kadın olduğundan. Annemin gözleri ateş alırdı. Bu kadından nasıl intikam aldığını çok merak ederdim. Sorduğum halde söylememişti.

“Dedemler yakında geliyor.” Ateşin benle evlenme sebebi dedesiydi. Onu gördüğü bi kızla evlendirecekti. Ama Ateş kurtulmak için benle evlenmişti. Bu durum tabi benim ekmeğime yağ sürmüştü.
“Senin evlendiğin görünce seni o kızla evlendirmek hayalleri suya düşecek.”
“Aynen öyle.”

“Biliyor musun ben o kıza çok büyük bir iyilik yaptım.” Ateş mavi yeşilimsi gözlerini bana çevirdi. “Aman çok komik.” Başımı denize çevirdim. Ateş kestaneleri yemeye başladı. “Sen hala on sekiz yaşında gördüğüm o kızsın. Hiç değişmemişsin hala duygusuzsun.” Ben hayatım boyunca duygusuzdum. “Ne yaşadın böyle sen ki yaşayan ölüsün.”

Ona bakarak sustum. Bir süre birbirimize baktık. En büyük acıları yaşamıştım. Doğduğum günden beri sevgi görmemiştim. Bunları Ateşe tabi söylemeyecektim. Ateş kalkıp elindekileri atacak bir çöp aramaya başladı.

Telefonum çalınca hemen açtım. Jade’nin telaşlı sesini duyunca çok şaşırmıştım. “Yenge yardım et.” Hemen Ateşe baktım. Bu hayatta insanlara soğuk davranabilirdim. Ama işin içinde çocuklar varsa tüm duvarlarım yıkılıyordu. “Jade ne oldu?” Ağladığını sesinden anlamıştım. Bu akşam partiye gitmişti. “Hiç kimseye söyleme yenge.” Gerçekten meraklanmıştım. “Tamam söylemem neredesin sen.” Jade adresi söylediğinde ben yerimden kalktım. Ateş yanıma gelmişti. Beni böyle telaşlı görmeyi beklemiyordu.

“Bir şey mi oldu?” Ona söyleyemezdim.
“Bir şey olmadı ben gidiyorum.” Arkamı dönüm koşar adımlarla taksiye ilerlemeye başladım. Ateş beni kolumdan tutup kendine çekmişti. Birbirimize çok yakındık. “Nereye gidiyorsun.”
“Ateş bırak seni ilgilendirmez. Kocamsın diye üzerimde hak sahibi değilsin.” Beni sertçe bıraktı. “Tamam git ama bir saate dön.”

Jade’nin verdiği adrese gelmiştim. Burası iki katlı bir villaydı. Kapısı açık olan eve girdiğimde ortalığın gerçekten çok dağınık olduğunu gördüm. Sarışın bir kız ağzı gözü kan olan bir gence pansuman yapıyordu. Herkeste onları izliyordu. Jade’ye bakındım ama ortalık da yoktu.

“Sen Jade için mi geldin?” sesin geldiği yöne döndüğümde yakışıklı bir genç beni karşıladı. Mavi gözleri ve siyah gür saçlarıyla gerçekten çok yakışıklıydı. Ama mavi gözlerinde gördüğüm bir şey ona karşı bir duygu akımı hissettim. İster istemez ona gülümsedim.

“Ben onun yengesiyim.”
“Biliyorum Jade üst katta bir odada kilitli.” Jade için telaşlandığı kesindi bu gencin.
“Sana birkaç soru soracağım. Niye burası bu kadar dağınık. Şurada ki gence niye eli yüzü kan ve neden Jade üst katta kilitli bir odada.”

“Parti evleri her zaman dağınıktır. Şurada ki genci ben dövdüm. Neden Jade üst katta kilitli. Çünkü ben dövmeyi bırakmış sakinleşmiştim. Ama Jade şoktan çıkınca ona saldırdı.” Aklım gerçekten çok karışmıştı. Ama şu çoçuk beni daha çok kendine bağlıyordu.

“Beni onun yanına götürür müsün?” Genç arkasını dönüp beni merdivenlere yöneltti. Merdivenleri çıktık beni bir odanın önüne getirdi.

“Bu odada çatlak.” Cebinden anahtarı çıkarmış kapıyı açmıştı. Jade odanın ortasında durmuş tırnaklarını kemiriyordu. “Yenge.” Hemen ayağa kalkmış bana sarılmıştı. Bende ona sarıldım.
“Yenge iyi ki geldin.” Jade yanımda ki gence sertçe bakıyordu. “Burada ne oldu?” Biri merakımı dindirse iyi olacaktı.

“Ahmet’le uzun zaman yaşıyorduk. Bu gence bahçede bana saldırdı. Gökhan da onu dövdü.” Gökhan dı demek ki ismi.
“Ben seni uyardığım ama kepçe kulakların beni dinlemedi.” Birbirlerine laf atışlarını dinleyemezdim.

“Beni buraya kilitlemen gerekmezdi.”

“Hey ikinizde susar mısınız buradan hemen çıkalım.”

İkisini de alıp aşağı indim. Gökhan Ahmet’e sert bir biçimde baktı. Onu kolundan tutup çekiştirdim.

“Yenge bu olanlardan sakın bahsetme anneme hiç kimse bilmesin. Yoksa bir daha beni dışarıya çıkarmazlar.”

“Bir daha böyle bir şey olursa ben ne yaparım bilmiyorum.” Gökhan’ın düşünceli bir hali vardı.
“Tamam söylemem.” Jade bana gülümsedi. Gökçe anneye çok benziyordu gerçekten.

“Gökhan seninle tanışmadık. Ben Katre.” Gökhan gülümseyip elini uzatmıştı bana. Bende ona uzattım. Birine hiç bu kadar gülümsememiştim.

“Tanıştığıma mennun oldum Katre abla. Ateş abi evlenince çok şaşırmıştım. Güzel bir tercih yapmış.”
Taksiye binip önce Gökhan’ı evine bıraktık. Sonra Jade’yle eve geldik. Kapıyı açtı. Yüzünde bir gülümseme vardı.
“Niye gülümsüyorsun.” Jade bana sır verecek kadar yakınlaştı.

“Bu akşam iki erkek benim için kavga etti.” Bu beni bile gülümsetmişti. Jade iyi geceler dileyerek odasına çıktı. Evde benden ve Jade’den başka kimse yoktu.

Ateş’le kaldığımız odaya girince üzerimi çıkarmaya başladım. Bir atlet almak için iç çamaşırımın olduğu dolabı açtım. Atletimi aldıktan bir resim aşağı düştü. Yere eğilip resmi aldım. Resmi çevirdiğimde. Sarışın mavi gözlü bir bebeği gördüm. Ateşin bebekliydi bu. Çok tatlıymış gerçekten. Aklıma on yedi yaşım geldim.