Bölüm 1-Sesizlik

45 3 2
                                    

☆☆☆Merhaba arkadaslar
Hikayemin duzenlenms hali ile sizinle birlikteyim. Yorum ve votelerinizi bekliyorum. ☆☆☆

Bu hayat ne garip siniyor bizleri. Canimizi yaka yaka, yara acip uzerine tuz basa basa. Sabretmek en zoru ama baska carede yok...

Pencerenin yanına geçip perdeyi araladim. Yaklasik bir haftadır gormedigim güneş gözlerimi kamastirmisti. Tekrar kapatıp yatağıma oturup düşünmeye başladım. Iki hafta önce annemi kaybetmistim. Onun ozlemiyle yanıp tutuşan yuregimle yapayalnız kalmıştım yine. Bi anda gelen delilik ve çaresizlikle bir kaç kere deneyip basaramadigim intihar girişimlerini yenilemeyi düşünüyordum. Saçma gelsede anneme kavuşma düşüncesi benligimi alıp gidiyordu. Bir kez daha denemek istedim. Bu sefer belki olurdu. Ayrılık ve acı son bulabilirdi.
Doğruca kapıya yöneldim. Yavaşça kapıyı açıp koridoru kontrol ettim. Babam büyük ihtimalle salondaydi ve beni görürse suphelenebilirdi. Mutfağa gidip elime gecen bir bicagi kazagimin içine dikkatlice saklayarak odama yavaş adımlarla geri döndüm.
Ardından kapıyı kilitleyip bir köşeye oturdum. Kapı sesli bir şekilde kilitlenmisti. Babam duymuş olmalıydı. Bıçağı bilegime dayayıp gözlerimi sıkıca kapattım. Vücudum iyice kasılmıştı. Babam kapıyı vurdu ve seslendi." Eflal! Neden kilitledin kapıyı? "
"Üzerimi değiştirecegim."
"Eger yine bir delilik yapiyorsan..."
Cevap vermemiştim çünkü o an intihar etmekle mesguldum. Babam kapıyi daha sert vurup yüksek sesle bağırmaya başladı.
"Eflal! Eflal! Aç şu kapıyı hemenn"
Yine cevap vermeyince kapıyı omuzuyla kırmak için çalışmaya başladı. Umrumda değildi. Nasıl olsa az sonra olucektim. Annemin kollarına koşup gidecektim. Bir türlü yapamiyordum ama. Sanki babamın kurtarmasini bekliyor gibiydim. Derin bir nefes alarak kesmeye çalışırken babam içeriye daldı. O anlık endişe ile bilegimde bir çizik açıldı ve kanamaya başladı. Sok haliyle bilegime bakan babamın karsisinda yine aynı durumda ben onu izliyordum. Hayır tabikide böyle olmasını beklemiyordum. Canım çok yaniyordu. Babamın sok hali sinirli bir hale dönüşmüştü. Gözleri yuvasindan firlamis gibi yüzüme bakıyordu. O an ne yapacağımı bilememistim. Hala soktaydim. Bilegimden fiskirircasina kanlar akiyordu. Babam diğer kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Suruyerek aşağıya indirdi. Bilegime bulduğu bi bez parçasını bastırdı ve elime montumu sıkıştırdi ve kapıyı açtı. Tek bir kelime dahi etmemişti. Beraber aşağıya inip arabaya bindik. Canım çok yaniyordu ama babamdan daha çok korkuyordum. Bu yüzden acimi az da olsa unutmuş babamın bu sefer bana neler yapabileceğini düşünüyordum. Bir yurda verebilirdi yada babaannemlerin yanına Denizli'ye gonderebilirdi. Bu yurttan daha kötüydü. Eğer seçim yapmamı istese direk yurdu secerdim. Hastahaneye gelmiştik. Babam tek kelime etmemisti. Neler düşündüğünü çok merak ediyordum. Beni belimden tutup hastahaneden içeriye sürükledi. Beni acile alıp pansuman yaptılar. Ölüm sandığım kadar kolay bir şey değilmiş. Bunu bugün anladım. Ölüm korkusu bambaşka...
Pansuman bittikten sonra koridora çıktım. Babam orada yoktu. Icimden"burdada beni yanlız bırakmış olamaz." dedim. Arayan gözlerle etrafa bakinirken babamın bir doktorun odasında olduğu fark ettim. Kapı hafif aralıkti. Seslerini yani ne konustuklarini duyabiliyordum. Babam"artık ne yapacağımı bilemiyorum. Toparlanir diye bekliyorum ama yok İşte. Ne yapacağımı şaşırdım. Sürekli gözümün önünde tutamamki. 17 yaşında kız. Bir gün gerçekleştirecek diye odum kopuyor. Bir iki dakika gec girsem belkide şu an onu kurtarmaya çalışıyor olacaktiniz. Bir şey söyle bana Fuat. Ne yapmam gerekiyor? Bir kadını daha benim yüzümden kaybedemem."
Doktor" seni anlıyorum Altan. Çok zor bir durum. Eflal daha ergenlik çağında bir kız. Yaşadığı travma hiç kolay değil. Bu travmayi sadece seninle atlatabilir. Senin yanında olman ve bunu ona hissettirmen gerekiyor."
Bu cümleler içimi rahatlatmisti. Yurt ve Denizli meselesi ortadan kalkmişti en azından ama babamın sözleri aklımdan çıkmıyordu."Bir kadını daha benim yüzümden kaybedemem" ne demekti bu. Annem trafik kazası geçirmişti. Babamla ne alakası olabilirdiki.
Babamla annemin son zamanlarda arası kötüydü. Hatta annem boşanmak istediği söylemişti ama bu ne annemi nede beni çok da fazla uzmemisti. Nasıl olsa babamla evlide olsa bekar da olsa bir şey farketmezdi. Zaten eve uğradığı yoktu. Bizim için farkeden bir şey yoktu ama babamın bu sözleri beni hayli meraklandirmisti. Doktor Fuat söze devam etti.
"Bence bir psikoloğa git ilk önce. Ondan da yardım al."
"Olur. Önerdiğin, bildigin, tanıdık bir arkadaşın falan var mı?"
Doktor bir kağıta bir şeyler yazıp babama uzattı.
"Bu adrese gidin. Ben haberdar ederim onu gideceğinizden."
"Sağol Fuat. Herşey için."
"Ne demek Altancim. Keşke elimden daha fazlası gelse. "
"Tekrardan Sağol. Iyi gunler."
"Iyi bak kendine. Üzme canını. Herşey geçer."
"Umarim."
Dedi ve odadan dışarıya çıktı. Onun çıkacağını anlagimda hemen uzaklastim. Sanki hiç görmemiş gibi babamı dışarıda görünce "baba sen neredeydin?" Dedim.
Babam "bi arkadasla konustumda. gidelim hadi."
"Tamam"

Eve gelmiştik. Cenazeden sonra süren sessizlik hakimdi yine. Bu beni çok yoruyordu. Kafam allak bullakti.
Annemin kapıyı açıp acımasızca opuslerini, aşkım diye seslenmelerini ve onun varlığını ozluyordum. Onsuzluk koca bir SESSIZLIKTI...

Kalbim Sanki Bir PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin