''Hayır'' dedi genç bayan. ''Bunu bana yapmaya hakkınız yok!''
''Seni anlıyorum Irmakcım.'' dedi yönetici asistanı yüzündeki iğreti üzüntüyle.''Senin yerinde kim olsa aynı tepkiyi verirdi. Ama biliyorsun kriz var. Birilerini işten çıkarmak zorundaydık. Ve bu kişi de olduğun için üzgünüm.'' O anda Irmak masanın üstündeki bardağı asistanın kafasına geçirmek istedi. 'Üzgün'müş.''Günahı kadar sevmez beni.''diye düşündü.
Masasına doğru yürürken bu işin aslında bulabileceği en mükemmel iş olmadığını tekrarlayıp durdu. Sonuçta işletme bölümünü bitirmişti ve master yapmıştı. Yeni bir iş bulması ne kadar zor olabilirdi ki ? ''Hıh! Kimi kandırıyorum ki ben ?'' dedi yüksek sesle. Diğer masalar bir saniyeliğine ona dönüp baktı. Sonra herkes işine döndü.
7 aydır burada çalışıyordu ve bu işi o kadar zor bulmuştu ki şimdi nedensiz bir şekilde çıkarılmak ağırına gidiyordu. Masasına oturdu,kişisel eşyalarını yavaş yavaş kutuya yerleştirmeye başladı. ''İşten çıkarılmış olmanın nedenini biliyorum aslında'' dedi. ''Hep o kaçık karı yüzünden! ''
Evet Irmak'ın işten çıkarılma nedeni patronunun onu başarılı ve güzel olduğu için kıskanıyor olmasıydı. Irmak 26 yaşında,1.78 boyunda,ince,kumral,iri kahverengi gözlü,beyaz tenli bir kızdı. Patronu ise hırslı ve güzel bir bayandı. Birilerinin kendisinden daha başarılı olmasına dayanamazdı. Irmak da işini en iyi şekilde yapabilmek için gecesine gündüzüne katıp çalışmıştı. Zaten bu sebepten dolayı kendini daha ilk haftasında sevdirmişti. Ancak Selma Hanım bunu çekememiş ve onu daha önemsiz işlerde kullanmaya başlamıştı. Böylelikle daha 2. haftasında patronunun onu çekemediğini farketmiş ancak pek umursamamıştı. Ama günler geçtikçe patronu Selma Hanım gitgide bütün ayak işlerini ona yüklemeye başlamıştı. Irmak bu zulme 5 ay dayanabilmiş ve daha sonra isyan bayrağını çekmişti. Aslında bu yüzden işten çıkarılması pek sürpriz olmamıştı.
Kutusunu ve ceketini alıp çıkış kapısına doğru yürüdü. Arkasından yapılan dedikoduları duyabiliyordu. ''En azından gitmemi bekleseydiniz'' diye düşünüp sinirlendi ve her sinirlendiğinde yaptığı gibi sağ yanağının içini kemirmeye başladı. Ama arkasına dönüp bakmadı bile. Selma Hanım çıkış kapısının önünde suratında pis bir gülümsemeyle onu bekliyordu. İçinden bir küfür savurdu. O da ona yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdi. Omzuna hafifçe çarpıp kapıdan çıktı. Artık burada bir dakika daha kalmak istemiyordu. Merdivenleri koşar adım indi. Artık yeni bir iş bulana kadar parası az olduğu için gideceği yerlere otobüsle gidip dönmek zorundaydı. Saatine baktı. Otobüsün durağa gelmesine 5 dakika vardı ve durağa koşması gerekti. Koşarak durağa gidiyordu ki 30-35 yaşlarında garip görünüşlü bir adam Irmak'a çarptı ve Irmak'ın kutusu yere düşerek dağıldı. Irmak o günün de sıkıntısıyla birden 'Yavaşşş!' diye bağırdı ancak adam oralı bile olmadı,kendi çevresinde elinde garip bir aletle dönüp duruyordu. Irmak buna daha da sinirlendi ve adamın omzuna vurarak ''İnsan bir özür diler,ne kadar kaba bir insansınız!'' diye bağırdı. Adam uykudan yeni kalkmış gibi Irmak'ın yüzüne baktı ve ''Efendim?'' diye sordu. Irmak sinirle yerdekileri gösterince ancak o zaman yere baktı,gözlüğünü düzeltip ''Şey,evet,haklısınız. Özür dilerim." dedi ve eğilerek yere dağılan eşyaları kutunun içine koymaya başladı. Irmak da eğilip ona yardım ederken adama ne kadar kaba davrandığını düşünüyordu. O sırada otobüsün duraktan kalktığını gördü. 'Lanet olsun!' dedi içinden, şimdi diğer otobüseler binmek için 1 saat beklemek zorundaydı. Üzgün gözlerle otobüsün arkasından baktı. Adam bunu farketmişti.
"Otobüsü kaçırmanıza sebep olduğum için üzgünüm."
"Önemli değil. Bir sonrakine binerim." Galiba bu nazik adama çok büyük bir haksızlık yapmıştı. Şimdi ise adamdan nasıl özür dileyeceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Evrenler Arasında
AdventureBir kadın ve farklı hayatlar... Küçük kararlar hayatımızı nasıl etkiliyor? Beğenmeniz dileğimle.