laura dostunun kırışık ve sevecen yüzünü inceleyerek ona gülümsedi.lightmankesinlikle yaşlanmakta olan bir kaplunbagaya benziyordu ,dünyadaki en muhteşemkitap koleksiyonlarını barındıran bodley kütüphanesi onun kabuguydu laura elinilightman'ın omzuna koydu sonra arkasını dönüp basamakları inmeye devam etti. kaldırıma indiginde durup arkasına baktı ama yaşlı adam gitmişti.
laura bu kenti seviyordu, yakında ülkesinin yolunu tutacagını düşününce içinin buruldugunu hissetti oxfort bundan yirmi küsür yıl önce burada ögrenciyken girmişti kanına burası onun bir parçası olmuştu tıpkı onun da kendince buranın kentin tarihini oluşturan o büyük ve karmaşık insan dokusunun parçası olması gibi
laura broad street'e girdi adımlarını açarak sheldon tiytrosu'nu geçti ve karşıya geçmek üzere kaldırımdan indi. ama sagına soluna bakmamıştı:hercules marka eski,siyah bir bisikletin üzerindeki karalar giyinmiş genç bir kadın ,az kalsın çarpıyordu ona. sürücü bisikletin zilini öfkeyle çalarak son anda direksiyonu kırdı. kendini tuhaf bir şekilde neşelenmiş hisseden laura,ona baktı ve st. Giles Street'edogru yürümeye devam etti. yirmi yıl önce amerikalı turistleri kasten korkutan kadın kendisi olabilirdi. Belki de diye düşündü, gençligimi özlüyorum. ama bu sadece kendi kişisel geçmişi, ona bu kenti sevdiren o dokudakiyeri degildi.Neydi bu?Sevdigi neydi?Bunun adını koyamıyorldu: onur gibi,özgecilik gibi,duygusallık gibi gizemli,o betimlenmesi imkansız insan duygularından biriydi.
laura ögrenci olarak buradayken,illinois ve güney carolina'daki arkadaşlarına ve kaliforniyadaki anne ve babasına,ögrencileriyle ilgili uzun mektuplar yazardı.parçası oldugunu hissetigi için bu kentle övünürdü.laura için oxfort bir düşler kenti,yabancıları eşsiz zenginliklere bogan ve insanın cigerlerini temiz havayla dolduran sonuna kadar gerçek bir yerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ekinoks
Mystery / Thrillergizemli bir polisiye kıtabı merakla okunması gereken bir kitap