GÖLGE
Annemin ikaz etmesi üzerine yerlerde sürünen kıyafetlerimi elime alıp dağınık yatağıma atarken sol tarafta camın önünde duran koltuğun etrafında olan kitaplara doğru ilerledim. Kitapları elime nazikçe alıp çalışma masama güzelce dizdim.Kitaplar benim için değerli olduğu için onlara özen gösteriyordum.Tekrar yatağa dönüp üstüne attığım kıyafetlerin hepsini kucağıma alıp kıyafet dolabıma tıktıkdan sonra yatağımı toplayıp aşağı kahvaltıya indim.Her zaman ki gibi annemle babamla tartışmış ve gece ağlamaktan gözleri şişmiş annem, kahvaltı hazırlıyodu. Şu evde herkesle tek ben iyi anlaşıyorum galiba(!) Annem kahvaltıyı hazırlayıp yukarı çıktı bende salonda uyuyor olan babamı kaldırmak üzere mutfaktan çıkıp salona doğru ilerlerken ablamın odasının önünde durdum. Acaba şuan napıyordu ? babamla en son tartışma sonucu babam ablamın telefonunu almış ve bir daha vermemek üzere telefonu satmıştı. Beynimde odaya girip girmemek hakkında tartışma çıkarken hepsine bir tokat atıp salona yürümeye devam ettim. Babamı uyandırıp kahvaltıya gelmesini söyledikten sonra mutfağa geri dönüp masaya oturudum yemeğe başlarken babamda gelmişti. Masada sadece iki kişi vardı, babam ve ben çünkü annemle babam küsler ve bizden sonra yemek yerlerdi. Hiç konuşmadan önümde duran tabağı alıp makineye yerleştirdim ve bir bardak su ile içmem gereken ilaçları içip tekrar odama çıktım. Bugün cumartesi olduğu için kızlarla kütüphaneye gidip okuyabileceğimiz bir kaç kitap alacaktık.Sabırsızlıkla kızlarla buluşmaya beklerken telefonumun titremesiyle irkildim ve sesin geldiği yöne doğru baktım, daha sabah toplamama rağmen hala aradığım şeyi bulamıyordum.İkinci bir ses ile ayaklanıp aramaya başladım, koltuktaki yastığın altında bulduğum telefonun kilidini açıp gelen mesaja baktım ;
KİMDEN: Nefes
'' Kanka kusura bakma kardeşimi etkinliğe götürmek zorundayım,kütüphaneye gelemiyorum üzgünüm.''
Nefes den gelen mesajı okuduğumda yüzüm asıldı ama yinede Buse ve Evren vardı. Ancak içlerinden en samimi olduğum ve herşeyimi söylediğim tek kişi Nefesdi . Eminim ki o olmayınca hiç zevkli olmıyacaktı.
Saatin 14:30 olmasıyla sırt çantama; kulaklık, su ve bir miktar para koyup omzuma aldım. Merdivenlerden inerken,
''Gölge ?''
'' Efendim anne ?''
''Nereye kızım ?''
''Kütüphaneye gidiyorum anne, geç kalıcağım ve şuan çıkmam lazım bye .'' diyip geçiştirdikten sonra kapıya doğru yöneldim ayakkabılarımı giyip kapıyı arkamdan kapattığımda derin bir nefes alıp evden çıktım.
Kulağıma şarkı fısıltıları ulaşırken bir yandan otobüs durağına doğru yürüyordum. Durağa vardığımda müziği değiştirip daha güzel bir şeyler açıp moralimi düzeltmek istiyordum. Otobüs geldiğinde binip kartımı okuttuktan sonra ''yetersiz bakiye'' sesiyle durdum ve kulaklığımı çıkardım.'' Lanet olsun !"Tam otobüsten inecektim ki , otobüs beklerken dikkatimi çeken çocuk kartını iki kere okuttu.Ben hala önde mal gibi dururken bir yandanda çocuğun yüzünü inceliyordum;koyu kahve saçları ,buz mavisi gözleri ön plandaydı.
'' Ne bakıyorsun ilerlesene .''
''Şey ben kart bas-" sözümü bitirmeme izin vermeden ,
'' Ben bastım geçebilirisin,"
Hareket etmedim.
''İlerlesene ! bekleyen insan var.'' diye bağırmasıyla ani bir şekilde yürümeye başladım otobüs de sadece arkanın bir önü olan , iki koltuk boştu. Arkaya seri bir şekilde ilerleyip cam kenarına oturdum . Bana kartını basan çocuk ise önce bir etrafa yer var mı diye baktı, ama tek boş yer benim yanımdı . Mecbur kalmış bir şekilden yanıma oturdu ve derin bir nefes alıp deri ceketini düzeltti.Adını ve yaşını merak ediyordum ama yaklaşık bir saattir bakmama rağmen hala bir tahmin dahi üretememiştim.
