Kusura bakma günlükcük dün gece annem çağırıyor dedim ve gittim. Devamını yazmamışım. Dün gece ne olduğunu anlatayım:
Dün gece annem çağırıp benden kapıya bakmamı rica etti. Kapı çaldığını duymamışım. Annen niye bakmıyor diyorsundur kesin. Kiri çıkmayan tabakları falan yıkıyordu işte. Neyse devam edeyim, kapıyı açtım gelen Çağla'ydı.
"Merhaba."
"Merhaba! Bu arada günlük için tekrar tekrar çok çok çok teşekkür ederim kankişkom."
Güldü. "Tamam şımarma hemen önemli değil güle güle kullan. Birşeyler yazmaya başladın mı bari?"
"Evet evet. Daha demin başladım. Herneyse sen niye geldin?"
"Haa dışarı paten kaymaya gelecek misin, diyecektim, tek başına çok sıkıcı oluyor?"
"Olur! Aslında günlük yarım kalacak ama yarın devam ederim artık. Bu arada başka kimse yok mu?"
"Henüz yok. Gelirsen belki birilerini çağırabiliriz. Mahalleye yeni bir kız taşınmış. İyi birine benziyor. Belki bizimle gelir."
Aynı ağızdan "Tabi paten sürebiliyorsa.." Güldük. Öff ya buraya neden random atılmıyor? Çok sıkıcı! Herneyse konuyu dağıtmayalım. Beyaz, üzerinde kırmızı- siyah renkli desenleri olan en sevdiğim ve zaten tek olan patenlerimi aldım. Saçlarımı taradım. Üst kısmını ördüm ve örgünün bittiği kısmına kırmızı-siyah ince bandana taktım. Hayır süslü değilim günlük! Sözümü kesme ayrıca. Merak ettin diye dün geceyi anlatıyorum. Hayır kızmadım. Sakinim zaten günlükcük. Bu arada isim olayı aklımda, söyleyeceğim şimdi. Neyse, altıma kot şort geçirdim. Üstüme kısa kollu, yarım bol siyah ve üzerinde "FOREVER" yazan tişörtümü giydim. Henüz mayısın ilk haftalarında falan olduğumuz için böyle giyindim. Sürekli aklıma "TEOG" denen lanet olası lanet sınav geliyor, içim daralıyor! Evet lanet olası lanet sınav günlükcük. Devam edeyim; Bu arada Çağla'yı kapıda unutmuşum. Koşarak kapıya koştum.
"Nerdesin kızım ya! İki saattir burdan sana bağırıyorum, duymuyor musun?"
"Gerçekten duymadım." Gülüyordum. Kız ağaç olmuş kapıda ben gıcıklık yapıyorum. Random atılsa atacaktım. Okuyanda beni hep hüzünlü zanneder ha. Neyse, paten kayacağımız yere gittik rampalar falan vardı. Yeni yapılmış herhalde buraya 2 yıldır geliyorum böyle birşey yoktu. Paten kaymaya başladık daha sonra Çağla bana bir çocuk gösterdi acayip ve fazla derecede yakışıklıydı bence. O da kaykay kayıyordu. En yüksek rampadan takla atarak geçme gücüne sahipti yani. Çağla; "Biz de o rampadan kayalım mı?"
"Yok ya çok yüksek hem orası profesyoneller için."
Daha sonra o çocuğun arkadaşlarından birisi, -o da çok yakışıklıydı-
"Buradan mı kayacaksınız?"
Çağla hemen atlamasa keşke.
"Evet evet. Değil mi, Duru?"
"Hayır tabiki ben kaymam sen kay ben çekerim seni."
Ukalaca bir güldü. "Ben de öyle tahmin etmiştim. Sizin gibi küçükler için fazla büyük burası."
Sinirlendim tabiki günlük. Ama vurmadım. Tekvandoya gitmiş olabilirim. Ama çocuğu dövmedim merak etme. Güldürdün yine. Bende gaza geldim. "Gel Çağla gösterelim şuna kim küçük, kim büyük?!" Rampaya doğru ilerledim. Çağla da arkamdan gelmeden önce çocuğa "kapak işareti" yaptı. Rampaya çıkınca patenleri giydim. Kaymaya başladım. Çok güzel kayıyordum. Ben bile inanamadım. Arkamdan çağla geldi. Takla attım. O an aklımdan 'keşke zamanı geriye alabilsem' dedim. İki elimi de havaya kaldırdım. Ne oluyor sence? İnsanlar geri geri yürüyor yaptıklarını tekrar yapıyorlar. "Zamanı geriye alabiliyorum" Ne kadar saçma değil mi senin için? Hayır sana şaka yapmıyorum günlük! Gerçekten oldu böyle birşey! İşin şalırtıcı kısmı bu bir oyun olamazdı! Çünkü bende istemeden geri gidiyordum! Attığımız takladan öncesine gittim. Çocuk,
"Siz de mi buradan kayacaksınız?" dediği yere. Ama bu sefer ben "Evet kayacağız!" dedim. Çocuktaki mallığa bak! Yine , "Ben de öyle tahmin etmiştim. Önden buyurun bayanlar." Dedi. Neyse. Kaydık yine. Ama ben bu sefer şaşkınlıktan dolayı takla atamadım düştüm. Rampanın kenarındaki keskin çivi gibi bir şeyin üstüne düştüm ayağımı deldi! Evet resmen deldi! O kadar acıdı ki anlatamam sana! Sol elimi havaya kaldırdım ve onu düşündüm, zamanı geri almayı. Daha sonra geriye dönüp takla attım. Artık elimde bu 'zamanı geriye alma' gücü varken istediğimi yapabilirim! "Oov yes!" Diye bağırdım. Çağla duraksadı. "Noldu kızım, ne bağırıyorsun yine be." Dedi.
