Merabaaaa :d bu benim yazdığım ilk fanfictiondı. Normalde Prisoner Of Love ile aynı anda başlamıştım (ki ikiside yılın başındaydı bu yüzden yılbaşı kurgusu üzerine kurulu) geçen yılbaşında bunu bir sayfada yayınladım, tam 7 bölümlük ve şimdi baktım ki profilimin "work" bölümü bomboş. Herkes yazmış 3 tane 5 tane ben çok gariban kalmışım, sırf dolu gözüksün amacım o :p ayrıca yazmaya başladığım yaklaşık 2-3 tane larry one shot'ı var. Eh bunları tamamlamam bir ömür süreceğinden bana biraz fazladan zaman olması için sizi bununla oyalacağım çünkü tembelin tekiyim -ama yinede sizi seviyorum- bu yüzden eğer bunu okuyacaksanız ilk fanfiction'ım olduğunu ve gerçekten dandik olduğunu önceden belirtiyorum. iyi okumalar, oy ve yorumlarınız beni çok mutlu eder!
-cookie x
"Benimle dalga mı geçiyorsun?" diye sordum şaşkınlık içinde karşımda dikilmekte olan Hyacinth'e doğru. Düzgün ve biçimli kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Dalga geçiyor gibi mi görünüyorum?"
"Benden yılbaşında sosisli satmamı isteyemezsin, Cinthia." dedim kelimeleri tane tane ve birazda seslice telaffuz ederek. Ellerini önce garson önlüğüne sildi ve daha sonra kollarında birleştirdi.
"Birincisi; bunu isteyen ben değilim, patron. İkincisi de bunu sonuna kadar hakettiğini biliyorsun, Val." dedi saklamaya gerek duymadığı bıkkınlık ifadesiyle.
İçimi çektim." Hadi ama.Yılbaşında olmak zorunda mı?" diye sordum yavru köpek bakışlarımı en üst düzeyde tutarak.
Bir işe yaramadı.
Evet, bunu biraz haketmiş olabilirim ama birazcık uyuklamakla tüm restorantı neredeyse yakacağımı bilsem o gece sabaha kadar Pinterest hesabımda takılmazdım tabii ki. Yani, sanırım.
Herneyse. Sonuç olarak Ghost&Burger's restorant zincirinin Londra'daki en büyük şubesini neredeyse yakıyordum. Neredeyse. Buna rağmen aldığım ceza fazlaydı. Bu kadarını haketmemiştim. Eğer işimi kaybetme tehlikesinde olmasam o sosisli tezgahını sanayide bir güzel ezdirerek yeterince mutlu olabilirdim. Fakat para istiyorsam, işin sorumluluklarınıda üstlenmem gerekiyordu. İş yerini neredeyse cehenneme çevirmem değil.
"Patronun emri bu şekilde. İster yap ister yapma, senin tercihin." dedi umursamazlığa bir level daha atlayarak. "Ben yine de randevuma gidiyorum."
Gördünüz mü? Ev arkadaşım yılbaşı arifesinde bebek suratlının biriyle işi pişirecek ama benim pişireceğim tek şey sosisliler olacak. Bunu kaldırmamı beklemeyin benden.
Umutsuzluk içinde başımı tezgaha yasladım ve bu kabusun bir an önce bitmesini diledim.
"Hadi ama Valerie. O kadar da kötü değil." dedi Hyacinth sakin bir sesle. "Senin için bir sosisli kostümü bile ayarlamışlar."
Lanet. Olasıca. Sosisliler. Ve. Sosisli. Olan .Her. Şey.
"Bu gerçek olamaz." diye inledim kaderime lanetler okuyarak. Hyacinth gülümseyerek önümden geçti ve randevusu için hazırlanmaya gitti. Bense sosisli kostümümü alıp ,tezgahın başına doğru yürüdüm. Tıpkı bir suçlunun idam tahtasına yürümesi gibi. Yavaşça ve çaresizce.
-
"Yılbaşı sosislileri! Hadi sizde bir tane alın." diye bağırdım sokakta yürüyen insanlara doğru. Bu rastgele söylevlerim kimilerinin dikkatini çekip Christmas Hotdogs yazan küçük tezgahın önüne yönelmelerini sağlarken büyük bir çoğunluğunda 'Çekil yolumdan sürtük, senin saçma sosislilerine ayıracak vaktim yok.' şeklinde bir tavır takınmasına neden oluyordu ki bunun için onları suçlamayacağım. Hadi ama. Yılbaşı sosislileri mi? Bu hayatımda duyduğum en kötü fikrin ondan dahada kötüsüyle harmanlanmış hali gibi. Müşteriler (ki bahsettiklerim kesinlikle birkaç hippi ve dilenciden oluşuyor) tezgahın önüne gelip sosislilerini alıyorlar ve yılbaşına özel küçük mani koleksiyonundan oluşan kağıtlarla dolu mani kutusundan birini seçip tüm yeni yıl dileklerini bu satırlarla ifade ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Christmas Blue
FanfictionNiall Horan yürüyen bir sosisli ile tanıştığında deli gibi sarhoştu. Valerie Groff yılbaşı arifesinde aptal bir kostüm içinde sosisli sattığı için sinirliydi. İkisi bir barın arka bahçesinde mahsur kaldılar. *maniler, aptal diyaloglar ve birazda öks...