BÖLÜM 3

69 6 4
                                    

Yine kan ter içinde uyanmıştım. Bilinç altımın oyunuydu belki, çünkü her gece aynı kabusü görmemin başka bir açıklaması olamazdı. Vücudum her ne kadarda darbelere dayanıklı olsada ruhum çok zayıftı, kaldıramıyordu..

***

Yine tek başıma uyanmıştım. Yalnızlığım damarlarıma işlemişti çünkü. Ne başkaları çabalıyordu hayatıma girmek için ne de ben birini almak için. Yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Her ne kadar yaşamak için bir nedenim olmasada hayatım devam ediyordu. Saçlarımı her zamanki gibi dağınık halinde bırakıp kulaklığımı alıp çıktım. Yürüyerek gidecektim, yarım saat sürüyordu çalıştığım yere. Otobüse binip insan içine karışmayı sevmiyordum, sevemeyecektim büyük bir ihtimalle. Ama severek yaptığım en iyi şey bir yere oturup insanları izlemekti. Hepsinin ne kadar farklı hayatı olduğunu düşünerek belki de hiç birimizin sıkıntısı büyük değildir diye düşünürdüm. Ani bir fren sesiyle yere düştüm. Kendimi neden bu kadar kaptırmıştım ki ?! Yere düştüğüm için arabadan çıkan kişiyi görememiştim. Bağırarak yanıma geliyordu.

" Heyy sen ne yaptığını sanıyorsun ?! Biraz daha dikka..."

Hayır bu olamaz bu yüz ! Nasıl bakcaktım yüzüne..

"Abiii ?! "

" Eylül ! Kardeşim !! "

Yavaşça yaklaşıp bana sarıldı. Diyebilicek bir şey yoktu çünkü. Kelimeler tarifsiz kalmıştı artık. Abim, canım, yüzüne bakmaya utandığım insan.. Ağlamaya başlamıştım, onun da benden farkı yoktu aslında. Göz yaşları saçımı ıslatmaya başlamıştı. Konuşmak istiyordum, çok konuşucak konu vardı aslında. Azımı açmak istediğim an onun konuşmaya hazırlandığını hissettim. Yavaşça benden ayrılıp konuşmaya başladı. Ama saçlarındaki elimi çekmiyordu o kadar özlemiştim ki..

" Nerelerdesin sen ?! Ne kadar merak ettim biliyor musun seni ? "

" Abi bi sakin olur musun ? Senin hiç bişeyden haberin yok mu ? "

" Neyden haberim yok mu ? Amerikadan yeni döndüm daha bi kaç hafta oldu. Eylül evden kaçtı dediler. Nasıl yaparsın sen bunu ? "

Bir yandan da ağlıyordu. İlk defa abimi bu halde görüyordum. Ona her şeyi anlatıcaktım, belki bu da bana iyi gelirdi.

" Abi hiç bir şey bilmiyorsun.. "

Bana çok sinirli bi bakış attı o an irkilmiştim.

" Neyi bilmiyorum Eylül ?! Sinirlendirme beni. Ne oldu benim bilmediğim ? 2 yıl yoktum, Allâh kahretmesin niye seni bırakıp gittim ki. "

Ağlıyordu.. Bir yandan da sinirli bir şekilde kolumdan çekip sürüklemeye başladı.

" Abi noluyo ? Nereye gidiyoruz ? Abii cevap verir misin ? "

" Sus ! "

" Sakin olur musun ? "

" Olamam. Bana her şeyi anlatıcaksın. Konuşmaya gidiyoruz ! "

Cevap vermeden cama kafamı yaslayıp yolu izlemeye başladım. Anlatmalı mıydım ?

Anlatsana gerizekalı. Nereye  kadar kimseye anlatmayacaksın !

Sen sus iç ses. Hep bana karşı oluyo zaten bunlar. Aslında iç ses haklı aman ha duymasın.

Hii hii hii :)

Hıh sen gelmesen olmazdı zaten. Ama iç sesimi seviyorum bana karşı olsada. En iyisi abime her şeyi anlatmalıyım. O beni anlar, kızar, bağırır, çağırır ama anlar. Yolun daha uzun olduğunu fark ettim. Sahile gidiyorduk büyük bir ihtimalle. Küçükken hep gittiğimiz yere..

***

Tahmin ettiğim gibi sahil kenarına gelmiştik. Söze girmesini beklemeli miydim ? Bilmiyorum. Ama çok yorgunum.. Onun başlamasını beklemeden söze girdim.

" Abi konuşmasak olmaz mı ? "

Ah aptal kafam ne dedim şimdi ben. Off !

" Ne dedin sen ? Hiç bir şeyi anlatmayacak mısın? 2 yıldır görüşmüyoruz Eylül! Nolduğunu bana anlatıyorsun hemen şimdi ! "

" Tamam abi tamam. "

Beni bekliyordu çok meraklıydı. Gözlerinden anlayabiliyordum. Anlatmalıydım. Tek başıma savaşmaktan yorulmuştum. Derin bir nefes aldım ve anlatmaya başladım.

