1.Bölüm •Kavga•

356 25 28
                                    

BUĞRA'NIN ÖLÜMÜNDEN 1 YIL SONRA...

Her sabah olduğu gibi yine kafama yediğim yastık ile zar zor gözlerimi açtım. Günce yine başımda dikilmiş, gözlerini kısarak bana bakıyordu. Her sabah bunu tekrarlamaktan vazgeçmiyordu. Cadı ne olacak!.
Ama hayatımda ki tek mükemmel insandı. Neşe kaynağımdı o. Zor durumlar da bile yanımda olup beni bırakmayan tek kişiydi ve yaşadıklarının etkisiyle hayatı değişen sessiz dostum Günce'ydi...

Günce gülümseyip "Kalkasana balina" demesiyle birden yattığım yerde doğruldum. O ise çoktan kapıya ulaşmıştı. Hızla yataktan fırlayıp peşinden gittim. Bir yerdende arkasından bağırıyordum. "Ne balinası kızım! 49 kiloyum ben be" diye çirkefleştim. Günce kahkaha atıp "Bak işte tam bi yavru balinasın" deyip hızla odasına ilerlemeye başladı. Ben ise arkasından sinirle olduğum yerde tepiniyordum. "Bana diyene bak. Kızım sen benden daha kilolusun" dediğimde odasına ilerliyordum. Odasının kapısını açıp elini beline koyup bana döndüğünde cümleme cevap yapıştırdı. "Canım ben senden uzunum biliyorsun değil mi" ayağımı yere vurup "Ya Günceee!! Kırıcam o kafanı şimdi" diyip sinirle odama döndüm. Gıcık işte. Biliyor tabi sevmediğim şeyleri hemen uyguluyor. Gerçekten cadıydı tam bir cadı!

Odamdaki özel banyoma geçip elimi yüzümü yıkayıp tekrar odama döndüm. Hızlıca yatağımı toplayıp dolabımın önüne geçtim. Okulun ilk günü olduğu için serbest gidebiliyorduk. Bu yüzden gri yüksek bel kumaş bir şort, salaş V yaka beyaz bir t-shirt ve gri beyaz çizgili yarım kol hırkamı aldım. Bu sefer diğer kapağı açıp içinden siyah bilekten bağlamalı bir ayakkabı ve siyah beremi alıp dolabı kapadım.

Seri hareketlerle üzerimi değiştirip saçlarımı tarayıp dalgalı halinde bıraktım ve beremi taktım. Makyaj yapan bir insan olmadığım için sadece güneşten korunmak için yüzüme güneş kremi sürüp siyah sırt çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım.

Günce'nin kapısını tıklatıp içeri girdiğimde, Günce aynasının karşısında saç bandanasını takmaya çalışıyordu. Gülümseyip "Yardım ister misin?" dediğimde hızla dönüp mahçup gözlerle bakmaya başladı. "Gel hadi" deyip çantamı yere bıraktım ve bandanayı elinden aldım. "Gece nasıl olmuşum? Abartılı değil değil mi?" dediğinde bandanayı düzeltirken, bir yandan kıyafetlerini inceliyordum. Toz pembe şifon yüksek bel ve belden bağlamalı bir şort, beyaz şifon sıfır yaka bi t-shirt ve farklı renklerden oluşan deri bi ceket giymişti. Üstüne de takı olarak pembe tonlarında bir kolye takmıştı.

Ona gülümseyip bandanayı takdığımda, geri gidip baştan aşağı baktım. "Gayet güzel olmuşsun canım, abartılı da değil" deyip yanağından öptüm. Kocaman gülümseyip "Teşekkür ederim. Gece ımm.. şey" dediğinde gözlerimi devirerek ona 'ne oldu?' lu bakışımdan attım. "Hadi geveleme de söyle." derin bir nefes alıp devam etti. "Okulda kimse konuştuğumu bilmesin. Lütfen Gece" dediğinde söylediği şey kafamı karıştırmıştı. Ondan biraz uzaklaşıp üzgün ama ciddi yüzüne baktım sonra devam ettim. "Ama Günce tüm yaz buna uğraştık. Seninle uğraşanlara ders verecektik." dediğimde bana kırık bir gülümseme gönderdi.

"Sadece uygun zamanı bekliyorum anla beni lütfen Gece" kafamı sallamakla yetindim o ise devam etti, "Okulda senin işaret dili kullanmana gerek yok, sen konuş ben işaretlerle cevap veririm." dedi. Kafamı salladım. Küçükken Günce ile ben meraklı iki kız olduğumuz için her şeyi öğrenmek isterdik. Bu hevesten dolayı da o zamanlar işaret dili öğrenmeye karar verip öğrenmiştik. Merakımız hala vardı ama artık o kadar da çocukca değildi. "Peki canım, istediğin olsun. Hadi çıkalım artık." Deyip ilerlemeye başladım. Gece de deri baykuşlu sırt çantasını alıp peşimden gelmeye başladı. Evden çıkıp yakın mesafede olan okulumuza doğru ilerlemeye başladık. Bakalım bu yıl bizi neler bekliyordu?..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ADI KONMAMIŞ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin