《M》

1.4K 63 13
                                    

Beni ansızın terk ettiğinden beri tam bir yıl geçti yüzüne dokunuşlarına hasret kaldığım tam bir yıl yaşamaya lanet ettiğim tam bir yıl her sabaha lanet ederek uyandığım her geceye bir daha uyanmamak için yalvardığım tam bir yıl...

Yine bir güne uyanıyorum bu gün tabii lanetimi eksik etmeden yavaşça ayaklanıyorum yatağımdan ve banyonun yolunu tutuyorum. Gözlerim her zaman ki gibi yorgun ve baygın bakıyor aynadaki yansımama yüzümdeki gülümseme burukça beliriyor yüzümde " tanrı sana arkasını dönmüş yixing hiç bir yalvarışını yakarışını duymuyor" dediyorum kısık ve aciz sesimle yüzüme vuruyorum soğuk suyu ama bir işe yaramıyor kendime gelemiyorum "belkide bir duş almalıyım " diyorum kendi kendime ve üstümdeki kumaş parçalarından kurtuluyorum ve ılık su karşılıyor soğuk tenimi başımdan akan sular bedenimden aşşağılara süzülüyor biraz rahatlatıyor su beni hafif bir ilaç gibi sadece bir süreliğine acımı azaltıyor.

Suyu kapatıp havluyu alıyorum ve belime sarıyorum ama banyodan çıkıp odama girdiğimde soğuk hava bütün bedenimi iliklerime kadar titretiyor ve çalan telefonuma doğru ilerliyorum isme baktığımde kısa süreli bir gülümseme bırakıyorum solgun yüzüme ve telefonu açıyorum " lay birazdan evinde oluruz dostum " ve luhanın sesi kulaklarımı dolduruyor en yakın arkadaşım... o olmasa şuan yaşıyor olmazdım. " tamam dostum" diyorum tabii yaa bugün şu lanet maskeli baloya gidicektik o kadar yavmışlardı ki -kyungsoo ile- bende onları kıramamıştım telefonu kapatır kapatmaz bedenim kiyafet dolabına yöneliyor siyah bir boxer beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon giyiyorum üstüme ve ıslak olan saçlarımı elime aldığım küçük havluyla kurulamaya başlıyorum.

Kuruttuğum siyah saçlarımı ellerimle sol tarafa doğru yatırıyorum telefonumu alıp alt kata iniyorum ve kapının çalmasıyla adımlarımı oraya yönlendiriyorum ve karşımda gördügüm dostlarım luhan ve kyunsooya gülümseyip onları içeri davet ettim onlar solana geçerken bende kapıyı kapatıp yavaş adınlarımı arkalarından yönlendiriyorum . İçeri girer girmez tekli koltuğa yöneliyorum ve oturuyorum " maskeni getirdim dostum siyah bir maske " kyungsoonun sesini duymamla yorgun bakışlarımı ona çeviriyorum " ahh tamam " diyorum ve tekrar yerle bütünleştiriyorum gözlerimi ardından luhanın iç çekiş sesini duyuyorum ve ağzımdan tek bir cümle dökülüyor " üzgünüm" böyle olduğum için üzgündüm elimde birşey gelmediği için hala onu sevdiğim unutamadığım için üzgündüm beni birden terk eden birini hala beklediğim için üzgündüm luhana baktığımda gülümsediğini görüyorum " üzgün olma dostum o geri gelicek " dediğinde sadece dediği seye inanmak istiyorum ve zaten inanıyorumda...

Sadece arada yaptığımız sohbete katılıyor bazen de ufak ufak kıkırdıyorum... sonunda gitme vakti geldiğinde onlar benden önce çıkıyirlar kapıda beni bekliceklerini söylüyorlar bende sadece kafamla onaylayıp elimdeki maskeyle yukarı çıkıyorum aynanın karşısına geçiyorum ve lastiğini başımdan geçirip maskeyi yüzüme oturtturuyorum anlımın tamamını burnumu ve sağ tarafımı dudaklarımın üstüne kadar örtüyor siyah rengi siyah saçlarımla bütünleşiyordu yavaş adımlarımla odamdan çıkıyorum ve aşşağı kata iniyorum telefonumu , cüzdanımı ve evin anahtarlarını cebime koyuyor ve evden çıkıyorum.

Luhan ve kyunsoo ile arabama biniyorum onlarda maskelerini takıyorlar ve arabanın motoru gürültülü bir sesle çalısıyor ve yola çıkıyoruz luhan yanımdaki yerinde bana yolu tarif ediyor ben ise o tarafa doğru arabayı sürüyorum. Balonun yapılacağı yere varıyoruz ve teker teker iniyoruz arabadan ve büyük ve görkemli balo salonuna giriyoruz.

Herkezin yüzünde başka bir maske var birinin hariç sarı saçları ve benim maskemin beyazını takmıs biri duruyor önümde luhanın çekiştirmeleriyle yerimize geçiyoruz üçümüz yaklaşık yarım saat geçiyor balo başlayalı ve gözlerim sürekli onun üstünde geziniyor arada gözlerimiz birlesiyor ama sonra tekrar kaçırıyoruz gözlerimizi tuhaf hissettiriyor tanıdık geliyor yüzü bana yaklaşıyor ,hızlanıyor ve kolumu tutup çekiştirmeye başlıyor bisey diyemiyorum sadece beni çekiştirmesine izin veriyorum.

Beni bir odaya sokuyor balonun gürültüsünden uzakta kendimi o ve duvar arasında bulmam çok sürmüyor nefesi kurumuş dudaklarıma çarpıyor neden itmek istemiyorum bilmiyorun belkide tanıdık geldigi icindir itmek istememe nedenim diyorum içimdeki tuhaf hisse elini maskesine atıyor yavaşca ve çıkarmaya başlıyor ve çıkarıp atıyor maskesini benim gözümden alan bir damla yaşla beraber ve başka bir yaş daha "suho" ve dökülüyor ağzımdan ismi cılız ve aciz bir sesle onunda gözünden bir damla yaş dökülüyor ve elini maskeme atıp tek hamlede çıkarıyor ve dudakları dudaklarımla buluşuyor içimde karşılık vericek gücü bulamıyorum elleri yanaklarımı buluyor ve baş parmaklarıyla siliyor gözümden akan yaşları ve yavaşca çekiliyor dudaklarından dökülüyor merak ettiğim şeyler " üzgünüm melegim seni bırakıp gittiğim için özür dilerim ama seni tehlikeye atamazdım tam bir yıl önce bir hastalığa yakalandım adını hep unutuyorum " diyip kıkırdadı o mükemmel sesi kulaklarımda uğulduyor ve devam ediyor cümlelerine " ve... ve bir yıldır çinde tedavi altındaydım sana kötülük yapamazdım senide benimle beraber sürükleyemezdim meleğim üzgünüm" bu sefer dudaklarımızı ben buluşturuyorum tadını özlediğim dudaklar dudaklarımla dans ediyor elleri belimi buluyor ve geri geri yürümeye başlıyor odada bulan yatağa doğru bende onunla beraber ilerliyorum ve yerlerimz değişti artık ben adımlarımı geriye doğru atıyorum ve adımlarım bacaklarımı bulan yatakla sona eriyor.

Beni yavaşça yatağa itiyor ve benimle beraber oda aşşağıya doğru düşüyor ve belimdeki eliyle dudaklarımızı ayırmadan bizi yatakta yukarıya taşıyor. Elleri belimden gömleğimin düğmelerimi buluyor ve teker teker açıyor ve yavaşca sırtımı kaldırıyorum ve gömleğimden kurtuluyor ve dudakları dudaklarımdan ayırıp boynuma yönlerdiriyor özlediğim dudaklarını başımı geriye atıyorum daha fazla alan yaratmak için dudaklarına boynumda dolaşan dili ve dudaklarıyla ufak iniltilerimi odaya bırakıyorum dudakları göğsüme iniyor ve göğüs ucumu dudaklarının arasına alıyor , dişliyor inlemelerim şiddetini yükseltirken dudaklarını tenimden ayıyor ve yüzüme bakıyor gözlerindeki parıltı ile kendi gömleğinden kurtuluyor ve pantolonumun düğmesini açıp fermuarını indiriyor ve tek bir çırpıda kurtuluyor üzerimdeki kumaş parçalarından ve bedenimi süzüyor ve bedenini örten kumaş parçalarından oda kurtuluyor ellerimi ensesinde birleştirip kendime çekiyorum ve dudaklarımızı birleştiriyorum parmaklarını girişime yönlendirken onu durduruyorum ve " gir! Hemen seni hissetmek istiyorum" diye dudaklarımızı ayırıp söylendiğimde " ama acı-" sözünü dudaklarımla kesiyorum bacaklarımı omzuna alıyor ve uzunluğunu girişime konumlandırıyor ve yavaşca içime gömülüyor canım çok fazla yanıyor çünkü o gittiğinden beri vücudumu kimseye vermedim inlemelerim dudaklarımızın arasında kayboluyor.

Bir süre sonra öyle bir yere vuruyordu beynim sanki eriyip kulaklarımdan akıyor gibi hissediyorum ve kafamı geriye atıp bağırıyorum " AHH ORASI" o vuruslarını aynı yere sürekli sert ve hızlı bir sekilde vururken ben ise kalçalarımı ona iterek vuruslarını karşılıyorum elini erkekliğime atıp vuruslarına eş değer çekmeye başlıyor .

Ben onun eline o ise benim içime boşalıyor ve yüzünü boynuma gömüyor ve kokumu içine çekiyor ve sonrada kendinj yanıma atıp beni göğsüne bastırıyor.

"Seni seviyorum ve bundan sonra asla bırakmıcam bebeğim"

" seni se-seviyorum ve bundan sonra beni bırakma bebeğim."

Sulay shipperler için umarim okursunuz ~~~

oy ve yorum

Desteklerinizi beklerim

Sulay 《Oneshot\M》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin