Adam, artık benim de hiçbir şeye ihtiyacım yok, hiçbir şey istemiyorum" dedi. "Yalnızca oturup dinlenecek bir yer istiyorum. Geçip giden yıllar, beni öylesine yordu ki." "Tamam" diye yanıtladı ağaç. "Yaşlı ağaç kökleri, uzanıp dinlenilebilecek en iyi yerdir. Hadi gel, gel de otur ve dinlen." Adam toprağın üzerine oturdu, ağacın yüzeyde kalan küçük gövde kalıntısına yaslandı. Ağaç, yine de mutluydu. Gözyaşlarına aldırmaksızın, mutluluktan gülümsüyordu bile.
Aslında bu, herkesin, hepimizin öyküsüdür. Ağaç, aynen aile gibidir. Çocukken anne ve babamızla oynamaya, vakit geçirmeye bayılıyoruz. Ne zaman ki büyüyoruz, o zaman terk ediyoruz onları. Ancak bir şeye gereksinim duyduğumuzda gidiyoruz yanlarına. Ya da dara düştüğümüz, işin içinden çıkamadığımız anlarımızda arıyoruz onları. Ne olursa olsun, biliyoruz ki ailemiz her anımızda orada, elimizi uzatsak tutacağımız kadar yakınımızdadır. Ve bizi mutlu etmek için her şeyi yapmaya hazırdır. Çocuğun ağaca merhametsizce davrandığını düşünmüş olabilirsiniz. Biz de ailemize karşı çok zaman böyle davranmıyor muyuz?
İtiraf edelim. Onların bizim için yaptıklarının değerini görebiliyor, bizim için bulundukları özverilerin ayırdına varabiliyor muyuz, çok geç olana dek? BU SONUÇ HERKES İÇİN DEĞİL ÇOĞU KİŞİ İÇİN GEÇERLİDİR
Yorum ve vote unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuk Ve Elma Ağacı "Anne Ve Çocuk"
Short StoryUzun zaman önce, küçük bir erkek çocuğunun çok sevdiği ve çevresinde her gün oyunlar oynadığı büyük bir elma ağacı vardı. Çocuk ağacın tepesine tırmanır, elmalar koparıp yer ve ağacın gölgesinde uzanıp kestirirdi. Çocuk ağacı sever, ağaç da küçük ço...