Merhaba ben Su ismim çok kısa ama seviyorum 19 yaşındayım bu sene üniversiteye başlayacağım. Hiç heyecanlı değilim aslında hiç istemiyorum okula gitmek ama bu sefer de üniversite ortamını deneyelim. Zarar gelmez yani.
Hangi bölümde okuduğumu merak ediyorsanız Tıpı kazandım. Ama tıpı kazandım diye inek sanmayın hiç öyle bir durumum yok.
Lacivert gömlek siyah kot lacivert spor ayakkabımı giydikten sonra çıktım. Orada hep inek dolu inşallah benim gibi biri çıkar yoksa direk bölüm değiştiririm.
Benim fazla arkadaşım yoktur aslında hiç kız arkadaşım yoktur. Nedeni basit kızlar kıskanç oluyor bir süreden sonra kıskanmaya başlar o yüzden kızlarla samimi değilim. Benim erkek arkadaşlarım var onlarda yetiyor bana hem ağabeylik yapıyor hem de kardeşlik. Derdime derman oluyorlar. Seviyorum onları.
Okulun kapısına geldiğimde okulu dikkatlice baktım hafif sesli bir şekilde "Burada kaybolmazsam iyi" dedim gülümseyerek. "Bence kaybolursun" dedi yanımda duran kişi bozularak yanıma baktım "Kaybolursam sen mi bulacaksın ?" diye sordu kafasını geriye doğru attı "Seni bulmakla uğraşmam" dedi ukala pislik "O zaman sus!" dedim sesimi yükselterek.
"İyi ben Ateş" dedi
"Su" dedim kısa keserek
"Ukala" dedi sessizce güya ama duymuştum.
"Pislik" dedim onun duyabilmesi için. Bir şey demesine izin vermeden yanından ayrıldım.
Kantin yazan kapıdan içeri girdim büyük bir yerdi ama boştu hiç böyle tahmin etmemiştim. Herhangi bir masaya oturdum telefonumla uğraşırken karşıma biri sert bir şekilde oturdu kafamı kaldırıp "Boş yer mi yoktu ?" dedim on dakika da iki parazit fazlaydı ama "İstediğim yerde otururum boş olup olmaması umurumda değil" dedi hem de ukala yeter ama.
Sandalyemden sert bir şekilde kalktım giderken arkamı dönüp baktım masada yoktu. Sabır Allah'ım. Dersimin olduğu sınıfa girdim. Sınıfa dikkatlice baktım kızlar fazlalıktı. Of çektim sesli bir şekilde ortalardan bir yere oturdum.
Hocanın girmesini beklerken telefonumla uğraşıyordum. "Günaydın gençler" dedi orta yaşlarda ki hoca "Siz yenilersiniz demi ?" dedi önlerden birkaç kişi kafasını salladı "Lisede olmadığımız için size sırayla başlayın demek istemiyorum ben öğrenirim herkesi" dedi klasik öğretmen konuşmaları. "Benim adım Çakır" dedi gözlerine baktım hocanın maviydi tam gözlerine uygun bir isim. Hoca birden birine seslendi "Sen ortalarda ki ne düşünüyorsun ?" dedi herkes yanındakini bakıyordu ben hariç "Sen işte sarışın olan" dedi beni göstererek "Ben mi ? Hiçbir şey sadece isminiz güzelmiş de" dedim açık sözlülük başa bela.
"Bunu herkesten duydum ama sen bakalım ne düşündün ismim hakkında ?" dedi merak ederek.
"Gözleriniz de mavi isminiz gözlerinize çok güzel uymuş" dedim konuştukça dibe batmak bu olsa gerek.
"Teşekkür ederim yeni" dedi bir süre sonra adımı sordu "Adın ne yeni kız ?" dedi sevdim ben bu hocayı çok samimi "Su" dedim gülümsedi "Su senin gözlerine uymuş ismin" dedi evet benim gözlerimde maviydi.
"Başka gözlerim veya ismim hakkında düşüncesi var mı ?" dedi içten bir gülümsemeyle.
"Hocam açık söylemek gerekirse gözlerinizi fazla beğenmedim tam mavi değil o yüzden Çakır ismi tam uymamış" dedi bu çocuk fazla ukalaydı kafamı çevirip arkaya baktım ve okulun kapısında ki çocuk bu.
"Açık sözlü ama sende ukalalık var" dedi çok güzel analiz ediyordu "Var kabul ediyorum ve ukala olmaktan memnunum" dedi beğenmiş dedim sessizce hoca bana baktı bir an eliyle evet işareti yaptı baş parmağıyla "Adın ne ukala çocuk ?" dedi hoca içimde pislik demek istiyordum ama sadece içimden diyorum şu an dışa vuramazdım. "Ateş" dedi Ateşmiş ukala pislik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE SU
Teen Fictionİki zıt kutup isimleri gibi apayrılar. Ateş fazla öfkeli fazla umursamaz. Su fazla saf fazla plancı. Tek ortak yönleri inat ikisi de bir birinden inat. Bu ikisi üniversite binasında çarpışıp kavga ederse peki bu çarpışma tesadüf mü ? plan mı ? Barut...