Sabah babam ‘uyan artık’ dediğinde yataktan kalkmayı canım hiç istememişti. Sanki olacakları biliyor gibiydim. Uyanıp aşağı kata indiğimde annem yoktu. Kahvaltı sofrası kurulmamış ve ev kir içindeydi. Etrafıma bakındım. Babamı mutfakta gördüm.
‘Annem nerde?’ diye sordum.
‘Emre bak’ dedi babam yüzünde ki o üzgün bi o kadarda sinirli ifadeyle ‘annen gitti ve artık anne lafı geçmeyecek bu evde!’ şok olmuştum. Annemsiz bi ev pislik, sıkıcı ve aç geçicekti bunu biliyordum.
‘Baba! Annem nerde?’ o küçücük yaşta ilk defa babama bağırmıştım gelecek sert tokattan habersiz… Kendimi yerde , babamın bağrışları arasında buldum. Kulaklarımı kapattım şimdiden başlamıştı annemin yokluğunun acısı.
‘Annen hiç olmadı , olmucak! Yeni bir anne getiricem sana.’ Ağlama seslerim iyice artmıştı ki her ağlama sesimde bir tekme iniyodu ufacık vücuduma. ‘Sus diyorum Emre sus! Senin sesini duymak istemiyorum. Yeter!’ ve bir tekme daha… O yaştaki çocuklar her zaman oyun oynarlardı ve hep gülerlerdi. Ama ben. Ben farklıydım işte. Daha 5 yaşında Annesizliği gördüm. Daha 5 yaşında babamın her gece getirdiği kadınların çığlıklarıyla uyandım… Dayaklarla büyüdüm. Bana sahip çıkan tek insan Teyzem oldu. Babam işe gittiğinde gelir, yemek hazırlar bana teselli verir ve giderdi. Başıma geçip saatlerce ağlardı. ‘Bana bak artık Emre’m. Ne var o duvarda? Bi kıpırda bi konuş kurban oluyum.’ Gibi sözleriyle beraber saatlerce ağlardı. En sonunda teyzeme döndüm gözlerine baktığımda gerçekten acı çektiğini gördüm tıpkı babam beni dövdükten sonra aynaya baktığımda benim gözlerimin şeklini almıştı gözleri… Kan toplamıştı ve kıpkırmızıydı.
‘Teyze ‘ dediğimde gözlerinin içi güldü. Kendini toplamaya çalıştı. Toplayabildiği kadar… ‘Annem nerde teyze? Beni anneme götür, lütfen.’ Teyzem bana sarılmıştı ilk defa bu kadar sıkı sarılmıştı ve annem gibi sıcak , içten sarılmıştı.
‘Emre , Yaşın çok küçük. Annen gelicek demeyeceğim. Çünkü gelmeyecek. Annen gitti.’ Tekrar duvara döndüm.
‘Sende bana yalan söylüyorsun. Annem gelicek beni bırakmaz tek başıma.’ Teyzemin sesinin titrediğini duydum ‘Emre.. Yapma teyzem böyle.’ Elimi tuttu. Onu ittim. ‘Git Teyze git. Gelme bir daha. Annemide getir geleceksen. Annemsiz gelme!’ Teyzem ağlayarak indi aşağı.
‘Ne işin var senin burda!’ Babamın sesiydi bu. Merdivenlere gittim. Teyzemin fısıltılarını duydum ama anlayamıyordum. Konuşuyorlardı.Teyzem bi ara ‘Ece’nin yerini biliyorum bu kadar cani olamazsın yukarıda ki çocuğa yazık!’ dediğini duydum. Tekrar yukarı çıkmak için arkamı döndüğümde o alıştığım tokat sesini duydum. Hemen aşağı indim koşarak. Teyzem yerdeydi. Teyzemin yanına koştum ve elini tuttum. ‘Kalk teyze hadi.’ Teyzemi yavaşça yerden kaldırmaya çalışırken ağzından gelen kanı gördüm ve arkasındaki babamı… Teyzem fısıltıyla ‘Emre , Koş yukarı çık koş’ diyebildi sadece. Gözlerinin o yavaşça kapanışını gördüğümde içimden bir şeyler kopmuştu sanki. Babamın bana baktığını gördüm. Koşarak odama çıktım ve kapıyı kilitledim. Yatağa oturdum ve saatlerce hatta günlerce ağladım. Annemi istiyordum sadece annemi… Babamı pencerede gördüm arabasına bindi ve uzaklaştı. Hergün giderdi. Ama nereye?