"Papatyam?"
Gözlerimi ona çevirdim.
Sürekli bana bu şekilde hitap ederdi.
Ben onun Papatya kızıydım.
Sol eli ile yanağımı okşadı.
Elini yanağım ve omzuma sıkıştırdım.
Bu yaptığım tam bir kediyi andırıyordu.
Üzerimde bıraktığı etkiyi bir bilse..
"Neden bu kadar erken kalktın?"
Güneş yeni doğmaya başlamıştı.
Pencereden içeri sızan güneşe gözlerim kaydı.
"Uykum kaçtı."
Dedim yüzümü sıvazlayarak.
"Hmm."
Boynuma eğilip minik bir öpücük bıraktı.
"Dışarıda kahvaltı yapmak ister misin?"
Doğrusu kahvaltı hazırlamaya halim yok diyebilirim.
Kafamı onaylarcasına aşağı yukarı salladım.
"Hadi giyin bekliyorum."
Yavaşça oturduğum sandalyeden kalkıp odama yürüdüm.
Uzun saçlarımı bileğimdeki lastiklerden biri ile topladım.
Saçlarım uzun ve sarıydı.
Hakan'ın hitabı ile papatyamsı.
Aynaya bakıp gülümsedim.
Mavi gözlerim ve hafif soluk pembesi dudaklarım vardı.
Dolabın karşısına geçtim. Gözüme vişne çürüğü renginde çiçekleri olan beyaz sıfır kol olan elbisem çarptı.
Hemen üzerime geçirip ayaklarıma beyaz babetlerimi geçirdim.
Çilekli parlatıcımı sürüp odadan çıktım.
Normalde işim saatlerce bitmezdi.
Hakan sinirlenir ve güzel olduğumu birşey sürmeme gerek olmadığını söylerdi.
Kız aklını kimse değiştirmezdi oysa.
Odadan çıktığımda dalgın gözleri duvarı izliyordu.Elleri yeni yeni uzayan sakallarındaydı.Geldiğimin bile farkında değildi.Yanına gidip saçlarını karıştırdım.
"Artık gitsek mi?"
Kafasını sallayıp ayağa kalktı.
Koluna girmem için açtığında yüzümde muzip bir gülümseme oluşmuştu.
Apartmandan kolkola çıktık.
Bir kaç sokak aşağıdaki kafeye gelmiştik.
İkimizde henüz öğrenci olduğumuzdan arabamız yoktu.
Bu bize sorun olmuyordu.
Çayımdan bir iki yudum alıp etrafı seyretmeye başlamıştım.
"Seni izlemeye doyamıyorum."
Hakan'ın anlık itirafı ile gözlerimi ona çevirdim.
Bu adama tutulmamak mümkün değildi.
İnsan ister istemez onun ağına yakalanıyordu.
Kafeden çıktığımızda sahile inmeye kara vermiştik.
Sahil biraz estiği için elbisemin eteklerini tuta tuta yürüyordum.
Kumsala uzanan bankalardan birine oturduk.
Bir süre sessiz kaldım.
"İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?"
Dedim.
"Unutur muyum?"
Kıkırdadım.Kafamı göğsüne gömdüm.
Kolunu omzuma atıp beni iyice kendine çekti.
Nane kokusu ciğerimin en icra köşelerine iletildi.
Bu adam beni heyecandan öldürmek için uğraşıyordu.
Kesinlikle eminim.
Ellerini saçlarıma götürüp yavaşça okşadı.
Onun yanındayken kendimi sevgiye doymuş bir kedi gibi hissediyorum.
"Bu akşam biraz eğlenelim."
Bizim eğlencemiz sürekli aynı bara gidip sarhoş olana kadar içmekti.
Eve garip ama..
Onunla herşey güzeldi be.
∞
Buraya sürekli geldiğimizden barmenle arkadaş bile olmuştum.
Kafamı bar masasına koyup müzik eşliğinde ritim tutmaya başladım.
Hakan tam karşımda bir elini kafasına dayamış beni izleyip gülümsüyordu.
"Buraya gel."
Kollarını açıp kucağına oturmamı işaret etti.
Yerimden kalkıp yan bir şekilde kucağına oturdum.
Kollarını bana sardı.
Ama o kadar hafifti ki.
Sanki..
Bırakacak gibiydi.
"Beni bırakma."
Kafamı kaldırıp ona baktım.
Gözlerini gözlerime kenetledi.
"Daha yeni bulmuşken mi?"
Sesi mayışıktı.
Elimi kaldırıp yanağını avuçlarıma aldım.
"Dans edelim mi?"
Ellerimle elini tutup piste çektim.
Elindeki viskiden bir yudum alıp bana doğru geldi.
Crazy İn Love çalıyordu.
Kollarımı boynuna dolayı sağa sola sallanmaya başladım.
Belimi kavrayıp kafasını boyun girintime gömdü.∞
Kaç bardak içtik hatırlatıyorum.
Barın üst katındaki odalardan birine girdik.
Doğrusu az daha sarhoş olduğumdan dolayı asla yapmayacağım bir şeyi yapacaktım.
Hakan gömleğini çıkartırken gözlerim ona kaymıştı.
Bakışlarımı fark edince yavaş adımlarla yanıma geldi.
Yatağa boylu boyunca uzanmıştım.Üzerime eğilip dudaklarıma eğildi.
"Seni bırakmayacağım. "