Onun kocaman kanatları, benimse kendimi toparlama gücüm vardı. İnsanları kırmaya hep korktum. Onlar hep benden ayrıldıkça içimdeki her nasıl bir buruklukta olsa , çelik bir kalp ile küllerimden doğdum.
Hiç kimse beni bu kadar tanımlayamazdı ." Zümrüdüanka "
Ben , sadece onun zümrüdüankasıydım. Belki yalnız 3 aylıktı. Bir nevi yaz aşkı ama , albatros bana annemin bile asla yapamayacağı bir şey yaptı . Küllerimi kaptı ve kaçtı. Yeniden doğmak için küllerime ihtiyacım yoktu aslında , ama kafesimi temizlemek sadece benim küllerimle oluyordu. İşte o , benim kafesimin kapısını araladı ve kaçmama , hayatımı gençken yaşamama yardım etti. Albatros.. Yaşam hücrelerimi sadece o buldu. Rüzgarda hep yağmur varken benim için, gözlerimdeki sonbahardan beni alıkoyup , soruları cevaplamayı öğretti. En çok da bana fallara inanmayı öğretti. İyi biri değildi çevreme göre, tarzımı ve beni değiştirmişti. Beni şirin elbiselerden, babetlerimden kurtarıp , deri ceketlere ve topuklu botlara itmişti annemlere göre.
Fakat , bir gece omzuna uzanmışken , uyuyakaldığını gördüm , her şey sadece iki saat içinde, ne değişebilirdi? Büyük sınavlar dışında ..
Ne çok şeydi değişen?
İş , çok büyük aşklar?
Biz daha yetişkin bile değilken nasıl bu kadar büyük bir aşk, inanılacak gibi değil. Ama bir şey unutulmuştu. Bu kadar kısa zamanda nasıl biz olmuştuk ? Daha doğrusu, o ve ben?!İlk hikayem,
Lütfen beğenin <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜDÜANKA VE ALBATROS<3
Teen Fiction"Normal... O benim için sadece normal bir aşktı . Çıktığım 6 erkekten yalnızca biri. Kalbime dokunan değil , gururuma dokunan, Ahh, kendimi kandırıyorum, resmen aşık oldum"