Merhaba pek sevgili büyücü ve cadılar! Hepinize sihirli günler dilerim, iyi okumalar.
Nox!
Lily ve Hugo 3. sınıftalar. James, FYBS için çalışıyor, aynı zamanda Quidditch takımının başında olduğundan kupayı kazanmak için ter döküyor. Albus da aynı şekilde hem takımda Arayıcı olarak oynuyor hem de SBD sınavı için çalışıyor.
Hugo, James'in de önermesiyle takım için seçmelere katılma kararı veriyor. Tutucu olarak. James onun seçmelerde fazla iyi olmadığının farkında da olsa daha önce Kovuk'ta oynadıkları maçlardan iyi bir tutucu olduğunu bildiği için Hugo'yu takıma alıyor. Tabii, pek iyi olmamasına rağmen kuzeninin desteği ile takıma girmek Hugo'yu daha da korkutuyor. Eh, çalışmalarda da pek iyi değil. Hatta bir antremanda Albus'u yanlışlıkla süpürgeden düşürdüğü için Rose ve Lily'den de azar işitiyor, iyice heyecan yapıyor.
Öyle böyle maç günü geliyor. Maç Hufflepuff'la, bu sene yeni bir Arayıcı almışlar, iyi çalışmışlar ve kupaya oldukça yakınlar. Hugo daha ilk maçtan kaybetmekten çok korkuyor tabii.
Maç sabahı kahvaltıdan sonra Hugo, Albus ve James hazırlık için sahaya gittiklerinde Profesör Longbottom Rose ve Lily'nin yanına gidiyor.
"Hugo'nun ilk maçı öyle değil mi?" diye soruyor. "Heyecanlı mı?"
Rose başını sallıyor. "Aslında iyi bir Tutucu. Ama fazla heyecan yapıyor." Profesör en iyi arkadaşlarının kızlarına bakıp onlara biraz yaklaşıyor. "Bayan Potter, Bayan Weasley, şey, galiba size bir şarkı öğretmem gerekiyor."
İlk başta ikisi de şaşırsa da şarkıyı ezberliyor. Profesör yanlarından ayrıldıktan sonra Lily gülerek kuzenine planını anlatıyor ve Gryffindor ortak salonuna koşuyorlar.
Maç başladığı anda Rose Gryffindor ambleminin bulunduğu pankartlara ufak bir büyü mırıldanıyor. Ve sahanın etrafındaki tüm pankartların yerini üzerinde "Weasley is Our King" yazan pankartlar alırken Gryffindor bina başkanı Profesör Longbottom dahil tüm Gryffindorlular hep bir ağızdan bağırmaya başlıyor.
"Her şeyi tutabilir Weasley,
Boş bırakmaz tek bir çemberi,
Quaffle'ı almadı içeri.
Haydi Gryffindor söyle şimdi;
Kralımızsın Weasley!"
O gün Gryffindor sadece Hufflepuff'ı 20-260 yenmekle kalmamıştı. O gün Gryffindor gelecekte adından çok bahsettirecek, ünlü bir Quiddich oyuncusunun; Hugo Wesley'in hep anlatacağı bir hikayeye ev sahipliği yapmıştı.
Sabah uyandığımdan beri Kralımızsın Weasley'i söylüyorum evin içinde. Benim de aklıma kral olacak prense ithafen bir şeyler yazmak geldi. Next Gen'i yazmayı çok seviyorum ya!
Sihirle kalın.
