Temmuz ayları hava sıcak akşam saatleri güneş batmak üzere ortalık bomboş insanlar sanki o gecenin hakimiyetini hissetmişçesine evlerine sığınmış sokak lambaları yanıp sönüp ortalığa ayrı bir hava katıyorken martıların deniz üzerinden uçarken çıkardıkları kanat sesleri gecenin sessizliğini bozarak ortalık değişik bir hava alıyordu siyah mermer yapımı kaldırım taşları üzerinden yapılan kundura ayakkabı sesi ile sessizlik bozuldu gözler Barbaros caddesine giren orta yaşlı şapkalı İspanyol paça pantolon üzerine renkli bir gömlek giyen rus asıllı zevk sahibi insana çevrildi herkes o adama bakarken etraf yine sessizliğe büründü
Herkes adamın kim olduğunu merak ederken adam arkasına dônerek koca karıların soğuk havada bilye oynayan küçük çocuklara bakarak belirsiz bir tebessüm ile yetindi önüne dönerek yoluna devam etti ara ara yoluna mola verip tekrar yoluna devam ediyordu etraftaki insanlardan korkmuşa benziyordu ilk sağdan girip yoluna devam etti sokağın sonlarına doğru eski bir han vardı oranın Önüne geldiğinde etrafı bir süre süzdükten sonra içeri girdi sobanın üzerinde dumanı tüten mercimek çorbasının kokusu adamın burnuna kadar geliyordu duvarın kenarlarına tahtadan yapılmış kırık dökük masalar han'a gelen müşterilerin kafalarının üzerine düzensizce yerleştirilmeye çalışılan yanıp sönen aralarında patlak olan lambalar bu hanın çok kullanılmadığını belli ediyordu içeride küçük bir çardak tan
Saçları darmadağan şişman yüksek bir ses ile neye bakmıştınız bayım
-ben yatacak bir yer ve yemek istiyorum diyerek yorgun bir ses uzun zamandır konuşmamış ve açlıktan kurumuş olan ağızdan çıkmıştı han sahibi bayım oturun yemek hazırlanan kadar dinlenin dedi han sahibi hemen kasadan bir dosya çıkararak gözleriyle bir şeyler arası adamda o sırada rahatlamaya çalışıyordu hancı elini masaya vurarak sert bir sesle size verecek bir yemeğim sizi yatırablieceğim. yatağım yok bayım dedi. Adam hemen ayağa kalktı bu ocaktaki yemekler dedi hancı bu yemeklerin burada yatıya kalacak olan misafirler için olduğunu söyleyerek adamı ikna etmeye çalışıyordu ama adam bu kadar kolay ikna olamayacak gibiydi hemen peki samanlıktadamı yatacak yeri
yok dedi. Hancı bayım saygımı bozmayın ve sert bir sesle daha handan ayrılın dedi adam parasıyla değilmi dedi ama hancı onu kovmaya niyetliydi ve adamın kulağına eğilerek adınız bay wessın uzaklardan henri kasabasından geliyorsunuz daha söyliyim mi şimdi defolun dedi adam kafasını önüne eğerek handan ayrıldı handan ayrıldıktan sonra nereye gideceğini bilmeden günün yorgunluğu üzerinde Barbaros caddesinde tek başına yol da yürüyordu ileride insanların çok kullandığı bir caminin avlusunun ışığını gördü ve yüzünde belirsiz bir gülümseme ile camiye doğru adımları büyük yürümeye başladı caminin kapısı önünde hiç kimse yoktu sadece garip görünümlü arkası dönük o adamdan başka bu adam koskoca camide ne yapıyordu belkide içeride insanlar doluydu ama adam merak edip kendini bitirecegine caminin önündeki adama hiç dikkat etmeden hemen caminin içine baktı ama caminin içi boştu adam hemen arkasını dönüp dışarı çıkacakken camini n önündeki garip görünümlü adam tam önünde duruyordu adam beyaz sakallı saçlı kaşlı adam bembeyaz tenliydi beyaz elbise giymişti korkunç bir tipi yoktu ama aslına değişik bir dedeye benziyordu aslında adamın elini tutup bana dede diyebilirsin dedi ben sana senin için gönderildi dedi adam korkmuşa benziyordu ama cesaretliydi dede adamın elini kendi eline koydu ve içine bir şey koyarcasına elinin üzerine koydu ve bunu sakla dedi adamda saygılıca elinde bir şey varmış gibi elini cebine koyup çıkardı adamda camide geri çıktı ve hana doğru yürümeye başladı adam olaylara şaşırmıştı ama yinede sakince camiden dışarı adım atmaya başladı tam çıkacakken caminin etrafında tellere tutunmuş bir adam yüksesle sinsice hiç dikkat etme o adam buranın delisidir sana bir şey yapmadı değilmi dedi samimice adam yok teşekkürler dedi bu saatte ne işin var burada dedi adam yatacak yerim yok dedi titrek bir sesle dışarıdan acınası bir hali yoktu ama sabahtandır bir lokma yemeyen ağzından çıkan titrek ses acınası bir halde olduğunu belli ediyordu dışarıda olan adam: kimsin ne işin var buralarda han'a git orada yatacak yer vardır
Adam: oradan beni kovdular ben buranın yabancısıyım
Adam: Yoksa sen bay wessın mısın???
Sessiz ve yine bir titrek bir ses daha çıkararak yalnızca evet diyip kafasını önüne eğdi adam defol defol diyip o da onu kovdu adam Sıcak tan kavrulacaktı yatacak bir yer umuduyla bir adım daha atıp yürümeye başladı caddenin kenarında bir bank vardı üzerine uzandı ve günün yoğunluğuyla gözlerini kapattı yol boştu çok insan geçmezdi geçen de adamı dilenci sanıp pek dokunmadı ama yoldan geçen yaşlı bir kadın olanları izlemiş olsaki güzel bir tavırla " geceni geçirebilecek bir yer verebilirim istersen ewladım" dedi bu sözleri duyan adam sevinçten " ewet ewet lütfen " diyerek masumiyetini belirten adam yaşlı kadının peşinden gitti yaşlı kadın sanki olanları duymamış bir tavırla adamın adını sordu " wessın bay wessın " dedi korkak bi sesle
- adınızı bana bağışlayın mrs- adım Jean senin ne işin var burda ewlat