Selvi'nin Ağzından
Okul çıkışı Batu'yla kavga ede, ede eve gittik. Kapıyı yavaşça açarken babam ve bir kadın, koltukta oturmuş bizi bekliyordu. Babam derin bir nefes verdi.
" Çocuklar, bizde sizi bekliyorduk. " Batu'ya şaşkınca bakarken, babamızın ne diyeceğini bekliyorduk. Ama onun yerine yanında ki kadın kelimeleri tane tane söyleyeceğine hızlı bir biçimde söyledi.
" Babanızla evleniyorum! " bu... Bu kolayca sindirebileceğim bir şey değildi. Gözlerim kararırken, Batu bağrınıyordu.
" Yapacağınız şeyi sikim! "
----------
Uyandığımda Batu başımda bekliyordu. Elimi alnımda yavaşça gezdirirken,
" Sakın, sakın söyleme. " Batu başını salladı.
" Söylemem lazım. "
" Hayır! İstemiyorum! Kim olduklarını öğrenmek istemiyorum. " başını tekrar sallarken dudaklarımı ıslatma gereği buldum.
" Evimdeki düşman filmini biliyorsun değil mi? " kulaklarımı kapattım bir çocuk gibi. Batu ellerimi kulaklarımdan kızgınlıkla çekti.
" O filmde ki gibi! Evimizde düşmanlarımız var. " gülümsedim.
" Her 'üvey' kardeş düşmandır. "
" Bizimkisinin bir ayrıcalığı var. Zaten düşmanız. " derken kişileri sıralıyordum. Hassiktir! Bunlar... Bunlar... Lan olamaz be! Onlar Kaan ve Rümeysa olamaz. Hayır yani milletin üvey kardeşi aşık olduğu çocuk çıkar da benim ki niye düşman?! Ama şaka yapmadığından emin olmalıydım. Aşağı indim. Kaan'ı görünce:
" Hassiktir! Kabus gerçek oluyor! " diye yanlışlıkla ağzımdan kaçırdım.
" Kabus sensen, evet yıllar önce annen ve babanın hatası yüzünden gerçek oldu. " ona dil çıkarırken, Rümeysa'ya baktım. İyi bir kardeş olabilirdi. Ama düşünmem lazımdı. Batu arkamdan aşağı inerken, her şeyi duymuş olmalıydı ki:
" Bizim evimizde, bize laf atana bak. Önce kendi tipini düzelt. " dedi. Rümeysa lafa atıldı.
" Siz aynaya bakmayan tipsizlerdensiniz herhalde. Hatta sizin yüzünüzden aynalara: Dikkat bakmayın! Kezban çıkabilir! Yazmalı. " diyince göz devirdim. Kollarımı göğsümde birleştirip, yan tarafımdaki duvara yaslandım.
" Sizde galiba klavye bebesisiniz. Hani varya internet sözlerini çalan ilk okul bebeleri. " söyleyecek bir laf bulamadıkları için oda bir sessizliğe büründü. Fakat sonra Batu'yla bizim havada çok büyük bir kuvvetle, birleşen ellerimizin sesiyle doldu. Ben odama çıkarken, Batu aynı evde kalma fırsatıyla düşmanlığı bir kenara bırakarak, Rümeysa'ya sarkıyordu. Kaan ise eşyalarını almaya gitmişti. Yani yalnızlığımla baş başa kalabilirdim.
Sakince wattpad'e girdim. Orada çok güzel kitaplar vardı. Benim favorim, genç kurgu hikayeleriydi. Bir süre sonra, bir nick buldum. Fotoğrafı.... Fotoğrafı sanki... Ah evet! Şu kız adı Rümeysa ona benziyordu. Yani 'üvey' kardeşime. Hemen profiline bir şey yazmak yerine, odasına gidecektim.
Odanın kapısı yavaşça aralanırken, kardeşimle coştuğunu duydum. Yani coşmak kelimesi benim için şöyleydi: kardeşim onu sıkıştırmış, Rümeysa oradan ayrılmaya çalışıyordu. Bütün ilgimi onlara verdim.
" Ya! Batu uzak dur benden! "
" Yoksa ne olur? "
" Abim. Bilir misin? Seni siker, sonra sen amaninnn! Rümeysa demişti dersin. "
" Kızarmaya başladığını görüyorum. Beni istiyorsun küçük böcek. " Bir anda cırlamaya başladı.
" Sen kime böcek diyon Lan! "
" Sana diyorum, ayrıca böcek dendiğinde hemen, osuruk veya bok böceği anlama. Uğur böceği hangi günlere duruyor? "
" Katkısız öküz!"
" Yoo. " diyen Batu'yu dinlerken, birinin nefesini ensemde hissettim.
" Kapı dinlemek ha? Hiç yakıştıramadım. Bir dahakine çekirdekte getir istersen. Kardeşimin odasının kapısından ayrıl. " diye fısıldayınca, korkarak zıpladım.
" Sen ne ara geldin? "
" Geldim işte. Kardeşimi niye dinliyorsun? "
" Kardeşimle birlikte olduğu için olabilir mi? "
--------
2.Bölüm, Rümeysa'nın ağzından olacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kardeşim
Teen FictionBatu ve Selvi.... Kaan ve Rümeysa.... Anne ve babalarının evlenmesi sonucunda üvey kardeş olan 4 genç. Onların hikayesini öğrenmeye hazır mısınız?