Gelincik

301 5 0
                                    

Elleri titriyordu. Uzak gözlüğünü aradı biran gözleri. Aklına geldi, yine her zamanki gibi boynunda asılıydı. Kırışık, tombul parmaklarıyla, sanki yılların yorgunluğunu elleri taşıyormuş gibi ağır ağır taktı gözlüklerini. İçinde eski, yıpranmış fotoğrafların bulunduğu komodinin üstündeki saate baktı. Daha zamanı vardı. Beklemekle geçmişti yılları zaten, bir saat daha beklese ne olurdu ki? Bugün hiçbir şey yapmayacaktı. Sabah erkenden kalkıp, hazırlanmıştı sadece.

On yıl önce taşınmıştı buraya. Taşınırken de tüm geçmişini ardında bıraktı. Sadece o eski fotoğraflar ve hatırlamakta güçlük çektiği anılarıyla yapayalnızdı. Elleri gibi tombul ayakları bedenini taşımakta zorlanıyordu, o yüzden birinci katta oturuyordu. Bir de hastalık çıkmıştı başına, sanki derdi yetmezmiş gibi. Şimdi birisi, gözlerindeki o durgun bakışı görüp ona sorsa, “Faize Hanım, ne derdin var?” dese, ne cevap verirdi, hangi birini anlatırdı? Bedeni küçücüktü ama taşıdığı yük çok ağırdı. Gençken nedense uzun yıllar yaşayacağına dair bir his beslemişti hep. Ama bilseydi… O yılların ona bu kadar acı çektireceğini, o yılları bu kadar yalnız yaşayacağını… Pek güneş almazdı evi, iki göz odası ona yeterdi. Hiç dağılmazdı da, kimse yoktu ki dağıtacak. Her gün belli işleri vardı, onları yapardı ağır ağır. Bugün çiçekleri sulama günüydü, ama hiçbir şey yapmayacaktı… Belki uzun zamandır dokunmadığı o eski fotoğraflara bakmayı düşündü beklerken, belki de sadece bekleyecekti. Yine oturduğu eski koltuktan ağır ağır kalktı ve pencerenin yanına doğru yürüdü. Durgun, renksiz bakışlarıyla dışarı baktı. Gelen giden yoktu henüz. Ağır gelen bedenini taşımakta güçlük çeken ayaklarına daha fazla eziyet etmeden oturdu yine eski koltuğa.

Seksen dört koca yıl, tarttı kafasında, şimdi bir kez daha dünyaya gelse yine yaşamak ister miydi aynı yılları? O silik, buğulu, hatırlamakta güçlük çektiği; bazen, aslında hatırlamak istemediğini fark ettiği o gün geldi yine aklına. Her hatırladığında günün saniyelerinin, dakikalarının, hatta saatlerinin eksildiğini fark edip, sanki o günü kendi yaşamamış da bir başkası başından geçenleri anlatmış gibi yabancılaşıyordu.

Büyük bir çiftlikleri vardı. Büyük yerin işi de büyük olurdu. Faize her sabah erkenden kalkar, anası sofrayı kurarken o da inekleri yemler, sütünü sağardı. Babasıyla, kardeşini tarlaya uğurladıktan sonra anasıyla ikisi tez elden her yeri toparlar, öğlene kadar işleri hallederlerdi. Boşuna dememişler anasına bak da kızını al diye. Anası gibi çok tez canlıydı Faize, her iş birden olsun ister, her işe koştururdu. Marifetinin yanında bir de güzelliği vardı ki, insan bakmaya kıyamazdı. Daha on yedisinde, gencecik bir kızdı. Kestane rengi saçları, incecik beline kadar uzanıyordu.

O sabah yine erkenden kalkmış, yapılacak ne varsa aceleden yapmış bahçeye çıkmıştı. Çok güzel bir gündü, güneş yeni yeşermeye başlayan ağaçların dalları arasından süzülüyordu. Büyük çınarın altında oturmuş nakış işliyordu. Ne de olsa evlenme çağı gelmişti. Adet öyleydi oralarda, on altı on yedi dedi mi kızın çeyizi hazır olmalıydı. Gerçi gönlünde kimsecikler yoktu, ama anası babası kimi uygun görürse ona razıydı. Basmadan uzun eteğini iki bacağı arasına toplamış, sedirin üstüne bağdaş kurmuştu, bir yandan da türküsünü tutturmuş o güzel bahar gününde şakıyan serçelere eşlik ediyordu. Birden serçeler havalandı, oradan kaçarcasına uzaklaştılar. Ortalığı kısa bir sessizlik kapladıktan sonra, uzaktan bir at kişnemesi duyuldu. Dörtnala koşan atın ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Faize ayağa kalktı ve hızlı adımlarla çitin önüne doğru geldi. Tanıdık biri mi diye baktı, ama çıkaramadı pek karşıdan gelen adamı. Genç biriydi atın üstündeki, köyden de değildi, kimdi acaba? Genç delikanlı, atından yere indi. Upuzun boylu, kumral, buğday tenli biriydi. Kemikli yüz hatları ve kalkık kaşları onu çok sert gösteriyordu. Yeşil gözleri ve keskin bakışıyla şöyle bir etrafı süzdü delikanlı. Faize’nin hayatında gördüğü en yakışıklı adamdı.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 30, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GelincikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin