My First Sex (Harry Styles & Miley Cyrus FanFiction)

Üç Harfliye Battım Ben

@Sheeriotrology kapak için çok teşekkürler :) 

Kasada 3-4 kişi olduğu için elimdekileri en yakındaki küçük sepete bıraktım. Ekspress kasa boştu ama benim elimde ondan daha fazla eşya vardı. Bilindik 10. Tabii benim her tarafım acıdığı için fazla tutamıyordum. Bir HAYVAN herif tarafından. O'nunla sadece bir kaç kez konuşmuştuk. Sağolmam gerekiyor ki 3 kere üzerine kahve döktüm. Beni gebertecek diye düşünüp dururdum. İlk başlarda bana öyle bir bakardı ki gerçekten çok korkardım. Tabii ki bu ilk 2 için geçerli. 3. döküşümde yan tarafına astığı koca çantadan bir tişört çıkartıp bana göstermişti. Haklı, bir hafta içerisinde o kadar çok kez çarpmış ve 3 kerede üzerine kahve dökmüştüm. Peki ya bundan 2 ay önceki Gonnoz ile konuşmamdan bahsetsem (Harry). O'na Gonnoz diyorum. Cadolozun bir büyüğü gibi.

2 Ay Önce Okul Başlangıcı=Kahve Dökümünden Hemen Sonra 

''B-ben gerçekten çok özür dilerim. İsteyerek yapmadım!''

''Bütün asalaklar beni mi bulur? Ablam bunu bana daha yeni almıştı. Tanrım! Birde beyaz!''

''Ş-şey ben... Gerçekt-''

''Tamam,sus. Tanrım! Bana bu kazağı almak zorundasın!''

''T-tamam. Temizleyeyim istersen?''

Üzerini temizlerken hâlâ bana bakmayıp lanetler yağdırıyordu. G-gerçekten kötü hissediyordum.  Sonra kafasını kaldırıp bana baktı. Beni incelerken sanki karşısında bir prenses görmüş gibiydi. Benden bahsediyoruz. Ancak kurbağa prenses olurdum. Tanrım çocuk iyice kasılmıştı. Beni bileklerimden sertçe çekip şu erkeklerin soyunma odasına doğru sürükledi. Tanrım ne bok yedim ben. Acıyan kafamı kaldırmaya çalışırken dolabını sertçe karıştırıyordu. En sonunda bulduğu kısa kollu bir tişörtü gözüme tıktı:

''Senin sayende bu soğukta bu sıfır kollu şeyi giyeceğim! Ne kadar ince bakar mısın? Ceketime kadar kahve yapmışsın! Nasıl bir aptalsın sen? Ya da beyin özürlü?''

Ses çıkarmadım. Tek dediğim:

''Özür dilerim.''

Oldu. O'na patlayamazdım çünkü gerçekten çok haklıydı. O'nu görmeme rağmen dikkat etmemiştim. Pantolonuna bile kahve sıçratmışım. Elindeki peçeteyi yere fırlatıp kapıyı çarpıp gitti. Üzerini giyinmemişti. Tanrım! Manyak işte. Manyak.

O İki Ay İçerisinde Aynı Hafta Öğlen

Çantamı karıştırken elimdeki kahveyi dökmemeye çalışyordum. Bende bu konuda başarısızdım ama yine bir çocuğa dökmek istemiyordum. Ya belki O'ndan daha sinirli çıkarsa? Tanrım yine O. Bu sefer dökmeye hiç niyetim yoktu. Hayır,hayır! T-tanrım... Bu sefer gebertecekti beni:

''Kızmadan önce lütfen biraz bekle! Tamam belki dikkatsizim ama gerçekten şaşırmıştım... Gerçekten çok çok üzgünüm! Sana söz veriyorum bir daha olmayacak!''

Elindeki çayı yere atıp yakama yapıştıç Nefes alamıyordum. Tanrım kazağımı sıkıyordu manyak!:

''Seni geberteceğim! Basket formamı mahvettin!''

''Tamam Harry. Bende yedek var. Onu giy bilader. Kıza ne kızıyorsun!''

Sevgili kuzenim-bu başka kuzen- bana yardımcı olmuştu. Tabii bu O'nu zerre kadar ilgilendirmiyordu:

''Dostum bu paçoz senin gibi bir aileden gelen adamın nesi olabilir ki O'nu savunuyorsun?''

Tam tekrar yakama yapıştığında sevgili kuzenim neler olduğunu kısaca anlattı:

''Kuzenim bilader. Çocukluktan beri.''

Fazlasıyla şaşırıp bıraktı yakamı. Nefes alamadığım için Yere doğru çöktüm. Tüm arkadaşlarım yanıma gelmiş beni kaldırıyordu. Benim diğer hikayelerdeki gibi 2-3 arkadaşım yok. Yirmiden fazla her yerden arkadaşım var burada:

''Bu sefer kurtuldun paçoz. Tekrar dökmemeye dikkat et. Ama artık kendime yedek formalar ve yedek kıyafetler getireceğim.''

Bu yakışıklılığı varken niye beyni yok bunun?

2 Ay İçerisinde Aynı Hafta Kahve Dökümü Sırası

Tanrım! Yine O'nun üzerine dökmüştüm! Bu sefer sıçmıştım!:

''İstediğin kadar dök. Bir sürü kıyafetim var.''

Tişörtü koca çantasından çıkartıp bana gösterdi. Tişört değil ama kalın bir şey. Tabii ben yere dalmışken O omzuma sertçe çarpıp yanımdan gitti. Herkesde bize bakıyordu, aman ne hoş:

''DÖNÜN ŞU LANET YERİNİZE!'

Ondan sonra bir çok kezde O'na çarpmıştım aynı hafta içerisinde.

Normal bir tanışmamız yok. Vücudunu övmek yerine domuz göbeğini tercih ederim.

Neyse elimdekilerin parasını ödedikten sonra çıkışa doğru bir kaç adım attım . Lanet olası yakışıklıda eşyaları kasaya doğru koyuyordu. Tabii sinirlenip bir kaç çikolatayı kendisine doğru fırlattım. Kasiyer kız dünyada olmadığı için hiç de bir şey olmadı. O ise ''Sen bittin piç.'' bakışı attı. Boka battım. Bu sefer gerçek.