Sıcacık güzel bir gündü. Deniz keyifle boy aynasının karşısına geçmiş, ne giyeceğini düşünüyordu. Dolabına yöneldiğinde giyeceklerini seçip tekrardan aynanın karşısına geçmişti. Ayak sesleri duyduğunda yerinden sıçramıştı. Gelen annesinden başkası değildi.
"Günaydın Deniz'im."
Annesinin neşeli ve enerjik sesi ile musmutlu olan Deniz, bugün giymek için planladığı; kısa kot şortunu, onun üzerine beyaz tül ve ince askılı tişörtünü bir tarafa fırlatıp annesinin boynuna sarıldı.Annesi de karşılık vererek kızına sımsıkı sarıldı. Birbirilerine sarılmaya devam eden ikili, Deniz'in hala darmadağınık olan yatağına oturdular.
"Sana da günaydın Ipek Sultan."
Kızının güzel yüzüne tatlı bir öpücük kondurarak konuşmaya devam etti.
"Güzelim, güzel kızım.Hadi sen hazırlanmaya devam et. Okula geç kalmanı istemiyorum. Sen üzerini giyin ben de kahvaltı hazırlayayım."
Yataktan kalkmak için hazırlandığı sırada Deniz annesine daha sıkı sarılarak onu yatağa itmişti ve tüm gücüyle gıdıklamaya başlamıştı.
"Ipek Sultan benden o kadar kolay kurtulacağını mı sandın? Hem okul o kadar acil değil, şuanlık. Gidemezsin, izin vermiyorum."
Birbirilerini gıdıklamaya devam ediyorlardı. Sonu bitmek bilmeyen şakalaşmalar anne kızı yorduğunda ikisi de soluk soluğa kaldıklarında pes ederek durakladılar.
"Annecim hatırlıyor musun? Ben küçükken sen beni uyandırmak için erkenden odama gelirdin. Ama bir türlü kalkmak istemezdim. Sonra elinde süt bardağı ile geri döner ve yatakta olduğumu görünce beni gıdıklamaya başlardın, sadece yataktan kalktığımda dururdun."
Bunları hatırlattığında ikisinin yüzünde de memnun bir ifade oluşmuştu. Deniz küçükken yaşadığı herşeyi hatırlıyordu. Anıları onun için çok değerliydi. Annesiyle yaşadığı herşey bir bir aklındaydı. Babasının aksine...
Babasıyla büyüme fırsatı olmamıştı. Annesiyle babası boşanalı çok oluyordu. Yine de abisiyle birlikte babasını sık sık ziyaret ediyorlardı. Yaz tatillerini babasıyla geçiriyorlardı. Annesiyle büyüdüğü için ona olan sevgisi bambaşkaydı. Onu koşulsuz şartsız seviyordu. Annesi herşeyiydi kızın.
"Sonra da sütünü zorla içirmeye çalışırdım. Onu da bir türlü içmek istemezdin."
Annesi bunu hatırlatmayı ihmal etmemişti. Deniz de kahkahayı basmıştı. Annesi kızının bu hallerine o kadar çok alışkındı ki bu gülüşünü izlemeye karar vermişti. Deniz'in yatağına uzanarak sohbet etmeye devam ettiklerinde odaya dalan Emre ise Deniz'in biricik abisiydi. Deniz gibi deli doluydu.
"Bensiz yatak keyfi yapıyormuşsunuz. Hemen geldim. Bensiz olur mu hiç?"
Dudaklarını büzerek kız kardeşine bakıyordu. Kız kardeşine ve annesine alınmış gibi gözükmek istiyordu. Bu hareketi çoktan işe yaramıştı.
"Sensiz mi? Saçmalama Emoşum sensiz olur mu hiç?"
Emre'nin en nefret ettiği kelime "Emoş''tu.Bu yüzden Deniz bu takma ismi kullanmaktan vazgeçmiyordu."Bana Emoş demeye devam edersen seni yataktan atarım küçük fare."
Abisinin küçük ve tatlı tehtidi Deniz'in çok hoşuna gitmişti. Kıkırdıyordu. Abisini kızdırmak çok eğlenceliydi. Bu yüzden devam etmeye kararlıydı. Annesi ise ikisini izlemeye koyulmuştu.
"Evet küçük fareyim. Ama senin küçük farenim Emoşum."
Emre, kız kardeşinin sözlerine daha fazla dayanamayarak ona sarılmıştı ve yanaklarından öpmüştü. Geri çekildiğinde ikisi de birbirine mutlu mutlu bakmaya devam ediyorlardı. Annesi bu güzel manzarayı bozmayı hiç istemese de kızının okula uğraması gerektiğini bildiği için çocuklarına bunu hatırlatmak zorundaydı. İki çocuğu da birbirileri ile uğraşırken birşeyi umursuyor gibi değildiler.
İpek bu yüzden yataktan kalkarak odanın kapısına ilerlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kızı
Teen Fiction"Tuna abi bırak beni. Ne yapıyorsun çek ellerini üstümden!" Onu kendinden uzaklaştırmaya devam ediyordu Deniz. O yakınlaşmaya çalıştıkça daha çok itiyordu kendinden. Ama çocuk ona sımsıkı sarılmaya niyetliydi, belki daha fazlasına.. "Deniz güzelim...