Matematik sınavının son dakikalarındaydık,her zamanki gibi Utku'dan geçiniyordum.
"Lan Utku 12.sorunun cevabı ne?"
"Doğa bütün bilgilerimi sömürdün resmen bir yürü git kızım"
"Bir de arkadaş olucaz lan, bu ne biçim dostluk ,benim düşük not alıp kalmamı mı istiyosun ha söyle doğruyu söyle itiraf et valla alınmayacağım."
"Bana acındırma yapma kızım git Kaan'dan bak."
" Lan gerizekalı çocuk 5 metre ötem de nasıl bakabilirim,bir şeyler yap."
"Of Doğa tamam bekle." dedi ve ayağa kalkıp hoca'nın yanına doğru gitti.
"Hocam sizce sınavlar böyle çok sıkıcı geçmiyor mu ?" dedi.
" Ooo Utku bey sizi memnun edemedik herhalde bir dahakine sizin keyfinize göre yaparız." dedi hoca ve
" Şimdi otur yerine " diye ekledi." Hocam ama benim bir fikrim vardı,yüksek müsadenizle bunu size iletebilir miyim ?"
"Ne var yine Utku çabuk söyle!"
"Hocam biz şimdi körebecilik oynayacağız.Öncelikle sizin gözlerinizi bağlayacağız sonra siz de sınıfta kopya çekenleri bulmaya çalışacaksınız hem eğlenceli hem de hareketli bir sınav nasıl ama ?"İçimden "Yok artık" diye mırıldandım.Napıyordu bu çocuk tabii bende bu arada hoca Utku'yla atışırken Kaan'dan cevapları geçiriyordum.
"Utku benimde bir fikrim var oğlum bence biz senin gözlerini bağlayalım sen öyle soruları çöz,nasıl ?"
"Yok hocam ben almayayım böyle daha iyi."Hoca artık sinirlenmeye başlamıştı .
"Utku ya yerine otur ya da kağıdını alacağım sınavda olduğumuzun farkında mısın!?"
"Hocam kağıdımı alacaksanız ben okul numarası kısmına telefon numaramı yazıyım ,sizin için kolaylık olur .Sonuçta siz benim cazibeme dayanamayıp akşama okul numaramdan ismimi bulduktan sonra bir de telefonu mu arayacaksınız hiç yorulmanızı istemem."
"Utku çık dışarı !"
"Tamam hocam saygılar,sevgiler." dedi ve dışarı çıktı.
Utku aynı Utku'ydu ama bu sefer biraz abartmıştı. Neyse ki ben bu arada tüm soruları Kaan'dan geçirmiştim.
"Tamam hadi bırakın kalemleri,getirin kağıtları !" dedi hoca ve kağıdımı verip dışarı çıktım.Utku'yu bulmak için etrafıma bakındım ama bulamayınca kantine indim. Utku kantindeydi ve yine her zaman ki gibi etrafı kızlarla doluydu. Bu kızlar bu kadar yapmacık olmayı nasıl başarıyor anlamıyorum. Hemen yanına gidip Utku'nun hırkasının şapkasından çektim ve
"Ne yapıyorsun sen ?" diye sordum"Valla kanka ne yapayım işte daha demin hocaya numaramı veremeyince bunlara veriyordum çok içimde kaldı yemin ediyorum."
"Tamam kanka anladım yürü eve gidiyoruz." diye tısladım.
"Baran'la buluşacağım ben birazdan sen git onu bekliyorum."
"İyi tamam çok geç kalmayın." dedim ve eve doğru yürümeye başladım.
Ben,Utku,Baran ve Cemre aynı evde yaşıyorduk. Utku,ben ve Cemre yetimhaneden geçen sene ayrılmıştık hiç birimizin ailesi yoktu Baran dışında. Baran'ın bir ailesi vardı fakat çalışmaktan hiç onun yanında olamamışlardı ve Baran'da bizi kardeşi gibi görmüştü bu bir yıl boyunca gerçek bir aile olmuştuk. Baran'ın durumu gayet iyiydi. Babası emekli olup annesiyle beraber Almanya'ya yerleşmişlerdi ve buradaki Holding Baran'a kaldı. Ben,Utku ve Cemre 19 yaşındaydık. Lise sona gidiyorduk hepimiz bir sene sınıfta kalınca böyle olmuştu ve Baran bizi Özel Yeltan Koleji'ne yazdırmıştı. Baran bizden 4 yaş büyük olmasına rağmen her şeyle çok rahat ilgilenebiliyordu. Geçen sene üniversiteyi bitirmiş ve Holding'in başına geçmişti.
Hiç birimiz mükemmel insanlar değildik. Çoğu insan bizden korkar, çekinirdi ve galiba bu Baran'dan kaynaklanıyordu. Baran'ın barlar caddesinde birkaç barı vardı ve bu okulda çok yakın arkadaşı Fatih Yeltan'ındı. Sanırım gerçek sebep buydu.
Eve varınca sıcak bir duş aldım ve kendimi yatağıma attım.İşte derin bir uyku beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKALA
Teen FictionKaraoke'de onlara "Prenses" şarkısının çıkmasıyla başladı her şey. Doğa Öztürk ve Atakan Demirci'nin hikayesi...