''İlk defamı yakışıklı erkek görüyosun ?''diye bir soru yönelttiğinde afallamıştım.
''Evet şey yani hayır , ilk defa görmüyorum .''
''Peki o zaman her yakışıklı erkeği uzun süre izliyormusun ?''''Sanane '' diyip hızlıca ayağa kalktım. Otobüsten inerken aklımda o çocuk vardı. Acaba ayıp mı oldu ? , çocuk bana kibarlık etti ve ben onu tersledim galiba ayıp olmuştu.Duraktan kütüphaneye gidene kadar bu konu hakkında düşünüp durdum. Taki , kütüphanenin kantininde onu görene kadar.Görmemiş gibi yaparak yürümeye devam ettiğimde önünden geçmiştim ve birşey söylemedi diye içimden sevinç çığlıları atarken , '' Sen ben mi takip ediyorsun ?''demesiyle olduğum yere çakıldım ve geri dönüp işaret parmağımla kendimi göstererek ''Ben mi ?'' dedim şaşırmış bir şekilde. ''Evet sen; adın ne senin bakalım?"
''Bilmen gerekmiyor.''diyip hızlıca kütüphaneye çıkan merdivenlere yöneldim.
Kütüphanede gözlerim Buse ve Evren'i arıyordu. O sırada onları beklerken raflara doğru ilerledim elimde birkaç kitap kurcalarken telefonumun çalmasıyla panikleştim ve bir yandan telefonu sessize almaya çalışıp bi yandan da kapıya hızla ilerlerken vücudumun bir şeye çarpmasıyla geriye doğru sendelendim.Ağzımdan bir küfür çıkmaması için çapa sarf ederken çarptığım şeye daha doğrusu şahsa baktım. ''Yavaş olsana be !''diye azcık kükremiş olabilirim. ''Bana çarpan sensin küçük bayan .'' Küçük bayan ? Tatlı bi lakap aslında ama beni alakadar etmez. ''Kapının önünde dikilende sensin !'' diye ona karşılık verirken üstümü düzelttim, yere düşmüş olan sırt çantamı omzuma alıp ;elimle onu çekilmesi için ittim ama yerinden bir milim dahi kıpırdamadı. ''Çekil önümden.''
''Çekilirmsin dicektin galiba ?''
''Çekilsene önümden hayvan !'' kütüphanede olmamıza rağmen sesim baya yükselmişti.Kütüphanede ki çoğu kişinin dikkati bizde olduğunu hissedebiliyordum. ''Hayvan ? bu hiç hoşuma gitmedi bana ismimle hitap etsen iyi olur .'''' İsmini merak etmiyorum .''
''Toprak''
''İsmini merak etmemiştim .'' deyip raflara geri döndüm . Bi kaç dakika önce çalmış olan telefonumdan kimin aradığına baktım. 'Evrenden 1 Cevapsız Arama!' yazısı ile kütüphanenin kantinine inip Evreni 'i aradım.
Telefon açıldığında ''Gölge-'' sözünü kesip konuşmaya başladım. ''Kızım nerdesiniz , ağaç oldum kök salıyorum .''
''Dinlersen eğer anlatıcağım.'' ''Peki, dinliyorum.''''Buse'nin annesi kaza yapmış Buse iyi değil şuan, zaten biliyosun babasıyla arası da iyi değil ; onu hastaneye götürüyorum.'' içtiğim kahvenin son yudumu boğazımda kaldığında öksürmeye başlıdım . Boğazımı temizleyip konuşmaya devam ettim. ''Ciddimisin sen ?'' "Sence şuan şaka yapabilcek durumdamıyım ?'' ''Buse ile konuşabilirmiyim?''
''Konuşabilcek durumda değil şuan."
''Neyse hatanenin adresini ver hemen oraya geliyorum .'' Hastanenin adresini alıp telefonu kapadım.SELAM, HATALARIM OLDUYSA VE ÖNERİLERİNİZ OLURSA YORUM OLARAK BIRAKABİLİRSİNİZ . ;)#sevdicek
DEVAMI EN KISA SÜREDE ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAKTAKİ GÖLGE
Teen FictionAilesi oldukça sorunlu bir kız, mutlu olmayı sadece arkadaşarıyla başarıyorken onlara nasıl ihanet edebilir ?