"Kızım! Zamanı geriye alabiliyorum!"
"Şakanın sırası değil. Doluyum şuan Duru."
"Kızım şaka yapmıyorum! Gayet ciddiyim ben!"
"Peki nasıl kanıtlayacaksın?"
"Sol elimi kaldırdığımda ve içimden ne zamana geri dönmeyi istediğimi düşünüyorum ve oluyor!"
"Bu bir kanıt değil Duru!"
Daha sonra çocuk yanımıza gelip,
"Selam bayanlar. Tanışabilir miyiz?"
Evet, kabul etti günlük. İşte Çağla bu ne bekliyorsun ki?
"Umut ben. Siz bayanlar?"
"Çağla ben memnun oldum."
Fısıldadım, "Kızım ağzını kapasana, öküzün trene baktığı gibi ne bakıyorsun çocuğa?"
"Duru bende."
"Duru güzel isimmiş. Gözleriniz gibi."
"Teşekkür ederim."
Telefonuma mesaj attı Çağla.
'Kızım bu çocuk sana asılıyor mu, bana mı öyle geliyor? Oo Umut & Duru aşkı he. Mütüş asdsd.'
Onunda random en sevdiği şey. Belirtmek istedim. Şuan random atacaktım ama günlük bu. Neyse.
'Mesaj atmasana görecek mal.'
"Güzel bayan birlikte bir tur gezebilir miyiz acaba?"
" Bunu bana kanıtla işte hadi."
Sol elimi kaldırıp konuşma zamanını düşündüm. Of yine oldu bu! Çok güzel bir şey inanamıyorum!
"Peki nasıl kanıtlayacaksın?"
"Kızım bak şimdi birazdan buraya bir çocuk gelecek şu kayanların arkadaşı sanırım. İsmi Umut tanışmak isteyecek. Sen kabul edeceksin ağzın 1.90 açık öküzün trene baktığı gibi ona bakacaksın sonra benim ismimi soracak çok beğenecek sonra sen bana mesaj atacaksın. 'Bu çocuk sana asılıyor mu?' diye. Daha sonra, bir tur paten sürmek isteyecek benimle. Ee diyeceksin biliyorum burda geriye aldım işte. Sol elimi havaya kaldırıp ne zamana gitmek istediğimi düşününce oluyor bu." "Bekle birazdan görürsün." dedim.
"Oha güzel hikaye oldu hiç yazmayı düşündün mü?"
Umut geldi.
"İşte şu çocuk bekle görürsün."
"Selam bayanlar. Tanışabilir miyiz?"
Çağlaya bir bakış attım.
"Olur!" Dedi çünkü.
"Ben Çağla."
"Ben Umut. Sizin güzel bayan."
"Duru bende."
"Güzel isimmiş. Gözleriniz gibi."
Bu salak yine mesaj attı. Ben olsam inkar etmek için mesaj atmazdım.'Kızım bu çocuk sana asılıyor mu bana mı öyle geliyor? Oo Umut & Duru aşkı he. Mütüş asdsd.'
Bende aynısını yazayım bari.
'Mesaj atmasana görecek mal."
Kıza iki kere mal dedim.
Daha sonra,
"Güzel bayan bir tur gezebilir miyiz acaba?" Dedi yine. Gerçi "yine" değil. Bana göre yine. Neyse işte.
Çağla da,
"Bizim işlerimiz var da belki sonra." Dedi. Şuan ona oscar ödülünü vermek istedim ilk defa bir erkeğin sözüne kanmadı. Neyse işte çocuk gittikten sonra konuştuk öyle.
"Kızım sen mediumsun ha."
"Mal zamanı geriye alabiliyorum dedim ya."
"Ha doğru."
"Oha çok güzel lan."
"En sevdiğin isim ne kanka?"
"Defne."
"Kızım günlüğün ismini Defne mi koyayım?!"
"Minnoş koy."
"Sevgili minnoş bugün sevgilimle öpüştüm."
"Çok güzel işte."
"Mal mısın ya?" Kahkaha attım.
O da güldü.
"Aklıma gelmiyor valla. Ama erkek olsun bence."
"Gerizekalı günlüğü pembe almışsın."
"Ha. Olsun yine de erkek olsun lan ciddi olur yazdıkların cıvımassın."
"Tamam. Rıfkı olsun ismi." Kahkaha attım o da haykırdı.
Evet ismin artık Rıfkı günlükcük. Beğenmedin mi? Bence de çok güzel. Gülüyorum şuan söyleyeyim dedim. Buraya random atılmıyor çünkü. Neyse yarın güzel bir şey olursa yine yazarım Rıfkıcık.
Yok ya Rıfkıcık olmadı, Rıfkı olsun.
Neyse seni kilitleyeyim. Sanada iyi geceler Rıfkıı.ARKADAŞLAR YAZIM HATASI OLABİLİR. OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN. KISA ZAMANDA OYUNCULARIN RESİMLERİNİ KOYACAĞIM. AYRICA FİKİRLERİNİZ OLURSA YORUMA YAZIN BELKİ HİKAYEYE EKLERİM. OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER CANLARIM. ❤️
DU LIEST GERADE
Böğürten Kışı
FantasyBasit bir hikayeye benzeyebilir. Eminim ki sizde öyle düşünüyorsunuz, ama aslında o kadar basit değil. Çünkü hepiniz biliyoruz ki içinde "AŞK" geçen hikayeler basit bir hikaye değildir. Aslında bu bir kızın hikayesi. Daha doğrusu bir kızın günlüğü...