Küçük kulübeden yükselen ateşlere bakarken nefesim kesilmiş gibi hissediyordum. Ayaklarım bana meydan okurmuşçasına hareket etmiyor, asfalt yola çivilenmiş gibi duruyordu.
"Meredith!" Jack'in sesi gittikçe uzaklaşıyordu. "Koş!"
Denedim. Bacaklarıma koşmaları için milyonlarca komut verdim fakat hiçbir işe yaramıyordu.
Ve tam o sırada iki el silah sesi duyuldu...
"Meredith!" Bu sefer bağıran Jason'dı. "Ne bekliyorsun, koş!"
Tekrar denedim, olmadı.
"Meredith?" Yabancı bir ses ve tüylerimi ürpertecek sıcaklıktaki nefesi kulağımın altında hissedince donakaldım. "Adın Meredith mi?"
Yutkundum. "Güzel bir adın var Meredith." Sesin sahibi arkamdan dolanıp tam önüme geldi ve elindeki siyah tabancanın namlusunu bana çevirdi. "Bu gördüklerini kimseye anlatmayacaksın, anlaştık mı?"
Kafamı salladım.
"Aferin kızıma," elinde silah olmasına rağmen masum sayılacak bir şekilde gülümsedi ve silahını indirdi. "Koş şimdi."
Hatırladığım son şey histerik bir kahkaha ve onun ardından gelen siren sesleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Voices // Cameron Dallas
Fanfiction"Sesler," dedi. "Bunu yapmamı onlar istemişti."