Çok çabaladım, yapmadığım tek şey karşısına geçip "Oğlum seni deliler gibi seviyorum." demek kalmıştı. İşte o da en zoruydu...
Bu konulara daha çok var çünkü başta ben bile inanmadım ki aşık olduğuma.
~*''*~
O günden sonra adını dahi bilmediğim o kişiye karşı minik hisler oluştu. Evet, minik! Küçücük...
Öyle pat diye de aşk olmadı belki de bu yüzden bu kadar derin.
Diyorum ki; "Eylül, saçmalama ne aşkı sadece bir kez göz göze geldiniz o kadar!" dediğim gibi ben de inanmadım ki başta.
Peki nasıl mı anladım?
Konuştuğum dört kız arkadaşım vardı sadece. Bir gün beni akşam bir yere davet ettiler üniversite öğrencilerinin gitar eşliğinde şarkılar söylediği ortamda sohbetin döndüğü harika bir ortam.
Küçük bir masaya geçip oturduk önce tabi garson gelince Özlem'in garsona dönüp, "İki masayı birleştirebilir misiniz? Gelecek arkadaşlarımız var." demesiyle haberim olmayan şeyi öğrenmiş oldum.
"Kim gelecek ki?" diye sordum.
"Eylül'e söylemediniz mi? Sınıftan bir kaç kişi daha gelecek, okulun ilk haftası tanışmıştım." dedi gülümseyerek.
Başımı onaylarcasına salladım. Kimmiş bakalım bunlar?
Beş dakika içinde "Geldiler." diyen Özlem'in sesiyle başımı kaldırdım.
Dört kişi bize doğru geldi ve masanın yanında durdu. Özlem hemen ayağa kalkıp ilk gelen kişiyle el sıkıştı sonra diğerleriyle isimlerini söyleyerek el sıkıştı. O da yeni tanışıyordu.
Biz de aynı şekilde tanıştık ve iki masayı birleştirip oturduk.
Yanıma adının Eren olduğunu öğrendiğim kişi oturmuştu sohbet onlarda ayrı bizde ayrı devam etmişti bir süre sonra.
"Nerelisin Eylül?"
"Ankara, sen?"
"Ben buralıyım, İstanbul. İsteyerek mi geldin bu bölüme?"
"Pek sayılmaz aslında hiç bir düşüncem olmadan tercih yaptım."
"Benimde öyle oldu."
Diye devam ederken kendimizi sohbetin baya bir içinde bulmuştuk ama bir şey vardı.
Bir eksik veya bir fazla... Sol yanımda, tam ortasına batıyordu bir şey. Aklımda sürekli o bakış! Yapma diyordu kalbim, konuşma onunla... Sanki ihanet ediyormuşum gibi bir his.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seviyorum, Ama Benim Değilsin!
ChickLitAşk, deyince aklıma gelen o'ydu. Belki ilk değildi ama son olmaya talipti. Süleyman Billor'un yazdığı şarkı gibiydi; son aşkım ilk yarim'di...