Telaşımı hoş gör, ıslandığım ilk yağmursunGün daha yeni başlıyordu.Güneş her yeri aydınlatmış, kuşların cıvıltıları odayı dolduruyordu.Genç kız hala uyumaya devam ediyordu ki çalan alarmın sesine kalktı.Sersem sersem dolanırken temiz hava almak için balkona çıktı.Güneşin gözlerine doğru gelmesiyle gözlerini iyice açtı.Hava çok güzeldi.Balkonun tam karşısında deniz gözüküyordu.İnsanları izlemeye başladı, hepsi dışarıdan çok mutlu görünüyordu ama içlerinde ne fırtınalar koptuğunu kimse bilemezdi.Genç kız huzurla gözlerini yumdu.Bir süre öyle durdu sonra aklına gelen düşünceyle gözlerini şokla açtı.
Bugün gideceği iş görüşmesini unutmuştu.Hemen içeriye girdi.Aceleyle üstünü değiştirip saçlarını toparladı.Sonuçta şık görünmeliydi.Bu onun gideceği ilk iş görüşmesiydi o yüzden çok heyecanlıydı.Koşarak mutfağa indi ve çay için ocağa su koydu.Annesi sekiz sene önce geçirdiği bir kaza yüzünden yürüyemiyordu.Bu yüzden kahvaltıları o hazırlardı.Kahvaltıyı hazırladı ve annesini tekerlekli sandalyeye bindirdi.Annesinin yavaş ye uyarılarına aldırış etmeden hızlıca kahvaltısını yaptı.Yolda yürürken Selin ile karşılaştı.Selin onun en iyi arkadaşıydı hatta arkadaştan öte kardeşiydi.
-"Çatlak mısın kızım sen." dedi Selin arkadaşının koşarcasına yürüdüğünü görünce.
-"Belki biraz." diye gülümseyerek cevap verdi arkadaşına.Ardından hızlıca
-"Bak bugün bir iş görüşmem var beni affet olur mu sonra görüşürüz." Diyerek arkadaşının yanağına ufak bir öpücük kondurdu.Tam gidecekken Selin gülerek:
-"İş görüşmesine gittiğine emin misin?" diye sordu.Kız bu anlamsız soru karşısında kaşlarını çatarak "Evet" diye cevap verdi.Selin arkadaşına kahkalarla gülmeye başladı. Kahkaları sona erdiğinde
-"İlk defa sende görüyüm ayakkabısız iş görüşmesine gidildiğini."dedi.Kız hemen ayaklarına bakmaya başladı.
-"Kafa mı kaldı bende ya.Neyse canım çok teşekkürler." Diyerek eve koşmaya başladı.
Hemen ayakkabı dolabını açtı.Ne giyeceğine karar veremiyordu bir türlü.Bu konularda yaptığı tek şey gözlerini kapatıp bir ayakkabı seçmek oldu.Eline gelen kırmızı ayakkabıyı çabucak giyindi.Hemen otobüs durağına koşarak otobüsü beklemeye başladı.Aslında annesinin çalışmasına rızası yoktu.Ama mecburdu kız.Eski günleri aklına geldi.Herkesin sahip olmak isteyeceği türden bir aileye sahipti.Annesi ve babası çalışıyor.O ise tüm zamanını kardeşi saydığı Selin ile oynayarak geçiriyordu.Ta ki o güne kadar.Sekiz yıl önce hayatını tepetaklak eden o kazaya kadar.O kaza babasını elinden almış, annesini sakat bırakmıştı.Bunları düşünürken otobüsün geldiğini farketti. Otobüse binip boş olan bir yere oturdu ve camdan dışarıyı izlemeye başladı.
Yine o olay gözünde canlandı.O gün belki de hayatının en berbat günüydü.Hayır hayır belki de değil o gün hayatının en berbat günüydü...Hayatında hiç o kadar ağladığını hatırlamıyordu bile.Aslında ne olduğunu anlamamıştı.O kaza nasıl olmuştu? Kaza yaptıkları kişiler kimdi? Kimdi bir gecede annesinin hayallerini, yaşama umudunu bir gecede elinden alan? Her yastığa başını koyduğu anda bu sorular beyninin istila ediyordu adeta ama bir cevap bulamıyordu.
Bunları düşünürken ineceği durağı geçtiğinin farkederetmez aceleyle yerinden fırladı.Boş gözlerle butona bastı. Bir yandan da "Sakin ol kızım! Bu kadar salak davranışlar sana hiç yakışmıyor sen koskoca Yağmur CENGİZsin " diyerek kendini motive etmeye çalışıyordu. Tabi bu davranışı yolcuların ona tuhaf tuhaf bakmasına neden oluyordu fakat bunu umursamayacak değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YAĞMUR'UM
RandomAŞK YAĞMUR'UM birbirine zıt kişilikleri olan Yağmur ve Eymen Efe'nin birbirlerine olan aşk hikayesini konu ediniyor. Aslında kader onları daha önceden birleştirmiştir. Ama bu acı bir olaydır.Bu durum karşısında onlar yine aşklarına engel olmamıştır...