1. BÖLÜM

2.4K 126 55
                                    


"Yolunu mu kaybettin küçük?"

Yatağımda uzanmış annemle babamın kavga seslerini dinliyordum. Haftanın en az üç günü olduğu gibi... Yine ben tek başımaydım, onlar ise içerde bağrışıyorlardı. Beni hiçbir zaman umursamazlardı. Sürekli kavga eder ben yokmuşum gibi davranırlardı. Bu ailemizin bir geleneğiydi. Çocuklar 18 yaşına geldiğinde bizimle iletişimi kesip yokmuşuz gibi davranıyorlardı. Benimkiler bir de üstüne her gün kavga edip varlıklarını sürekli bana hatırlatırken bu evde daha fazla kalamayacağımı biliyordum.

Bu arada size kendimi tanıtmadım değil mi? Ben Masal. 21 yaşında yeşil gözlü, uzun boylu, kumral bir kızım. Pek sosyal biri olduğum söylenemez. Güzel de değilim. Ve ailemden nefret ediyorum.

Kafamı yastığa gömüp babamın bağıran sesini bastırmaya çalıştığım sırada telefonum titredi. Whatsapp bildirimiydi bu. Ekrana baktım, isim yerine bilmediğim bir numara yazıyordu. Tanımadığım numaradan gelen bu mesajı merakla açtım.

"İşlem tamam. Kanıtları ortadan kaldırmak için Bağcılar Ticaret Meslek Lisesi'nin arkasındaki boş araziye gidiyoruz. Geç kalma."

Mesajdan hiçbir şey anlamamıştım. Sanırım yanlış numaraydı. Whatsapp profil resmine bakınca siyahlar içinde uzun boylu bir adam gördüm. İnce ve kaslı bir vücudu vardı ama yüzü görünmüyordu.

Tanrım! Çok gizemli.

O an bir çılgınlık yapmaya karar verdim ve yatağımdan kalkıp altıma siyah bir tayt, üstüme siyah bir tişört ve siyah deri ceketimi giydim. Saçlarımı tarayıp kirpiklerime rimel sürdükten sonra cebime para sıkıştırıp siyah botlarımı da giydim ve işte hazırdım.

İnternetten Bağcılar Ticaret Meslek Lisesinin adresini bulup evden çıktım. Annem ve babam beni tabii ki görmemişlerdi. Görmüşlerse de umursamamışlardı. Benimle konuşmadıkları için evden ayrılmamı söyleyemiyorlardı ve bende inadına burada kalıyordum.

Bir taksiye atlayıp adresi verdim. Yarım saat sonra taksici beni hiçte tekin görünmeyen bir yerde indirdi. Lisenin çevresini dolanıp arka taraftaki arsayı bulmaya çalıştım ama sokak lambası olmadığı için çok korkuyordum. İleride bir sokak lambası görünce düşünmeden oraya koşturdum.

Ne yaptığımı yeni fark ediyordum! Burada ne işim vardı benim?

Tam geri dönmek için taksi durağını arayacaktım ki birisi belimi tutup beni havaya kaldırdı ve birine bağırdı. "Kanka! Koş, çerez buldum! Bu gece çok güzel geçecek."

Ne diyordu bu adam? Ne çerezinden bahsediyordu? İğrenç ellerinden kurtulmak için çırpınırken ortaya bir adam daha çıktı. Beni kaldıran adam yere bırakıp diğerine itti ve o da kollarımı yakalayıp sırtımı göğsüne yasladı. İğrenç kokuyordu!

Korkudan konuşamıyordum bile. Ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteyken karşımdaki adamın pis bakışları üzerimde geziniyordu. Beni tutan iğrenç adam da saçlarıma sürtüyordu yüzünü. Bana yaklaştı, yaklaştı, sigara ve alkol kokan iğrenç nefesi midemi kaldırana dek yaklaştı. Ağlamak ve kusmak istiyordum.

Tüm gücümle çırpınım bağırmaya başladım. "Bırakın beni!" Adam pis pis sırıttı. Tam iğrenç yüzü yüzüme değecekken gözlerimi sımsıkı yumdum. O sırada tok bir ses duyuldu.

"Kızı duydun."

Gözlerimi açtığımda bana dokunmak üzere olan adam drumuştu. Sonra yüzünden piç bir bakış geçti ve, "Rahat ol abi işim uzun sürmez benden sonra sen alırsın," dedi. Dehşet içindeydim. Tanrım! Tecavüze mi uğrayacaktım?

"Lütfen biri yardım etsin!" diye bağırdım tüm gücümle. O anda sonradan gelen adam üzerimdeki sarhoşu tutup yumruk attı. Beni kolumdan çekip boşluğa ittikten sonra, beni tutan adamı da yumruklayıp yere düşenleri tekmelemeye başladı. O kadar çok tekmeledi ki, bir adam ancak bu kadar çok tekmeleyebilirdi.

Sonunda kendime gelebildiğimde kahramanımın koluna yapıştım. "Yeter! Öldüreceksin! Bu pislikler ölmeyi hak etseler de katil olmaya değmezler!" Adam yüzüme bakıp son bir tekmeden sonra doğruldu ve ellerini cebine koydu.

"Bu adamlar ölmeyi hak ediyor küçük, tıpkı bu saatte böyle bir yerde dolaşan kızların başına gelenleri hak ettiği gibi," dedi ve birkaç adım atıp tam yanımda durdu. Bana doğru eğildi. Çamur kahvesi renginde ve bir bataklık derinliğinde bakışları vardı. "Dikkatli ol, bir dahakine ben olmayacağım."

O uzaklaşırken donup kalmıştım. Bana tacizi hak ettiğimi mi söylemişti?

"Pislik!" diye bağırdım. "Lanet olası serseri! Kim olduğunu sanıyorsun!" Ben arkasından bağırırken o umursamadan uzaklaşmaya devam etti. İnleyen sarhoş adamları hatırlayınca yaptığım saçmalığı fark ederek oradan kaçmak için koşmaya başladım. Etrafta hiç insan yoktu ve hava çok soğuktu.

Koştum koştum koştum ve sonunda boş bir araziye geldiğimi fark ettim. Tam o anda ilerideki arabaları ve insanları gördüm. Kendimi gizleyebileceğim hiçbir yer yoktu. Kaçmalıydım ama merakıma yeni düşüp orada dikilmeye devam ettim.

Sanırım bir şeyler gömüyorlardı. Dayanamayıp biraz daha yaklaştım. Bir adam diz çökmüştü ve önünde birisi ona bağırıp duruyordu. Sonra bağıran adam silahını çıkardı ve yerdekini vurdu!!!!!!!

Çığlığım boş arazide silah sesi kadar kesif bir şekilde yankılandığında tüm gözler bana döndü. Bir iki adım geri sendeleyip arkama döndüm ve koştum. Bacaklarım ayrılacak gibi hissetsemde yeterince hızlı değildim. Beni yakalamaları sadece birkaç saniye sürdü. Kolumdan tutan adam beni sertçe kendine çekip fısıldadı.

"Yolunu mu kaybettin küçük?"

Bu ses...... Yoksa!!!!!!...... 

Whatsappdaki MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin