Ağaçlara kılıçlara benzer çocuklar çıkıyor
erikleri itiyorlar
erikleri onları yırtıyor
ellerinde dürtme silâhları
plaj yıkıntılarına çarpıyorlarsarsıntıyla akıyor
ayaklarını ıslatan
yaprakların gergin dallarında yüzücü nehirgerginlik balık kanadı
sertlik gözlerine yakın gelmiş
suçlu ağızlarında çiğnenmiş bir gemiçocuklar elleriyle dalların uçlarındaki eriklere
bir mahzendeki uzaklığa kayar gibiGerçekler başlarına konan çiçekler
yapraklar boğuluyor
yorgun bir meyve daha geliyor ağaç kökündenbu sırada tramvay geçiyor
ve duruyor fidan küçük ağaç
göğüne üç ayak yaklaşmış
ilk koçanını ezberine biliyorher an ürperti geçiriyor
odaya sokulan yemişodaya sokulan yemiş
göz hapsievinde durmayı seven kadınlar
mermerle sıvıyorlar çocuklarını
top uzağa yakına çağırıyor
hep bir noktada kalan adam
varmaya doğruluyor
sulardan sorulmayan
ama sulara yatkın anılarına
sevgiler koşturan
pencereyi parça parça aralayıp
denize açılan bir sokak kadınıdenize açılan çuha kadınını
açıktan geçen son sağlığa bağlamak için
makine ustası
amma da mideli yıkılmadan geliyor
ve sırrım sessizliğiyle çalışıyorsa başına ben
gittikçe soğuyan ve soğuyan ben
ekmek kırıntıları döküyorher zaman yaprak duşları başlıyor
serpilen kuşlar çimen düzlerine
gelip bir kısrağa yakından bakıyorlarkuruyan ağza kapak göze kapak
çölüne atılan zar
sulardan serpme balıkdeniz görününce kargılar atılıyor
karlı yamaçlardan
kızgın kumlara erenler kaydırak
arkalarından aç karınlı
sevilen kurtlar iniyorağaçlar dimdik
dallarında gergin su
haber gibi bir şey bekliyorlar
kökleri toprağı geziyor
bir yatağan aşırı gitti mi
zındana çıkıyor kök ucuzufa bir cins ağaç
Devlet sokağını tek başına bir ayyaş geçiyor
Kente verdiği cevap pandomimbaşı bir gölge altı açıyor
hotozlu kadınıyla
hovarda adamı
yanyana koyunca yatak
yaşama simidişimdi eskimolara bakın
kadınları fok balıklarından
bunda yataklara girip
sımsıcak çoğalıyorlar
denizlerini kargılarını köpeklerini yemeklerini kayıklarını ve kaygılarını
ayı balıkları bekliyor
ve
başkentte korsan gülçin dil balığıyelken
gelmek üzereyim gelmeye hazır
şaramla doldurdum
sözleri ağarıncaya bu geceyi
hartuç ve hecegöğsü kızgın köpüklü tayfası
şişti mi kadın kollarını
kadın ellerini biçimli gergin tutan
insanın su başı rahimkelime yorgun
gece soldu çan
çan ve çayır
suçsuz çocuklara koridor
yapraklar balık pulu
balıkçılar pul pul
yalnızca bakışlarını kırpıyorlar dokununca
çatılarda kirişlerde serin dubalardaartık göze bakmak oyunu yok
Yazar = Cahit Zarifoğlu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cahit Zarifoğlu Şiirleri
RandomBurda sadece ve sadece CAHİT ZARİFOĞLU ŞİİRLERİ vardır.