" Bak şimdi abi. Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ama bir yerden başlamam gerekiyor. Çok zor olsada anlatmam, sana anlatmam lazım. Beni anlayacağını biliyorum. Ama sözümü kesmeden sonuna kadar dinle beni olur mu ? "

" Eylül sinirlenmeye başladım. Hadii! "

" Tamam abi tamam. Sen gittikten bi kaç ay sonra Berke diye biriyle tanıştım ( Ah! İsmini hatırladıkça çok kötü oluyorum. Sanki unutuyorsun da hatırlayacaksın ! Sen sus iç ses !) Çok sevmiştim istemsizce neden bilmiyorum. Daha 15 yaşındaydım. Çocuktum belki de daha, öyleydim zaten. Bir yıllık bir ilişkimiz oldu. Ben hep mutluydum diyemem. Hep bi sıkıntı çıkıyordu ben her şeyin farkındaydım anlıyordum. Ama Allâh kahretsin ki seviyordum. Keşke sevmeseydim. Gerçekleri bilip ayrılsaydım. Ama o benden ayrıldı hemde 4-5 sefer. Sana bunları anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum abi. Sana abi derken bile utanıyorum. İçimde çok farklı bir savaş veriyorum. Yoruldum abi çok yoruldum.. ( Devam etmem gerekiyor ama abimin sinirini fark etmiştim.) Abi beni dinle sakin ol ( Ellerini tutmuştum. Aman tanrım buz gibiydi! Biraz sakinleşmişti nefes alış verişinden anlayabiliyordum. Anlatmaya devam etmeliyim.) En son ayrıldığında en yakın arkadaşıma çıkma teklifi etmişti. Çok kötüydüm. Ama en kötüsü de ne biliyor musun ? En yakın arkadaşım kabul etmişti. Kahretsin! Sonra noldu biliyor musun abi ? Nerden bileceksin ki kimse bilmiyor. Geri dönmek istemişti bana. Ve ben saf kardeşin.. Kabul ettim abi kabul ettim.! Benimle gel gidelim buralardan dedi. Ben hiç düşünmeden onunla gittim. Nereye gittiğimizi bile sormadım abi. Soramadım. Kırılır diye. Ama ben çok kırgındım. Canım yanıyordu. Ailem, siz.. Sizleri düşünemedim hiç. Kendi başıma bir hayat kurdum. Aynı şehirdeyiz ama ben gelemedim yanınıza. Geldiğini de bilmiyordum abi. Bilseydim de gelmeye yüzüm olmayacaktı. Bir bitukte çalışmaya başladım. Unutmaya çalışıyordum. Berkeye noldu diyeceksin. Beni bırakıp gitti abi. Yalan söyledim sana dedi. Ama bu sefer gitme demedim.. Her şeyin farkına varmıştım. O bencil egoistin tekiydi! ( Eğer intihar edip kesin ölmek istiyorsanız Berke'nin egosuna tırmanıp IQ seviyesine düşmeniz yeterli olacaktır. İç ses ilk defa çok doğru bişey dedin.) Benimleyken beni 3-4 defa aldattığını öğrendim. Ve çok kötü şeyler yaptığını. Kızların hepsi nefret ediyordu bundan. Ben nasıl olur da farkına varamamıştım ?! Kendime kızıyorum abi yaklaşık bir yıldır. Unutamıyorum.. Beni bırakıp gitti. Şu an onu seviyor musun diye sorma abi ondan nefret ediyorum! "

Ağladığımın yeni yeni farkına varmıştım. Kendimde değildim şu an. Abime anlatamadığım şeyler vardı hala. Ama onları kimse bitmemeliydi. Sadece ben.. Abimin dediklerimi sindirmeye çalıştığından emindim. Gözlerini ilk defa böyle görüyordum. Çok sinirliydi, hemde çook!

"Abi kendine gelir misin?  Lütfen. "

" Ne kendime gelmesinden bahsediyorsun Eylül sen ! Onu bulucam anlıyor musun ? Onu bulup geberticem. "

" Onu istesen de bulamazsın abi. Bulamazsın.. "

Ağlamaya başlamıştım hayır hayır söyleyemezdim. Ama bir şeyler olduğunu anlamıştı. Bana öyle denilmişti ama. İnanmamıştım ama öyle denilmişti.

" Ne demek bulamam Eylül ? Ne demek bulamam ? "

Beni sarsıyordu. Öyle bir sarsıyordu ki kendimden geçmiştim. Ne diyecektim? Demeli miydim ? Şimdi tam sırasıydı.

" Bulamazsın abi çünkü o.. "

" Çünkü o ne Eylül!  Çünkü o nee?! "

" Çünkü o öldü.. "

TEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin