Seven İnsan

13 1 0
                                    

Merhabalar... İyi okumalar umarım bölümü beğenirsiniz...

Göz yaşlarımı sildikçe yenisi geliyordu. Daha kazanmadan kaybediyordum. Nasıl kazanmaya başlayabilirdim ki.

Bu sefer göz yaşlarımı tutacağıma kendime söz verip tekrar sildim ve yenisi gelmeden zili çaldım. Annem tüm güler yüzüyle kapıyı açtı ve sanki başka birini bekler gibi yüzü düştü.

"Ne oldu Hatice sultan başkasını mı bekliyordun? Hayırdır, bir yüzün düştü sanki." diyip yanağından makas aldım.

"Uff, Ada işim var kızım şimdi seninle uğraşamayacağım." diyip mutfağa koşuşturdu. Peşinden bende mutfağa girdim. "Kim gelicek, anne?" sabahtan beri soruyordum ama bana cevap vermek yerine işlerini bahane ediyordu.

"Ihm. Şey gelicek... Şey işte."

"Ney?"

"Babanın bir arkadaşı ve ailesi." kafamı sallayıp odama çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada annemin sesi beni durdurdu.

"Belim ağrıyor gel bana yardım et. Zaten ben kimim ki? Bu evin hizmetçisiyim sanki bir tek bu evi ben pisletiyoru-" daha fazla duygu sömürüsü yapmaması için onu susturdum.

"Tamam anne! Tamam! Geldim. Ne yapıyım?"

***

Odamdaki çalışma masasının da tozunu aldıktan sonra derin bir nefes verip kendimi yatağa attım. Yerleri ve balkonu silmiştim ayriyetten de tozları almıştım ve şuan felaket belim ağrıyordu.

Kapının sesini duymamla tam gidip açacaktım ki vazgeçtim, annem açardı. Misafirlere gözükmemeye karar verdim. Çünkü onlara "Hoşgeldiniz." demek zorunda kalacaktım ve ben bundan nefret ediyordum.

Aşağıdan annemin bana seslenmesiyle çığlık atacaktım ki kendimi zorla durdurdum.

"Ada kızım misafirlerimiz geldi. Bir gel istersen." sesindeki ima yanlarına gitmezsem onlar gittikten sonra üçüncü dünya savaşının çıkacağını belirtti.

Oflya puflaya üzerimdeki pijamaları çıkardım ve dizleri yırtık bir kot pantolon, üzerinede siyah benekli gri salaş bir tişört giydim. Tişörtü içime sokup hafif bol bıraktım. Aynamın karşısına geçip yukarıdan toplanmış ev topuzumu bozup salık bıraktım ve sağa dogru attım. Zaten saçlarım düztü hiç uğraşmama gerek kalmamıştı. Tamer'in yanına gitmeden önce sürdüğüm aylaynırım da üzerinden geçtim. Onu çok özlüyordum. Ev işlerine yardım ederken biraz da olsa onu aklımdan atmıştım ama şimdi tekrar gelmişti. Yatağımın yanındaki komidinin üzerinden telefonumu alıp Tamer'in numarasını tuşladım.

"Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz..." gözlerim yanmaya başlamıştı. Hayır şimdi ağlayamazdım. Göz yaşlarımı geri atıp sesli mesaj bırakmaya karar verdim.

"Tamer... Lütfen bana bunu yapma dayanamıyorum seni çok özlerim ben -boğazımdan bir hıçkırık kaçtı- şuanda bile özlüyorum lütfen... Lütfen... Lütfen bana geri dön."

Göz yaşlarıma yine hakim olamamıştım ve biraz daha burada oyalanırsam annem beni gebertecekti. Ağlayarak odamdan çıktım ve kimse görmeden hızla odamın yanındaki tuvalete girdim.

Aynaya baktım ve suya dayanıklı olan makyajıma bir kez daha şükrettim. Bir on dakika daha ağladıktan sonra gözlerimin kızarıklığının geçmesini bekledim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen VE BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin