“Allah kullarına lütufkârdır (latîf), dilediğini rızıklandırır. O, güçlüdür, gâliptir.” (Şûrâ, 42/19)
Allah-u Teâlâ Latiftir. Lütfu bol ve ihsanı çok geniştir. Her mahlûk bu ismin tecellisiyle ummadığı yerden rızıklanır, bilmediği yerden ihtiyacı karşılanır, beklemediği yerden iyiliklere ve hayırlara mazhar olur.
Latif ismi bu manasıyla şu âlemi ihata etmiştir. Mesela:
Biz yoktuk, var olduk. Rabbimiz bize varlık ile lütufta bulundu…
Var olduk; taş gibi, dağ gibi bir cansız olabilirdik; Rabbimiz bize hayat vermekle lütufta bulundu…
Hayat sahibi olduk; ağaç gibi, çiçek gibi ruhsuz olabilirdik; Rabbimiz bize ruh vermekle lütufta bulundu…
Ruh sahibi olduk; ancak bir böcek, bir kelebek, bir sinek gibi hayvan olabilirdik; Rabbimiz bizi insan yapmakla lütufta bulundu…
İnsan olduk; ateşe tapan bir Mecusi, ineğe tapan bir Hindu, puta tapan bir putperest ya da bir beşere ilah diyen bir Yahudi veya Hıristiyan olabilirdik. Rabbimiz bizi Müslüman yapmakla ve Hz. Muhammed (s.a.v.) kuluna ümmet yapmakla lütufta bulundu…
İşte bütün bu ihsanlar ve iyilikler Rabbimizin Latif isminin birer tecellisidir.
Bizlere takılan göz gibi, dil gibi, kulak gibi her türlü maddi cihazat; akıl gibi, muhabbet gibi ve ilim gibi her türlü manevi cihazat Latif isminin bir tecellisidir.
Bu ismin tecellisi ile kuşa kanat,balığa yüzgeç takılır. Yine bu ismin tecellisiyledir, şu koca güneş bizlere bir lamba ve soba; şu ay bizlere bir gece lambası ve takvimci ve şu yıldızlar Dünya evimizin birer kandili olmuştur.
Yine bu ismin tecellisi ile günahlar bağışlanır, kusurlar örtülür, kabahatler silinir ve bütün günahlar bir anda sevaba dönüştürülür. Bütün bu ihsanlar, lütfu bol ve ihsanı sınırsız olan Rabbimizin lütfudur ve Latif isminin bir tecellisidir.
Bu ismin tecellisi ile yeryüzü bir sofra ve bahar mevsimi bu sofranın bir gül destesi olur. Bu ismin tecellisi ile o kuru ağaçlar hayat bulur ve ellerini bizlere uzatarak Rabb-i Latif’in şirin nimetlerini bizlere sunar.
Bu isimdir, toprağı kazan gibi kaynatan ve her türlü bitkiyi bu kazanda pişiren… Bu isimdir, zehirli bir böceğin eliyle bize balı yediren ve elsiz bir böceğin eliyle bize ipek gibi yumuşak elbiseyi giydiren…
Bu isimdir; koyun, deve, keçi gibi hayvanları bizlere birer süt çeşmesi yapan ve develerden gemilere, atlardan fillere ve güneşlerden bulutlara kadar her şeyi bize itaatkâr kılan ve her şeyi bizim emrimize veren…
Bu ismin tecellisiyledir; şu sema bize bir bina ve şu yeryüzü bizlere bir döşek olmuştur. Dağlar birer direk ve bulutlar su ambarı olmuştur. Gece bir dinlenme vakti ve gündüz bir gezinti yeri olmuştur…
Bu ismin tecellisiyle hastalar şifa, borçlular eda bulur. Her muhtaç ihtiyacına, her dertli dermanına bu ismin tecellisiyle kavuşur.
Bu ismin tecellisidir; şu aciz ve fakir insanı âlemlerin Rabbi olan Allah’a muhatap ve sevgili yapan. Dünyada Ona misafir ve cennette Ona dost kılan.
Şu âlemdeki bütün güzellikler Latif isminin bir tecellisidir. Mahlûkatın bu kadar güzel olması, nakış nakış dokunması, rengârenk boyanması ve hikmetle tanzimleri Latif olan Rabbimizin güzelliği istemesinden ve lütfetmesinden kaynaklanmaktadır.
Latif isminin “lütfu bol ve ihsanı çok olan” manasını anlatmaya ciltler dolusu kitap yazılsa yine azdır. Zira aldığımız her nefes bile bu ismin bir tecellisidir. Böyle devamlı lütufta bulunan Rabbimizin hangi nimetlerini sayarak bu ismin tecellisini bitirebiliriz? Rabbimizin nimetleri saymakla biter mi? İşte Latif ismi bu âlemde bu kadar geniş bir şekilde tecelli etmektedir. Kelebeklerden meleklere, çiçeklerden kuşlara kadara her mahlûk bu ismin tecellisi ile hayat bulmuş, varlık âlemine çıkmış ve sayısız lütuflara mazhar olmuştur. Onlarda görülen her ihsan ve her lütuf, Latif isminin bir tecellisidir. Koca cennet, bu ismin zayıf bir gölgesidir.
Ey bize Latif ismiyle tecelli eden ve bizi nimetleriyle besleyen sultanımız! Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, menbalarını göster. Ve bizi saltanatının merkezi olan cennete celbet. Bizi bu dünya çöllerinde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada da yedir. Bizeyokluk ile ve lütfundan uzaklaştırma ile azap etme. Sana müştak ve müteşekkir şu itaatkârkullarını başıboş bırakıp idam etme. Âmin…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
El-Latif
Non-Fiction"Allah kullarına lütufkârdır (latîf), dilediğini rızıklandırır. O, güçlüdür, gâliptir." (Şûrâ, 42/19)