Bölüm 1. ihanet
1914 yılı sonbaharı; toz fırtınası görmeyi değil nefes almayı bile zorlaştırıyordu, tahran sokakları gecenin bu saatlerinde normalden daha sessiz ve boştu. Kum zerreciklerinin arasında kalan sokak lambaları yolu aydınlatmak bir yana ateş böceği misali yanıp sönüyordu. Karanlığın ardındaki tek ses kumda sürtünen ayak sesleri; iki adam yüzlerini kapadıkları bezlerle fısıldayarak boş sokaklarda ilerliyorlardı. Biraz sonra dar bir sokakta başka bir grupla buluştular. Havadaki tehlike kokusu bile yüzlerinde hiçbir tereddüt bırakmıyordu.
- Fischer bu operasyon için sekiz kişi yeterlimi sence,
- Liam bu gece yüz kişi bile olsa yeterli gelmeyebilir. Önemli olan, sessiz bir şekilde görevimizi tamamlayıp, kayıp vermeden buradan tüymek. Şah ve adamları birkaç ay önceye kadar bize güveniyordu, ancak ruslarla işbirliği yapmaya başladıklarından beri alman ve isveç kökenliler sarayın yanına yaklaştırılmıyor. Bu bizim için dezavantaj, ama tüm yolları ve sarayın tüm ayrıntılarını bilmek başarı şansımızı artırıyor.
- Ruslara bu kadar güvenmelerinin sebebi ne.
- Para, ruslar daha fazla petrol yüzdesi ve daha fazla silah teklif ettiler. Fazlasını bilmenize gerek yok, herkes görevine odaklansın. Sarayın mutfak kapısında bizi bekleyen rejim karşıtı bir çalışan olacak, bizim için orayı açık tutacak. Liam sen yanına bir kişi daha al ve arkamızı kolla, kaçış yolunu temiz tutman gerek, William sen 2 kişiyle beraber koridor ve merdivenleri tutacaksın, filip, leo ve viktor biz engelleri aşıp şahı indireceğiz, ekipten kimsenin burnu bile kanamayacak, olabildiğince sessiz olun.
Grup hızlı bir şekilde sarayın koruluklarından arka bahçeye ulaştı, fırtınada dışarıda kalan birkaç nöbetçiyi hızlı bir şekilde aşıp mutfak kapısına ulaştılar. Fischer ekibiyle beraber şahın kapısına kadar ulaştı, William ve ekibi koridor boyunca tüm nöbetçileri aşmış, fischer için yolu temizlemişti. Şahın yatak odasının kapısına doğru uzandı, arkasında duyduğu iki el silah sesi ve acıyla arkasını döndü, leo yerde uzanıyordu, Victor sırıtarak elindeki tabancayı doğrultmuştu. Acıya daha fazla dayanamayıp dizlerinin üzerine çöktü.
- Neden viktor,
- Sen söyledin para, şah daha fazla teklif etti, oh ama... bu kişisel değil dostum, seni severim bilirsin, ama bu iş senin için bitti artık.
Fischer viktorun yüzündeki iğrenç gülümsemeye dayanamıyordu, midesinin bulandığını hissetti. Koridordan koşuşturma ve silah seslerini duydu, herşeyin bittiğini anlıyordu, ayak bileğindeki tabancayı hızlıca çekip viktoru boğazından tek mermiyle yere indirdi, viktor konuşmaya çalıyor ama başaramıyordu, kendi kanında boğuluyordu. İçinde hiç acıma hissi olmadan eski arkadaşını süzdü. Hızlıca ikinci kattaki pencereden atlayıp yere düştü, koruluğa doğru sendeleyerek koşarken tozların içinde biri ona sesleniyordu.
- Fischer buraya, buraya doğru.
Bu liam'dı.
- Liam beni bekleme uzaklaş buradan.
- Olmaz acele et.
- Kanaman var ne oldu fischer.
- Viktor, ihanet etti. Sanırım kimse kalmadı.
- Siz yukarıya çıktıktan on dakika sonra her köşeden ruslar çıktı, geleceğimizi biliyorlardı. Hadi fischer önce seni tedavi etmemiz ve kanamanı durdurmamız lazım, daha sonra uzun bir yol bekliyor bizi.