Babaannem vefat edeli tam 2 sene oldu... Onun gidişinden sonra birkaç ay oturduğumuz evin cevresindeki komşular yemek,giyecek,kömür yardımı yaptılar. Bir akaryakıt istasyonunun market bölümünde çalışmaya başladım. Patronum durumumdan haberdar olduğu için çoğu zaman maaş zarfıma fazladan para koyardı. Hakkını ödeyemem. Aradan birkaç ay geçtikten sonra beni yanına çağırdı, odasının kapısını çaldım ve;
Buyrun Metin Bey beni çağırmışsınız?
Evet Aycan buyur gel otur.
Karşısındaki deri koltuğun ucuna çekinerek yerleştim. Bana birşeyler anlatacaktı belliydi, gözlerinden okunuyordu. O sıra söze girdi. Bak Aycancığım seninle açık konuşacağım dedi. O an içime bir ağırlık çöktü sanki. Kötü birşeyi daha kaldıramazdım. Elim kalbimin üzerinde derin derin nefes alıp verirken sözüne devam etti;
Ben 20 yaşında evlendim. Severek evlendik. Çocuğumuz olmadı yıllarca. Birgün eşimin mide bulantıları başladı, bir sevinçle hastaneye gittik eşim hamileydi...
O an yüzümde bir tebessüm oluştu, fakat o kadar içten anlatıyordu ki hikayenin sonu kötüye gidecekti sanırım, dinlemeye devam ettim.
4 ay bittiğinde bir gece eşimi de bebeğimide kaybetmiştim, dedi kafasını öne eğip gözyaşlarını silerek. O an şaşkın ve üzüntü doldu bir yüz ifadesi ile devam etmesi için yüzüne bakarken. Sen artık benim manevi kızım olacaksın. Ben sana babalık sende bana evlatlık yapacaksın. İkimizde mutlu olacağız, dedi. Ne diyeceğimi bilemeden, anlamsız bir şekilde gözlerine baktım. Neden böyle bir şey istiyordu ki. Aslında haklıydı. Onun da ailesi yoktu benimde. Ama neden ben diye düşündüm. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Çok ciddi olduğu belliydi. Aklımdan geçenleri okudu sanki...
Biliyorum benden neden böyle birşey istiyor diye düşünüyorsun. Sadece seni çok seviyorum, çok iyi bir genç kızsın. Kendi ayakları üzerinde durabilecek dik bir kız. Sana çok güveniyorum. Hep senin gibi bir kız evladım olsun istedim. Şimdi allah seni benim karşıma çıkardı. Dediğim gibi sana babalık yapmak istiyorum manevi kızım ol lütfen.
Derken gözlerimden yaşlar dökülmüştü, sarıldım sıkıca. Beni düşünen beni seven benim yanımda olan tek adam ilk adam metin beydi. Ama bunu kabul edemezdim.Elbette ben sizin kızınız olabilirim ama baba diyemem, yapamam. Baba diyince aklıma hep beni terkedişleri geliyor..
Gözyaşlarımı sildi ve tamam baba deme abi de amca de dayı de nasıl istersen.
Başımı salladım ve işime geri döndüm. Akşam saat 5'e geliyordu, eve gitme zamanı gelmişti iş kıyafetlerimi çıkartıp, giymekten rengi siyahtan beyaza dönmüş pantolonumu, kırmızı kazağımı ve eski sıcak tutmayan ama idare eden montumu giyip marketten çıktım. Karşıma metin bey çıktığında gülümseyerek 'iyi akşamlar' dedim. Bir adım atacakken;
Nereye?
Başımı kaldırıp, eve diyorum metin bey.
Eve mi? Ahh pardon ben sana söylemedim dimi. Sen artık benimle yasayacaksın aycan. He bide çalışmak yok.
Şaşırmıştım.
Hadi gidelim...
Metin bey ben böyle bir şeyi kabul edemem.
Aycan 1. Metin bey değil, metin abi. 2. Benim manevi kızım degil misin ? Basımı salladım. O zaman benimle yasayacaksın dedi kararlı bir şekilde.
Tamam ama bir isteğim var sizden ben çalışmaya devam edeceğim. Gülümseyerek başını salladı. Arabasına binip yaşadığı eve gidene kadar hiç konuşmadık. Bi evin garajına girdiğimizde geldiğimi anladım ve kapıyı açıp indim. Metin abi de indi. Evin kocaman bir bahçesi vardı, ve mis gibi toprak kokuyordu.Mis gibi toprak kokuyor dedim içime derin derin çekerken. Annem çiçekleri sever o yüzden bahçeli bir evde oturuyorum, onun mutluluğu benim için çok değerli.
Annesi varmış. Benim olmayan.