--KÜÇÜK SÜRPRİZLER --

212 27 12
                                    

vildnnur a iltifaten :)
Sevgili okuyucularım;
Aranıza yeni katıldık,bu bizim ilk kitabımız,bu yüzden hatalarımız olabilir,inşallah bölümler çoğaldıkça bu hatalarımızı kapatacağız. Başta ilk bölümler biraz sıkıcı gelebilir ama siz sıkılmadan okumaya devam edin.kursta olmamız nedeniyle haftada 1 veya 2 bölüm yayınlıyabiliriz.Umarım kitabımızı seversiniz.:)
İyi okumalar...

Zehra;
Sabah kalktığımda midemde çok kötü bir ağrı vardı, o anda yatağımdan doğruldum ve ağlamaya başladım bir yandan da çocuğumun olması için dua ediyor ve bende artık anne olmak istiyordum ,evliliğimin yedinci yılı olmasına rağmen hiç bir belirti yoktu ve doktorlarda çocuğumun olamayacağını söylüyorlardı.
--Zehra 29 yaşında genç bir bayandı. Ailesinin tek kızı olarak levent'te büyümüştü. Babası hattat'tı ve soylu bir aileden gelmekteydi. Zehra imam hatibi bitirip üniversiteye başladığı zamanlarda kişisel gelişim hakkında konferans veriyordu,eşi fatih beyle de burada tanışıp evlenmişlerdi. Ve aradan yedi yıl geçmesine rağmen hala ilk günki gibi birbirlerine aşıklardı.
_Bu arada eşim çocuk hasretimi gidermem için bana söz vermişti, her cumartesi günleri yetimhaneye gidicektik ve gidiyorduk da 1 sene olmuştu musait olduğum her cumartesi günleri o küçük çocukları mutlu etmek için uğraşıyor ve hepsini de çok seviyordum ama aralarından bir çocuk vardı ki, o çocuğu kendi çocuğum gibi benimsemiştim,henüz yedi yaşındaydı ama ona rağmen çok zeki ve akıllı bir çocuktu,sapsarı saçları ve çimen yeşili gözleri vardı,çocuğun hayatını merak edip araştırdığımda ailesiyle beraber istanbul seyahatinde bir trafik kazası geçirip ailesinden tek sağ kalanın o olduğunu öğrendim. Dört yaşındaydı ve yapayanlızdı... Buraya Getirileli üç sene olmuştu, ve geldiğinden beri hiç konuşmuyordu, çünkü ailesi gözü önünde can vermişti. Çoğu kere piskoloğa götürülmüştü, zamanla iyiye gitmeye başlamıştı. Bir gün doktorlardan biri bana gelip; "Özgür artık sizin sayenizde biraz biraz konuşmaya başladı"diyerek teşekkür etti. Çok şaşırdım ama bir o kadarda sevindim. Çünkü herkez sevgiye açtı.
Bir bayram günü yine hediyeler alarak eşimle beraber yetimhane'ye geldik, herkese hediyesini verince sıra Özgür'e gelmişti. Resim çizmeyi çok sevdiğinden ona kocaman bir resim defteri ve her renkten boyama kalemleri aldım ve de bir takım elbise...
Bunları görünce hemencecik boynuma atladı ve yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu, o anda dünyalar benim olmuştu, çünkü o mutlu olunca bende mutluydum, artık hayatımdan bir parçaydı...

*** *** ***
Sabaha karşı sancım yine tuttu. Fatih uyanarak;
-"Hayırdır Zehra'm bir şeyin mi var"? Dedi. Bende acı içinde kıvranırken.
-"Bilmiyorum canım çok sancım var" Dedim. Fatih;
-"Çok kötüysen bi doktora gidelim"dedi.
Gözlerimi açtığımda kendimi hastahane de bulmuştum. Fatih ellerimden tutmuş, "iyi olacaksın canım"diyordu. O sırada doktor gülümseyerek içeri girdi. Ve "şimdi nasıl hissediyorsunuz zehra hanım"diye sordu. Bende biraz doğrularak "Elhamdülillah biraz daha iyiyim"dedim. Oysaki hastahaneye nasıl geldiğimi bile hatırlamıyordum. Doktor bey odadan çıktıktan sonra Fatih'e dönerek
-"Ne zamandır burdayız, ben niye birşey hatırlamıyorum". Fatih;
-"Yaklaşık yedi sekiz saattir burdayız, seni buraya getirdiğimde baygındın"dedi.
-"peki neyim varmış"diye sorunca, Fatih; "daha tahlil sonuçları çıkmadı bekliyoruz,birazdan doktor gelir,üzülme iyi olacaksın Zehra'm" dedi.
Bende o arada pencereden bahçede oynayan çocukları seyre dalmıştım ki o sırada okul çıkışı vaktiydi herkez annesine doğru koşuyordu. Onları izlerken kapı çalındı doktor bey tekrar içeri girdi ve "Zehra hanım artık sizin için zor bir süreç başlıyor"(neye uğradığımı şaşırmış doktoru dinlerken) pat diye Gülsüm doktor içeriye girdi ve yüzünde kocaman gülümseme vardı, şaşkınlığım iyice artmıştı, Gülsüm doktor eski bir arkadaşımdı bana yaklaşarak "Zehracım hayırlı olsun canım benim"demişti. Ben şok bir halde onların dediklerini algılamaya çalışıyordum. Fatih de şaşkınlıkla onları dinliyordu. Gülsüm doktor; "ismini ne koyacaksınız"diye sordu. Ben hala şaşkınlıkla ona bakıyordum ve "Artık bana biri ne olduğunu söyliyebilir mi?" dedim. Gülsüm doktor alaylı bir şekilde "Nasıl bizden saklarsın tam dört ay olmuş" o anda anlamıştım ki "HAMİLEYDİM"...
Evet, evet ben hamileydim. Ama bu nasıl olabilirdi bir anda Fatih'e döndüm, Fatih sevinçli bir şekilde kalkarak "Baba olucaaam" diyerek bana sarıldı. Sonunda dualarımız'ın karşılığını bulmuştuk,diye iç çekip bende ona sarıldım. Sonra merakla "cinsiyeti belli mi?" diye sordum.

ÖZGÜR'ÜN GİZEM'İHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin