"Tembeliz"

596 28 15
                                    

"Byun Baekhyun,eğer boynum-ahh lanet olsun!"

Ne mi oldu? Soo,onun söyledikleri karşısında onu affetmeye başlıyacağı anda 'Acaba yine nefesi kaçırır mı?' diye düşündü ki öyle de oldu. Diğer olanlardan daha da uzun bir nefes şekilde.

"Neden bundan bu kadar rahatsız oluyorsun Kyungsoo?" Soo'nun boynundan ayrılırken sorar. Bunu fazlasıyla merak ediyordur. Baekhyun'un kendisi 'Bence gayet hoş birşey. Rahatsız edici değil' diye düşünüyordur. Aslında bu Kyungsoo içinde güzeldi ama kardeşi veya dostunu arzulaması ona göre çok mu doğruydu bilmiyordu.

"Seni arzulamam doğru mu? Cevabı bende bilmediğim için bunu yapman kötü gibime geliyor" Baekhyun birşey diyemicek hale gelir. Bunu daha önceden bilse azda olsa Kyungsoo'dan uzak dururdu. Çünkü Kyungsoo'ya göre kötü olan birşey onun içinde kötüydü. Bu böyledir. Baekhyun birşey demeden koridorda yavaş şekilde ilerler. Belki salon belki de mutfağa gider ama şuan sadece koridor nerde biterse orda düşünecektir. Aklındaki tek şey 'KYUNGSOO BENİ ARZULUYOR?'dur. Düşünme yeteneğini kaybedince kendini salonda Tv'nin karşısında ki koltukta bulur. Sessizce tekrarlar;

"Kyungsoo beni arzuluyor? Beni? Arzuluyor? Kyungsoo beni arzuluyor? Beni? Arzuluyor?"

Soo ise odasında aynanın karşısında giyinir. Aklında ise"Söylemekle hata mı ettim? Benden nefret eder mi?" diye endişe ile gözlerini etrafta gezdirir. Korkuyordur,şuan yanında olan tek insanda ondan nefret edecek mi diye. Baekhyun ile çok eski bir geçmişleri vardır. Onlar birbirleri ilk önce eski terk edilmiş olan yaşlı Park amcanın bahçeli evinde karşılaşmışlardır. Baekhyun,az da olsa bildiği o cadde de gezerken dikkatini bu duvarları yosunlaşmış olan ev çeker. Ev tıpkı 'YUKARI BAK' filmindeki uçan evin yeri gibi biryerdir. Düzenli bir şekilde geçinilebilir olan bir ev olsa kesinlikle Baekhyun'un her gün gidip gelebileceği bir yerdir. Peki ya Kyungsoo? O ise Dünya'ya geldiğin bu yana hep bu cadde de olan bir çocuktur. Herkes onu sever,göz kulak olur ve çok iyi tanırlar. Kyungsoo evinden sonra en rahat ettiği yer bu cadde de dolaşırken hissetiği huzurdur. Yaşlı Park amca ölmeden önce Kyungsoo ile çok iyi anlaşırdır. 2 yıl önce vefat etmiş,Kyungsoo'nun hayata biraz daha sakin ve neşesiz bakmasına sebep olmuştur. Tekrar O alıştığı cadde de dolaşmaya başlar. Herkese gülümsedikten sonra ki yine o her zaman bakakaldığı evin önüne gelir. Bu sefer gözü eve degil,kendisi gibi eve bakakalan o kendi yaşlarında ki çocukta kalır. Bu eve Kyungsoo'dan başkası bu kadar fazla süre merak etmemişti. Peki bu iki çocuk nasıl birlikte oldu?

İlk adımı atan kişi Kyungsoo'ydu. Yeni bir arkadaş,yeni bir dost ona göre bir mucizeden ibaretti. Şimdi de o mucizeyi bulmuş oldu. İkisi hergün gelip bu eve yeni bir katkıda bulunmuş oyun evleri yapmışlardır. Tek başlarına mı? Hayır ebeveynler,o çok sevdikleri dükkandaki amcalar,komşular. Hepsi bu iki küçük mucizelere yardım ettiler. O günden sonra Baekhyun ve Kyungsoo birbirlerinin mucizeleri oldular.

Odadan çıkıp yavaş adımlarla salonun önünden geçip mutfağa ilerler. Sadece iki kişi olarak mutfakta küçük bir masa vardı. Sabah kahvaltıları için idealdi. Masanın renksiz ama bir o kadarda güzel olan siyah sandalyeye oturur. Az önce yaşananları hiç olmamış gibi düşünüp gülümser. Gülümsemesini sonlandırmadan oturduğu yerden kalkıp salona,Baekhyun'un yanına gider. Kendileri almasada beğendikleri ikili koltukta oturmuş karşıda ki Tv'ye boş boş bakıyordur. Kyungsoo biranda kendini suçlu hissetti,gittikce şüphesi çoğalıyordur. Beklemeden Baekhyun'un yanına oturur.

©©©©

O akşamın üstünden tam 2 hafta geçti. Ne Soo,nede Baekhyun sanki hiç yaşanmamış gibi birbirleriyle konuşuyorlardı-az da olsa-. Kyungsoo rahatsız olsada Baekhyun için sanki herşey daha güzelmiş gibi gülüyor,konuşuyor ve başka arkadaşlar ediniyordu. Bu Kyungsoo için cidden fazlaydı. Günleri her zaman aynı geçiyordu. Beraber sessiz kahvaltı yapıyorlar,arada kahvaltıdan sonra temizlik yapıyor,daha sonra Baekhyun evden çıkıyordu. Kyungsoo'ya hiçbirşey demeden. Hatta birgün Baekhyun kahvaltı etmeden evden çıkmıştı,gene Soo'ya birşey demeden. Baekhyun'u takip etmeye başladı. Evlerinden fazla uzak olmayan kendi yaşları da insanlarïn genellikle doldurduğu o Cafe'ye gelmişti. Baekhyun Cafe'ye girdikten sonra 4 kişinin oturduğu bir masaya ilerleyip oturur. 2 haftadır Kyungsoo'ya göstermediği o gülüşünü daha Soo'nun tanımadığı insanlara gösteriyordu. Baekhyun'un göremeyeceği şekilde bir masaya oturdu. Yüzünden gülümseme düşmüyordu,Kyungsoo
ezberlemek için gözünü ondan alamıyordu. Kyungsoo farketmesede gözleri dolmuş,artık duramadığı için gözlerinden akmaya başlar. Kyungsoo'nun zıttınına Baekhyun halinden gayet memnundu. Yanındaki kişilerle gayet mutlu şekilde konuşuyor,gülümsüyordur. Bu manzaranın karşısında daha fazla kalamayacağı için Soo ayağa kalkıp Cafe'yi terk eder. Yavaş adımlarla eve doğru ilerler. Gözlerindeki yaşı durdurmaya çalışır.

"Baekhyun nerdesin!?" Kyungsoo yine açılmayan telefona bakarak konuşur. Saat 11:25 ve Soo onu en son Cafe'de görmüştür. Şimdi ise odasındaki yatakta onu arıyor ama ne açan var nede kapatan.

Kyungsoo tam 27 kere Baekhyun'u aradığı için artık ekrana bakmaktan gözleri,yatakta 1 saatten fazla uygunsuz bir şekilde durduğu için bünyesi kaldırmamış,uyuya kalmıştır. Baekhyun ise bu gece tamamıyla yeni edindiği arkadaşlarıyla onların evinde kalmayı planlamıştır. Aklından tamamen Kyungsoo çıkmış eğlenmeye devam ediyordur. Ne Kyungsoo nede Baekhyun birbirlerinin aklında değildir. Biri eğlenmekten sarhoş olmuş,diğeri ise uykusunda hareketsiz şekilde duruyordur. Onu tanımayan birisi görse şuan öldüğü sanabilirdi.

Sabah olduğunda Kyungsoo gözlerini yavaş yavaş açacağına tam tersi yatakta sarhoş sarhoş Baekhyun odasına gider. Umarım gelmiştir diye düşünür. Kapıyı umutla açar fakat hiç dokunulmamış bir yatakla karşılaşır. 1 gece de olsa alışmıştır. Lavaboya girip rutin işlerine halleder. Aynada kendine bakmaya başlar.

"Nerdesin Baekhyun!?" havluyu aynaya fırlatıp koridordan mutfağa ilerler. Ama duvara yaslanmış uyuyan bir Baekhyun beklemiyordur. Baştan aşağı süzer. Pantolonun fermuarı açık boxerının rengi belli oluyordur. Tişörtü ise baya yıpranmıştır. Saçları dağınık,gözlerinin altı kırmızıdır. Yanına gidip diz çöker. Dürtmeye başlar.

"Baekhyun,kendine gel. Baekhyun!" bağırmaya başlar. Uyanmayınca saçını çeker. Ani hareketle kendine gelir.

"Yah!! Acıdı avv" Saçlarını okşar.

" Git odanda uyu!" Ayağa kalkıp mutfağa ilerler. Dünden kalan kirli olan tabakları temizler. Yorulduğunda geriye kalanları halletmez. Mutfaktaki masaya oturur. Baekhyun'u düşünür. Bu kadar umursamaz olmasına aklï ermez. Ona en son kullandığı cümleden dolayı artık ne yapacağını bilmez hale gelir. Dün üstünü değiştirmeden uyuduğu için rahatça dışarı çıkabilir durumdadır. Mutfaktan çıkıp kapıya ilerler. Yerde duran ayakkabılarını alıp ayağına geçirir. Baekhyun kendine geldiğinde odasından çıkar. Koridorda yürürken gitmek için hazırlanan Kyungsoo'yu görür. Nereye gidiyor ki,daha kahvaltı etmedi diye düşünür. Yavaş adımlarla yanına ilerler. Ayakkabılarını giydikten sonra yanındaki Baekhyun'a döner. İlk konuşan Baek olur.

"Nereye gidiyorsun Kyungsoo?" 2 Haftadan sonra ilk defa bu kadar sıcak bir şekilde konuşur.

"Başka birinin Dünya'sı olmaya gidiyorum. " Ve Kyungsoo Evden Gülümseyerek Çıkar.

®®

Tam 1000 kelime oldu. 1000 yani boru değil *-* İyi okumalar 😚😚😚

Kardeşim(!) BaekSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin