0.1

167 23 9
                                    

Ne kadar okunmayacak olsada bir bölüm atayım dedim alsnahak daha önceden yazdığım için sanırım iğrenç bir bölüm oldu aksbahh neyse by.s
*~~~~~~~~~*

Şuan içinde bulunduğum duruma inanamıyorum ben ve o sevgiliyiz! ah tanrım Lu bunu duyunca kalp krizinden gidecek... ve şuan koluma adeta ahtopot gibi yapışan adamla okula giriş yapmak üzereyiz.

İnsanların bana bakışları beni biraz dehşete düşürsede yanımda ki odun bey'in sayesinde nedensiz bir özgüven ile koridorda yürüyorum, işte Luhan orada 'en yakın' arkadaşım... kolumda ki ahtopattan kurtulmaya çalışıyordum fakat nasıl vantuzlarını koluma geçirmiş ise başarılı olamadım. Sınıftan içeri girdiğimizde Luhan da dahil tüm sınıf kilitlenmiş bir şekilde bize bakıyordu belki bir yalan atabilirdim ve bir şekilde bu durumdan kurtulabilirdim diye aklımda geçirirken yanımda ki ahtapot bey beni daha da çok kendine çekerek boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

"Hey millet! Tao bundan böyle benim sevgilim, eğer ona karşı bir hatada  bulunursanız hayatınızı kaydırırım! ımm anlaşıldığımı umuyorum şimdi hadi işinize!"

Tüm sınıf böyle demesiyle birden bakışlarını benden çekip başka işlerle uğraşmaya başladı. Tanrım bu çocuk herşeyi mahvetti lanet olsun artık herkes biliyor ve Lu eminim benden neler olduğunu öğrenmeyi biran önce istiyordur (!).

"kolumdan vantuzlarını çekmeyi düşünüyor musun ahtapot bey?"

bana boş gözler ile bakarak "hayır" dedi ve kendi sırasına beni çekiştirmeye başladı.

Bu fazla gelişmiş enayinin vantuzlarından kurtulma konusunda kararlıydım olabildiğince sert görünmeye çalışarak bir kez daha
"bırak" dedim

"bırakmayacağım şimdi uslu olup benim sözümü dinle ve şuraya otur"

"ne? derhal bırak beni. ben senin kölen değil senin..."

gülerek bana bir bakış attıp konuştu
"um um pekala o halde neyimsin?"

"şey ıhm yani z..zorunlu sevgilinim. ah yeter bıraksana beni bir be Lu'nun yanına gitmek istiyorum. "

oturduğu sıradan kafasını hafif yukarı doğrultup tek kaşını kaldırarak bana baktı
"zorunlu lafını pek sevmedim ama sevgilim olduğunu kabul etmen güzel, gidebilirsin izin verdim."

Yüzüne iğrenerek bir bakış atarak Lu'nun yanına gittim tahmin ettiğim üzere bana kızgındı.

"hey Lu" en şirin bakışlarımdan kullanmaya çalışıyordum fakat işe yaradığı pek söylenemez çünkü bana bakmıyordu.

"Yah! Lu anlatmam gereken şeyler var, neden beni dinlemek yerine bana tavır alıyorsun? sen benim en yakın arkadaşım değil misin? se.."
sözümü bitirmeme izin vermeyip sinirle lafa atıldı.

"en yakın arkadaşın ha öyle mi? en yakın arkadaşın olduğum şimdi mi geldi aklıma Zi Tao?"

faka bastığımın resmiydi bana sadece çok sinirli olduğunda' Zi Tao' derdi. Tanrım bu dev ahtapot en yakın arkadaşımla aramı açmıştı lanet olsun...
tekrar şirin mahzun bakışlarımı takınıp yanına oturdum.

-bak Lu beni dinle lütfen... şu çok gelişmiş vantuzluyla zorunlu s..s.sev.. neyse işte ondanım..

-nasıl ? tehtit felan mı ediyor yoksa bu seni?

-hayır.. dün gece beni evine çağırdı, sonr..

-ne?ne?dün gece? sen?ev?o? ve zorunlu sevgililik? yoksa bu it herif zorla sana birşeyler mi yaptı?

You And IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin