Multideki ADEL' in GENÇLİĞİ
Yetimhanenin soğuk ve bir o kadar ıssız bu büyük odada on dört kız kalıyorduk. Her gün bu yatağa girip kabuslarla boğuşuyordum. Pek konuşmazdım, zaten konuşacak bir arkadaşımda yoktu. Meriç hariç.Onunla sekiz senedir bu yetimhane de arkadaşız. Pek fazla görüşmemize izin verilmese de fırsat buldukça kaçıp gittiğimiz bankta ve yemekhanede buluşabiliyoruz.
Müdiremizin dediğine göre Meriç'in annesi doğum sırasında ölmüş. Babası ise bir süre sonra kanser hastalığına yakalanmış. O da daha fazla dayanamayıp vefat etmiş. Kimsesi olmadığı için 4 yaşındayken buraya getirilmiş. Yarın ise on altı yaşına basacak.
Benim ailem ise trafik kazasında ölmüş. Zincirleme kazada şans eseri tek ben hayatta kalabilmişim. Bana anlatılan ise sadece bu kadarı.
❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋
Yine anormal bir gecenin normal gibi gözüken sabahının erken saatlerinde gözlerimi açtım. Yatağımdan esneyerek kalktım ve duş almak için havlumu aldım. Banyoya doğru ilerlerken bugün Meriç'in doğum günü olduğunu hatırladım ve kendimi hemen duşa kabine attım. Duşumu aldıktan sonra kıyafetlerimi çabucak giydim ve mutfağa Aysel teyzenin yanına indim.
Aysel teyze mutfakta çalışan arada sohbet ettiğim çok iyi bir teyzeydi. Onunda bir kızı vardı fakat yurtdışında okuyordu. Beni de hep ona benzetip kızım diye severdi.
'' Aysel teyze ben geldim!''
'' Hoşgeldin yavrum nasılsın ?''
'' İyiyim Aysel teyze, geçen gün konuştuğumuz gibi keki yapmama yardım edeceksin dimi.''
'' Evet yardım edeceğim ama kahvaltı zamanı yaklaşıyor müdireye yakalanmamamız lazım.'''
'' Tamam sen bana malzemelerin yerini söyle ben hemen başlıyorum.'' dediğim sıra Aysel teyze malzemeleri çoktan çıkarmaya başlamıştı bile.''
Ellerimi yıkayıp tarif kitabını önüme koydum ve keki yapmaya koyuldum. Meriç bu sürprize çok şaşıracaktı.
İlk olarak kaba şekeri ve yumurtayı kattım ve bunu bir güzel çırptım ardından yağ ve sütü ekledim, unu eledikten sonra kabartma tozunu da ekledim ve Aysel teyzenin rendelediği limon kabuklarıyla tekrar çırptım. Son olarak fırına atıp pişmesini beklemeye başladık. Kendimize kahve yapıp biraz mola verdik. Fırının sesiyle keki çıkarıp krema ve renkli şekerlemelerle süsledik. Harika görünüyordu. Eminim ki Meriç tadına bayılacaktı.
❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋ ❋
Mumları da yaktıktan sonra her akşam buluştuğumuz banka doğru gittim. Banka yaklaştığım da Meriç arkası dönük oturuyordu. Heyecanla önüne atıldım ve '' İyiki doğduun!'' dedim. Biraz buruk ama samimi yüz ifadesiyle bana gülümsedi. Keki banka bırakıp kollarımı boynuna doladım. Uzun bir sarılmanın ardından '' Sana en sevdiğin limonlu kekten yaptım , hadi üfle.'' Pastaya doğruldu ve üfledi. Mutlu bir şekilde ;
'' Harika görünüyor her şey için teşekkür ederim Adel.'' Peçeteye sarıp getirdiğim bıçağı çıkardım ikimize de birer dilim kestim ve yemeğe başladım. Ama gözüme Meriç'in dalgın hali takıldı. Bir şeyi vardı normalde hiç böyle yapmaz hatta çok konuştuğu için onu susturmaya çalışırdım.
''Bir şey mi oldu Meriç neden durgunsun?''
'' Bak Adel aslında sana söylemek istediğim bir şey var ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.''
'' Meriç söyle ne oldu , bak kalpten gideceğim.'' Kötü görünüyordu ve bu da beni daha da tedirgin ediyordu. Hala söylemeyince kızgın bir şekilde '' Meriç!'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA
Teen FictionGeçmişin ve geleceğin sırlarını bilmeden yaşayan Adel ve Meriç'in hikayesi...