Louis her zaman işinden nefret etmişti, ama şimdi daha fazla nefret etti.Tezgahın arkasından sayılamayacak kadar çok olan çiftlere baktı.Bazıları gülüştü,diğerleri öpüştü.Louis hepsinden nefret etti.O da bunları yapabilmeyi diledi.Ama yapamazdı.
Kafasını sallayarak üzüntülü düşüncelerden arındı ve en iyi arkadaşının kafeye girdiğini gördü.Rahat bir şekilde iç çekti.
"Lou!" Niall küçük adamın cappuccino yaptığını görünce bağırdı.
Louis tebessüm etti, mutluydu ama tamamen değil.İrlandalı çocuğun hızlıca tezgaha gelip önlüğünü giyişini ve yayına gelişini izledi.
"Geleceğini düşünmüyordum." sessizce söyledi.
"Evet, bende." Louis aşşağıya baktı.
Niall elini onun omzuna koydu "Seni haketmiyordu." dedi samimice.
"Herkesin dediği şey bu!" Louis kirli masaları silmek için bir bez alıp tezgahın arkasından çıkarken bağırdı.
"Gerçekten, o sana ve bize karşı tam bir ahmaktı." Niall Louis'nin temizlediği kirli tabakları ve bardakları yemek arabasına koyarken dürüstçe söyledi.
"Size karşı bir ahmak mıydı?" diye sordu Louis.
Niall dudağını ısırdı, Stan'in kendisine ve erkek arkadaşı Liam'a karşı tam bir sik gibi davrandığını anlatmamıştı. O her zaman Niall'ın aksanıyla dalga geçip Liam'da ona yumruk atıp uzaya gönderme isteği uyandırırdı. Ama şimdi Stan resmin dışındaydı ve artık Louis'ye söyleyebilirdi, öyle de yaptı.
Stan nasıl bir ahmak olduğunu detaylıca anlatmak Niall'ın bir saatini almıştı.
"İnanamıyorum." dedi Louis şaşkınlıktan dili tutulmuş bir şekilde.
"Evet." dedi Niall saate bakarken.
Louis'nin elini işaret parmağıyla dürttü. "Hey, mesailerimizin bitimine beş dakika kaldı." saati işaret etti.
İkili kalktı ve önlüklerini asıp , eşyalarını aldılar. Mesaileri için yeni gelen çalışanlara selam verdiler.
En sevdikleri içecekten küçük bir bardak içmek ve tatlı yemek için kafeden ayrılmadılar. Niall telefonunu kontrol etti, telleri yeni çıkmış olan dişlerini gösterecek kadar büyükçe gülümsedi.
"Hey, Liam işten erken çıkmış, bize gelmek ister misin?" dedi ilgisiz bir şekilde.
Louis yaban mersinli muffinini daha ilginç buldu. 1, 2, 3 yumuşak ekmeğin üzerinde bulduğu bütün mavi noktaları saydı.
"Louuu?" Niall, Louis'yi hayal dünyasından çıkardı.
"Hmm?" sersem bir şekilde sordu.
"Li ve benimle gelip takılmak ister misin?" diye sordu.
Louis en yakın arkadaşına hoşnutsuz bir şekilde baktı. Liam ve Niall'ı seviyordu, gerçekten çok seviyordu! Ama şu anda çiftlerden çiftlerden uzak durmak istedi özellikle Niall ve Liam gibi olanlardan. Louis onların ilişkilerine tapıyordu, Liam Niall'a bir kralmış gibi davranıyordu ve Niall Liam'a İsa'nın yeniden doğmuş hali gibi bakıyordu.
Böyle güzel bir ilişkileri olduğu için onlara lanet olsun.
Onları kıskandığı için Louis'ye lanet olsun.
Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun!
Louis bir şey demek üzereydi ama Niall'ın konuşmasıyla sesi kesildi.
"Sorun yok..." Niall gülümsedi.
Ve tanrı onu kutsasın , diye düşündü Louis çünkü en iyi arkadaşı Niall'a ilişkisini ne kadar kıskandığı hakkında açıklama yapmak istemiyordu. O zaten biliyordu.
İkili , Liam gelene ve çok pahalı arabasıyla Niall'ı alana kadar bekledi, şanslı Niall özel koçu kapmıştı. Tatlı çiftle -birbirini ellemeyi durduramayan- konuştu. Bir şeyler almak için markete doğru yola çıktı.
Çıkarken Niall ve kendisinin konuştuğu sandalyede duran çantasını aldı. Kapıdan çıkmak üzereyken yanlışlıkla itilmişti. İten insan her kimse çok çok güçlüydü. Louis suçlu olana bakmadı.
"Üzgünüm..." İtişinin acıttığını önemsemeden konuştu.
Daha sonra da kaldırımda yalnız, üzgün ve biraz da kıskanç bir şekilde yürüyordu. Lanet olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Baby// Larry Stylinson (BoyXBoy) (Turkish Translation) (ON HOLD)
Fanfictioninfantilizm |in•fan•til•izm| /isim/ 1. çocuksu davranış PSİKOLOJİ: yetişkin yaşamında çocuksu haraketlerin deva...