Burak,mavi gözlü,beyaz tenli, sarı saçlı,güzel bir gençti.Yufka yüreği ve iyilik için atan sevgi dolu kalbi sayesinde herkes tarafından tanınırdı.Her zamanki gibi üniversiteye gitmek için sabah erken kalktı,elini yüzünü yıkadı ve yaptığı çıtır çıtır sıcacık kaşarlı tost ile erkenden aceleyle evden ayrıldı.sokağa indi,dersinin başlamasına daha iki saat vardı o nedenle boyası dökülmüş evlerle kaplı daracık bir yolu olan karanlık kestirmeden değil, mor menekşeler ile donatılmış, mis gibi menekşe kokan üzerinde iyi kalpli insanların , etrafında güzel dükkanların bulunduğu uzun ve manzaralı sokağı seçti.Mis menekçe kokusunu içine çekerken güzel dükkanları izleyen Burak'ın gözüne üzerinde yırtık pırtık elbiseler olan bir anne ve iki çocuğu ilişti, zavallı annenin önünde " eğitim için" yazan bir bir kağıt ;yanında da ufak bir kumbara vardı. Zavallı anne, etrafa kırık bir umutla bakıyordu.O anda Burak'ın içi parçalandı ve cüzdanında bulunan, annesinin bankadan daha yeni gönderdiği haftalığın yarısından fazlasını hiç tereddüt etmeden zavallı dilenciye verdi.O anda zavallı anne, hıçkıra hıçkıra ağlayarak Burak'a sarıldı.burak'ın içi huzurla doldu ve ve onlarla veda ettikten sonra yoluna devam etti, köşeyi döndüğünde bir evsiz gördü evsiz adam kızgın güneşten korunmak için büyük bir binanın kaldırımında oturuyordu.belliki susuz ve açtı etrafına bakınan Burak, bir marketi gözüne kestirdi ve içeri girdi.Güler yüzlü tatlı satıcıdan soğuk bir içecek ve birçok arıştırmalık aldı ardından ödemeyi yaptı fakat satıcı Burak'ın yiyeceği evsiz adama aldığını anladı ve içeceğin parasını almadı Burak satıcıya teşekkür etti.Satıcı ona "teşşekür etme sadece iyilik yap"dedi.Ardından burak küçük ama şirin dükkandan çıktı ve evsiz adamın yanına gidip ona yiyecekleri verdi. adam büyük bir minnetle Burak'a dua ederken bir yandan hararetini giderdi bir yandan yemeğini yedi okuluna yetişmesine birkaç sokak kalmıştı ki Burak kurumaya yüz tutmuş saksıda bulunan bir bitki gördü.onu çantasından çıkardığı bir şişe su ile suladı ve bitkinin yeniden yeşermesini ümit etti, okuluna doğru yürüdü son sokakta kafede yalnız başına ağlayan yaşlı bir nine gördü,yaşlı kadın yan masada oturan aileye bakıp bakıp hüzünleniyordu. O sırada Burak, kafenin yanındaki çiçekçiden cüzdanında kalan son para ile bir buket yaptırdı ve buketi yaşlı kadına armağan etti.Yaşlı kadın artık gülüyordu ve Burak'a sevgi dolu bir şekilde sarıldı ona buketten çıkardığı bir gülü verdi Burak okuluna vardı. Ertesi günde yine aynı yolu seçti,bu sefer cüzdanında para yoktu ama yanında paradanda kıymetli beş şey vardı huzur,sevgi,bir gül ve çok az insanda olan iyi bir zihniyet ayrıca her şeyden önemlisi "mutluluk"